Ya vallahi artık inanacağım kurşun dökme işine...
Hurafe derdim,olmaz ya yalan bunlar derdim de meğerse bilimsel bir açıklaması varmış.Vücuttaki kötü enerjiyi alırmış.Kurşun elementi negatif elektrik atomlarını dağıttığı için pozitif atomların yayılmasını sağlarmış...Yani belki buna biraz inanabilirim.Her zaman diyorum insan inançlı olup dua edip ibadetini yerine getirdiğinde iç huzuru olur,herşey yoluna girer.Ben buna inanıyorum.Ama açıkçası sön dönemlerde yaşanan olaylara bakıldığında kurşun döktürmenin de bu bilimsel açıklaması beni cezbediyor...
Bunu neden düşündüm ben?
Zaten yaşananları biliyorsunuz...Boşanma süreci,okul davası,tehditler,avukatlar,jandarmalar...
Tatilden dönüşte bize vurup kaçanlar ki henüz bunu bilmiyorsunuz.O olay zaten tam film gibi.Onu da detaylarıyla anlatacağım ama şu süreç bir bitsin ondan sonra.Çünkü olay kamu davasına döndü.Arkadaş hiç mahkemeden çıkmıyorum ki.Yani üstümden kuş geçse hakikaten "hıııhh,ben senin üstünden geçmek istemiyorum.Orda durma" diye dava açacak be...Yani varsa benle bir sorunu olan buyursun gelsin,ben zaten hep mahkemelerdeyim dermişimmm...Bence bu olaylar bittikten sonra bilirkişilik yapabilirim.Her süreci biliyorum.Bir adım sonrasını tahmin edebiliyorum.Karşı taraf ne yapacak ne edecek hepsi...Parası olan geiyor dava açıyor arkadaş...Neyse belki de yıllarca dua edip elde edemediğim paraları davaların bitiminde alarak zengin olacağım:)))))))Amannn batsın paraları da kendileri de...Sıfatlarından ne hayır görük ki paralarından görelim...
Ben bunları yaşadıktan sonra okulumuz başladı ve hem bölüm başkanımız olan hem de benim okuldaki annem gibi olan canım öğretmenimin arabasını yolda gördüm.Yanında da diğer bir meslektaşım vardı.Sabah okula beraber geleceklerdi.Okula gidilebililecek en açık yol orası olduğundan herkes o yolu kullanıyordu ve birbirimizle karşılaşmıştık.Ben arabaları bozuldu zannetmiştim.Meğerse bir kamyon onları yolsa sıkıştırmış,arabanın yanına sürtmüş ve kaçmış gitmiş.Araba zaten eski bir araba.Ama maaşallah'ı var.40 yıllık,otomatik bir maviş:)Öğretmenimin kendine ait özel bir arabası vardı ama o da bir kolej mağduru olunca -tamamen duygusal nedenlerden-satmak zorunda kaldı ve bu güzel arabayı kullanmak mecburiyetindeydi.Çünkü henüz okul servisleri başlamamıştı.Ben yanlarına gittiğimde polisi çağırdıklarını söyledi.Polisi beraber beklemeye başladık.O bize her ne kadar "Okula gidin siz" dese de biz onu yalnız bırakmak istemedik.Daha sonra polis geldi ve arkasından zümremizin diğer üyesi olan meslektaşımız da kendi rabasıyla geçerken bizi görmüş ve hemen gelmişti.İfade verilecekti,kamyonun plakası alınmıştı ve sahibine bakılacaktı,aranacaktı...Yani zart zurt çok iş...Zorla bizi okula gönderdi ve kendi de 1 saat sonra okula geldi.Tabii ki cana gelmemişti bir zarar ama öteki niye olsun değil mi?Hadi çarptın kaçma bari...Bunun da stresini yaşadık...
Daha sonraki gün işlerimizi halletmeye çalışıyorduk.Okulda gayet mutluyduk.Herkes kendi işine gücüne bakıyordu ve insanlar birbiriyle kaynaşıyordu.Öğle yemeğine indik ve konuşurken birden bire aynı öğretmenimizin aniden midesi bulandı ve gitti bir anda istifra etti.Hepimiz şaşırdık,şok olduk.Daha sonra yemeği bitirince kalkıp gidelim dedik ve tam merdivenleri çıkarken birden bire ayakkabısının topuğu çıkıverdi.Allah korusun valla,iyi tutunmasaydı düşebilirdi.
Dedik ki "Allah bizi sınıyor heralde."aynı hafta içerisinde bir sürü olay.Millete anlatsan inanmaz.Hatta birine anlatmıştım ve bana "Yok hocam,o filmlerde olur ya "filan diyip inanmamıştı.:))
Şu olayla bir çözümlensin daha neler anlatacağım.Ama inanmamazlık yok!Şimdiden uyarayım da."Zeynep sallama..." demeyin:)))
RESİM ALINTIDIR.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder