28 Ağustos 2016 Pazar

Aaa Orası Çok Deniz...

grocer clipart ile ilgili görsel sonucu
Bir insanın bir bakkalla ne kadar anısı olabilir ki?

Sadece benim değil.Kardeşim ve benim.O kadar komik bakkallarımız vardı ki İstanbul'da otururken...

İstanbul'da otururken apartmanımızın hemen altında bulunan bir site bakkalı vardı.Sahibi çok iyi bir insandı.Gerçekten çok saf ve iyi biriydi.Eşini ve çocuklarını da tüm site tanırdı.Ve çok sevilirdi.Acil olarak birşeye ihtiyacın olsun ve paran yoksa "Sorun değil ablacım" derdi.Bu şu an çoook uzak olduğumuz bir cümle.Aslında insanlık bu yani.Normal olanı bu ama işte...

Bu bakkal bizim anne ve babamızın ayrı olduğunu biliyordu.Annemler birlikteyken de vardı bakkalımız ve babamla da iyi anlaşırdı ama babam sürekli onun yanına gidip oturup muhabbet edince adamın işleri aksamaya başlardı.Uğursuz ya,kendi işsizliği yetmiyormuş gibi milleti de işinden ederdi:)))

Babam siteye bizi kötülediğinde,annemin yaptığı işi merak edip te bize tavır alan siteden eser kalmayınca,bakkalımız bize iyi davranmaya başladı.Kin tutmadık.Kimseye kin tutmayız zaten.ormal alış verişimizi yaptık.Ama her gittiğimizde bize bi garip bakıyordu.
"abi ben bir ekmek,süt ve yumurta alıcam."
"Tamam canım,şundan da ister misin?Var mı sizde.Yoksa verebilirim.Sorun değil."
"Yooo var.Teşekkürler yine de sorduğun için."
Allah allah bayram değil seyran değil eniştem beni neden öptü şimdi?Bir anlam veremmiştim.Kardeşim bakkala gidince ne alırsa alsın mutlaka yanında bir çikolata veya şeker olurdu.Annem nasıl kızardı.
"Oğlum almayacaksın bir daha."
"Ya anne napayım elime sıkıştırıyor,olmadı poşete koyuyor."
Annem sonunda gidip onunla böyle yapmamasını söyleyen bir konuşma yaptı.O da bizi zavallı zannediyormuş meğerse.Hani bunların babası yok,anaları da koşuşturuyor 3 kuruş kazanmak için.Ben de yardımcı olayım bari.Bir bilse biz annemin kazanımlarıyla neredeyse bir dönem hiç otobüse binmeye tenezzül etmedik.Valla bir ara annem o kadar güzel kazanıyordu ki,durmumuz çok iyiydi.Ne zaman ki işin içine Çin girdi,tüm piyasalar alt üst oldu.Olsun o zaman da aç kalmamıştık.

Ama bu bakkalın lafları da çok komikti.Mesela ben üniversiteden geldiğimde bir dönem annem beni bakkala yolladı.
"Abi ben şunu şunu alıcam."
"Aaa Zeynep hoşgeldin canım.Nassınn?İyi misin Kardeşim?"
"İyiyim abicim,sen nasılsın?"
"Ben de iyiyim hamdolsun.Biz aynıyız.Haberler sende.Sen hangi üniversitedeydin ya?"
"Yakın Doğu Üniversitesi."
"Nerdeydi o?"
"Kıbrıs."
"Aaa orası çok deniz..."
Bu nasıl cümle len?Aaa orası denizlerle kaplı bi yer.Aaa orası ada...filan anlarım.aaa orası çok deniz nedir allahaşkına.

Ama bakkalımız komikti de ondan bahsederken de biz de komiktik.Annemlerin apartman günü vardı.Neredeyse 40 dairelik apartmandan 20 daire birinde toplanırdı.Biz de Afrodit ve Kybele ile oturur masanın başında hemn yemek yer hem de konuşmaları dinleyip dinleyip gülerdik.Bir gün şu konuşmalara şahit olduk...

"Kızz geçen bakkaldan bi yumurta aldım valla süperdi."
"Öteki apartmanın altındaki markette de güzel ama.."
"Valla ben bilmem Bakkal'ın yumurtaları çok güzel..."
Bakkal'ın yumurtaları mı?Biz koptuk zaten masada...Kendi aramızda konuşuyoruz."Nerden görmüş acaba?"kıkır kıkır kıkır...
"Aaa bak Bakkal'ın pattisleri de harika...Bir de bir sucuk getirtiyor..."
Ya yok artık...Puhahahahaha...Ama biz geberiyoruz gülmekten.Anlam veremediler bize.
"Bunlar niye gülüyorlar bu kadar be" dedi Kybele'min annesi.
Ya zavallılar gayet masum konuşuyorlar ama farkında değiller ki söylediklerinin.Çocuklarının içi fesat.Biz hemen tabii çekiyoruz başka yere.

Daha sonra bu bakkal taşınınca karşı apartmanın altına bir bakkal açıldı.Gelen gideni aratır derler.BU bakkalın sahibi de gerçekten çok iyi niyetliydi ama biraz tipi Recep İverdik'i anımsatıyordu.Mesela ben adamı hiç t-shirtle görmedim.Hep beyaz vücuda yapışan ya da çok giymekten askıları kendini salmış taaa göğsüne dek açılmış bir vaziyette gördüm.Çıraklarına sürekli bağırırdı,totolarına o harika lacivert tuvalet terliği ile hafif tekme atardı."Hadi len işinin başına" derdi.

Tabii malum olay onun da kulağına gitmişti ve bize her zaman bir tık daha farklı davranırdı.Mesela kardeşim ona gittiğinde sürekli ona şu soruyu sorardı,
"Babanı özlüyor musun lan?"
"Yoo..."
"Hee,çok mu kötüydü lan baban?"
"Evet abi.Ben hemen alıp gitsem?"
"Hiç mi aramıyor lan baban?"
"Hayır abi,aramıyor."
"Şerrrefsiz,afedersin."
"Olsun,önemli değil."

Ben gidince de ,
"Al canım ya bir dondurma al.Kardeşinle oturur yersiiz."
"Teşekkür ederim,almayayım."
"Ya al.Benden kardeşim."
"Yok biz sevmiyoruz dondurma zaten."
"Ya dondurma sevilmez mi?"
"Gerçekten,böyle şeylere gerek yok abi ya."
"Bak darılırım..."
Hayda,arkadaş almayacaaammm...Annem tabii gidip bir konuşma daha yaptı.Ondan sonra düzeldi.Herşey yolunda giderken birden bire bir olay patlak verdi.Ben okula annem işe gidiyordu.Kardeşim de okula gidiyor ama hepimizden daha önce eve geliyordu.Hepimizin anahtarı vardı.E tabii annem evde olmayınca,dışarıda çalışınca çok fazla yemek olmuyordu ve kardeşim dışarıdan besleniyordu.Nasıl mı?

Biz de merak ediyorduk ama bu bakkal bir gün annem ekmek almaya gittiğinde sorduğu soruyla anladık.
"abla bu 300 tl borcu ne zaman kapatırsınız?"
"Ne 300 tl si.Karıştırdınız heralde."
"Yooo,sizin ufaklığın borcu."
"Nee...nasıl yani?"
"E hergün gelip salam,kaşar,ekmek ve kola aldı benden.Deftere yazdırdı.Baya da zaman geçti."
"Ahhh...Ben onu...Neyse tamam...Siz bir daha asla ona istediklerini vermiyorsunuz.Benden habersiz asla bir şey almayacak ya da siz vermeyeceksiniz.Çünkü bu borçtan beim haberim yoktu.Şu an üstümde param yok en kısa zamnda size ödeyeceğim...."

Heeehh...İşte en sevdiğim kısım başlıyor...Gerçi evde kırılacak kapı da kalmamıştı ama olsun anem bulurdu bişiler...
Annemin eve bir girişi vardı.Bir bakışı vardı ki,hani düşünmek ve kaçmak için sadece ayakkabılarımı çıkarana dek süren var gibi.Kardeşim " Anne hoşgeldin diye kapıya gidince."
"Sen geç bakayım bi içeriye..." diyince anladı zaar.Korkudan bembeyaz bir şekilde geçti koyunumuz içeriye,artık kesim sırasını bekliyordu.Annem hemen geldi...
"Oğlum sen bana ceza mısın?"
"Noldu anne?"Sanki bilmiyor pislik:)))
"Bakkala gittim alış veriş yapayım diye,bana 300 tl lik borç çıkarttı."
"Neee?"Gittikçe batıyor.
"Yaa..."
"Ama tamam ben ordan aldım bişiler de o kadar olmaması lazım."Sıvıyor iyice,ohhh...
"Ben akşamlara dek 5 kuruş daha fazla kazanayım diye çalışayım siz gidin bok gibi para harcayın.Eve gel evde ye yemeğini.Malzeme var,kendin yap ekmek arası bişiler."Arkadaş neden ona kızınca ben de işin içine giriyorum?Neden sen değil de siz?Hep arada diğer kardeşler de kaynıyor he...
"Tamam bundan sonra öyle yaparım."
"Bundan sonra zate asla almıyorsun oradan bir şey.Valla açlıktan ölsen eve geleceksin.Kimseye de gitmeyeceksin.Valla öldürürüm çocuk seni."
"Tamam anne,özür dilerim."
"Dilemem özür mözür.Yapma bir daha..."

Valla o günden beri kardeşim hiç alışveriş yapmadı,ikinci bir emir çıkana dek.Sonra gitti oraya.Yıllar sonra bir arkadaşıyla o bakkala gidince adam tutup,
"Al al şurdan bişiler."

İnsan bir uzun süre sonra görülmenin ardından  merhaba nasılsın,hadi nasılsın olmasın nassın demesini bekliyor.Adamın söylediği şeye bak...Al al şurdan bişiler.Hani uzun süre sonra bi jest yapacak bişiler ikram edecek ama aştan 0 yani adam...

Şimdi marketler var.Onlarda öyle şeyler oluyor mu?Ben rastlamadım.o yüzden  ben yerli esnafı severim.İçten,samimidir.Komik şeyler olur gittiğinde.Malzeme çıkar.Gülersin,her zaman hatırlarsın.Umarım bir gün yine o bakkalları görme şansımız olur...

RESİM ALINTIDIR.

2 yorum:

ÖRGÜÇANTAM-Hatice yazıcı dedi ki...

Bakkal muhabbetleri keşke kalsalar hep ,gerçi İzmir de hala mahalle bakkalları oldukça çok ama merkezi yerler binalaştıkça marketlere dönüşüyorlar ve bu yakınlık bitiyor.
Bak küçük yaşlar da büyüklerin konuşmalarını farklı düşünüp deliler gibi gülme olayı bizde de vardı:))))okuyunca o günlere gittim yaa:)) eline sağlık senin yazılardan hayatımdan hikayeler diye bir kitap olur nan:)

Bambam Kemal ile Annesi dedi ki...

Amac ta o zaten,kitap cikartmak;)insallah keyifli bir kitap olur...