4 Ağustos 2016 Perşembe

Hadi Hayırlı Olsun,Nur Topu Gibi Bir Paranoyam Var!:))

Bu "aşkım kapa kapa..." olayından sonra ne desem de vermesem oğlumu haftasonu diye düşünürken bir bok bulamadım.Ve aslında beni deli etmeye çalıştığını,ana bunu yapmak için çabaladığını idrak edebildim.Zor oldu ama ettim.Dedim ki "Ver çocuğu Zeynep.Şaşırsın biraz senin iyi tavrına..."Ama beni cumadan aldı bir endişe."Ya çocuğumu sinirlenip döverse."Öyle ya Kemal çok hareketli bir zamandaydı ve sabır istiyordu yaptıkları."Ya dayanamaz da bir yerini morartırsa?"Ya da hiç ilgilenmezse ve düşerse bi yerini kırarsa..."Paranoya has started...Dedim "Allah'ım bu düşüncelerden al beni.O da babası heralde zarar vermez.Ya da zarar verirse başına gelecekleri düşünür."Derken pazar günü geldi çattı.Ben Kemal'i yataktan kaldırdım,güzelce giydirdim,kahvaltısını yaptırdım ve "Geldim" mesajı gelince aşağıya indim.Beyaz bir jiple geldi.Plakası kız arkadaşının ismi ve soyismi.Kemal başladı ağlamaya.Çocuk bana koala gibi yapıştı.O'na bakıp bakıp ağlıyordu.Ben de ;
"Yookk annecim,bak baba gelmiş.Baba cici.Ne güzel eğleneceksiniz.Sonra hooop akşam yine birlikteyiz.Baba seni bana geri getirecek."

Benim arabamdan çocuk koltuğunu aldı,zaten hep alıyordu.İnsan gidip te kendi arabasına bir koltuk alır yani.Neyse ben de böyle bir adamdan neler bekliyorum değil mi?Sen de he saftrik Zeyno!Arabası giderken oğluma tam el sallayacaktım ama öyle bir hızla gitti ki yüzünü dahi göremedim oğlumun.Apartmanın kapısında içeri girerken tam kötü düşünmeye başlayacaktım ki daha sonra bu düşüncelerle o 8 saatin geçmeyeceğini düşünerek eve gittim ve yattım.Uyursam nasılsa zaman geçecekti ve ben de düşünmeyecektim.

Uyumasına uyudum ama 2 saat.Sonra uyandım,nette gezindim.Arkadaşlarımla konuştum, film seyrettim.Bu arada ona bir mesaj attım.
"Kemal yemek yedi mi?Ya da öğlen uykusunu aldı mı?"
Tek mesaj cevabı...
"Sanane."

Hala sabrımı korudum fakat içim içimi yedi.O bana bunları derken benim hiçbir şey diyemem beni yedi bitirdi.Keşke ona içimdekileri dökebilsem ya da ben de kötü davranabilme hakkına ve lüksüne sahip olabilsem.Ama benim oğlum vardı ve ben bunu onun için yapmamalıydım.
Akşam saat 18.00 dedin mi getirmesi lazımken saat 19.30da geitrdi ve bu sefer evliyken aldığımız 2. külüstürle geldi.Sanırım bir laf atmamı bekledi."Hep farklı arabayla geliyosun,ama çocuğun nafakasını ödemiyorsun..." diye çemkirmemi beklediyse de ben ;
"Ayy Kemal ne güzel baka babayla güzel vakit geçirmişsindir....Aferin oğluma hiç üzmemiş babasını..." dedim ve içeri girdik.Kemal ağlıyor ve bana sarılıyordu.Çocuk onu bırakacağım diye kucağımdan uzun bir süre hiç inmedi.Tabii kokusu kalmasın üzerinde diye hemen banyoya soktum.kimbilir hangi pis elleriyle çocuğuma dokundu ya da içkili ağzıyla öptü.Sonra Kemal'i giydirip onunla oynamaya başladım.Öpe öpe bitiremedim.Sanki benden 1 ay uzak kalmış gibiydi.Çok rahattım.Yanımdaydı ve eğer haftaya da alacaksa daha önümüzde 7 uzun gün vardı,ohh be...

Ama içimdeki sinir devam ediyordu.Ne yapmalıydı da bu adam dize gelmeliydi.Çocuğu için bir şeyler yapmalıydı?Zamanla diyordu herkes...Zaman o alana dek çabuk geçiyor ama o oğlumu alınca hiç geçmiyordu.Zamanla gerçekten çözülür müydü yoksa birşeyler mi yapmak gerekirdi?Neyse Zeynep yorma kendini nasılsa öğreneceksin bir kaç gün sonra dedim ve gerçekten de gördüm...
RESİM ALINTIDIR.

Hiç yorum yok: