Etrafta o kadar içki içen var ki...Ağzıyla içmeyen...
"İçki tüm kötülüklerin anasıdır." demişler...
Doğru...
Ne kadar içen gördüysem hepsi sapıtmıştır.
Başta eski eşim olmak üzere...
Yurtdışı sayılan bir yerde okuduğumuz için hayat şartları daha rahattı ve baskı altında kalan gençler orada kendini dağıtabiliyordu.tabii ki hepsi değil.Kendini bilen de vardı,kaybeden de...Kumarhanelerde para harcayıp,içkiye para yetiştirmek için işte çalışanlar filan...
Ama kendini bilenler de gayet güzel okudular ve memleketlerine geri döndüler.Biz de bu insanlardan ikisiydik diye düşünmüştüm ama eski eşimin bağımlılık derecesinde içkiye düşkünlüğü vardı.Bir insan oturduğu zaman bir kasa bira içer mi yahu?Bir de üstüne evde ne kaldıysa onları da içerdi.Tabii arkadaş çevresi de çok önemli.Arkadaşları da normal değildi...Ben de arkadaşlık yapmıştım,bana bir zararları yoktu şimdi Allahı var.Ama dolaylı olarak beni de etkilediler.İnsanın arkadaşı yanlış yaptığında dur diyebilmeli.Biraz daha gaz verip onu ateşe sürüklememeli.Onlar öyleydi.İçki dendi mi hepsi için akan sular durulurdu.Her ne kadar şu anda bir arkadaşı "Biz üniversitede çok içerdik ama evlendikten sonra hiç içmedik" diye yalan söylese de deli gibi içiyorlardı.Şu an hiçbiriyle görüşmediğimden bilemiyorum.Eğer imana gelip,tövbe ettilerse bilemem ama tahmin etmek çok zor değil.
İçen bir tek o değildi tabii...En samimi arkadaşlarımdan biri de çok içerdi.Kız olmasına rağmen...Psikolojik olarak ta sorunları vardı ama atlattı.Birbirimize destek olduk.Annelerimiz tanıştılar ve bizi birbirimize emanet ettiler.Ben yanlış yapınca o beni,o yanlış yapınca ben onu uyarırdım.Hiç bir zaman küsmedik birbirimize diyemeyeceğim.Şu anda görüşmüyoruz,arkadaşlığımız da onun kıskançlığı yüzünden bitti.Arkadaş bir tane de normal arkadaşım olsun he...Gerçi ben normal değilim ki arkadaşlarım öyle olsun:)))
Bu içki merakı benle evliyken de devam etti.
Ama evimiz hep içkiyle doluydu.Şişeleri çok güzel olunca o şişeleri biriktiriyorduk.Eski eşim içiyor ben güzel olan şişeleri iyice yıkayıp yağdanlık yapıyordum:))Kadın her yerde kadın...Hani bir karikatür var ya,uzaya çıkınca kadın uzay gemisini elindeki bezle siliyor...Aynı o hesap...
Bir gün en yakın arkadaşlarından biri askere gidecek diye dışarı çıktılar ve içmeye başladılar.Ben asla karışmadım,dışarı çıkmalıydı zaten arada.Arkadaşlarla geçirilen güzel vakit gibisi yoktur.Ama işte o arkadaşlarını seçemedi çok...
Bana eve saat en geç 01.00de geleceğini söylemişti fakat o saati geçirince ben de haliyle merak edip aradım.Aaa bir de baktım ki bunun ses kayık...Biraz daha duracaklarını söyledi fakat ikinci verdiği zamanı da geçirince merak edip aradığımda telefona başka bir arkadaşı çıktı ve kalkacaklarını söyledi.E kendi gelemezdi ve dedim ki "nerdeyseniz ben oraya gelip alıcam onu."Evden tam tek başıma çıkıyordum ki kenar köşe hanım beni gördü ne olduğunu sorunca anlattım ve pederle gitmemi söyledi.Arabayı o kullanıyordu,ben sinirden ağlıyordum ve bana dedi ki,
"Ya ne ağlıyordun,boşver olur böyle şeyler..."
Ne rahat adam yahu,ben de bu kafadan istiyorum diye düşünmüştüm.
Veee nihayet onların olduğu yere varmıştık.Onun hali beterdi.Gözler kıpkırmızı,ayakta duramıyor,konuşurken ağzından tükürükler fışkırıyor...Hemen arabaya oturtmaya çalıştık ama b... çuvalı gibi arabaya yığıldı.Diğer arkadaşlarını topladım yanıma ve dedim ki,
"Siz nasıl arkadaşlarsınız ya,ağzınızla içsenize.Şunun haline bi bakın.Zaten karaciğerinde yağlanma var.İçkiden iyice beter olacak."
"Ya Zeeyyyneppp,hakkını helal et ben askere gidiyorum."
"ya naparsan yap ya.Sağlıkla git gel.Ama yeter artık bir daha aramayın bizi."
Şok içinde bana bakıyorlardı,en azından ben öyle zannettim ama belki de hatırlamadılar bile o kafadan.Aramadılar zannediyordum ben.Ama tabii ki yalan,sürekli görüşüyor ve eski eşimin iş yerine gidip orada da devam ediyorlardı içmelere...
Neyse ki eve geldik...Amacım hemen onu giydirip yatırmaktı.Ama o içince içine bir hayvan kaçıyor ve yatmıyor,uyumuyor.Etrafı dağıtmaya başlıyordu.Ya da "Öpücem,sarılıcam..." muhabbeti...Ama aynı HULK gibi oluyordu.Üniversitede tek eliyle buzdolabını indirdiğine şahit olmuştum.O kadar sinirliydim ki ve üzgündüm.Artık yatmalıydı ama yatmıyordu ve beni de uyutmuyordu.En son yatağa yatarken bir kustu ki...Tüm perdelere,yere,makyaj masasına kadar...Sinirlenip bağırdım,"yeterrr."
Kenar köşe hanım geldi,
"Noldu vurdu mu sana?Naptı?Vurdu mu?"
"hayır ama ne yaptığına bir bak..."
"Oğlummm?Ne yaptın sen...Tamam hadi yat artık..."
Sanki ufak çocuğu " aaa hadi bakiim yatma zamanı" diye uyarıyorsun.Ama napsın oğlunu tanıyor,biliyor...
Bir kahve yaptım,içirdik ve yatırdık.Tabii ben tüm perdeleri çıkarttım ve makineye attım.Elimde bez sabaha dek yerleri,duvarları ve makyaj masasını sildim.Yattım,ama nefret ettim ondan.O eğlenmişti ve sabaha hiçbirini hatırlamayacaktı.Olan bana olmuştu.Eziyetini ben çekmiştim.Odanın içi olduğu gibi içki ve kusmuk kokmuştu.Bunu bana yaptığı için affedemiyordum.Ve ertesi gün onunla birlikte uyanmak,yüzünü dahi görmek istemiyordum ama elim mahkum gördüm...
Önce perdelerin neden olmadığını sordu,anlattım herşeyi.Özür diledi her zamanki gibi.Bir daha yapmayacağına söz verdi.Bu sözü 1-2 hafta tutuyor sonra yine bozuyordu.Ve ben her seferinde inanıyordum.Salaklık bende...Böyle bir adama neden inanıyorsun ki değil mi?Ama işte büyülenmiş gibiydim...Ne bileyim belki de bize ya da bana yapılan büyü tuttu mu ne?Kim yaptıysa artık,ya da yaptırdıysa...
Bu en hafif atlattığımız içki sendromlarından biriydi...Ama artık yaşamayacaktım böyle şeyleri...
Daha başka pisliklerini görecektim.Sadece içki olsaydı keşke tek sorunu...Ama göreceklerime şaşıracak mıydım?En başta evet ama sonrasında hayır...
İçki içen birinin aklı da bedeni de düzgün işlemez,işleyemez...
Bir insandan beklenmeyecek tavırlar sergileyecekti zamanla...
Ve etrafımda ki herkes " Bunu da mı yaptı ya " diye şaşıracak ama ben ve ailem şaşırmayacaktık...
Çünkü biz bu sahneleri zaten önceden görmüştük...
RESİM ALINTIDIR...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder