30 Temmuz 2016 Cumartesi

Tanıklar Gelsinn...

Öğrencilere her geniş zamanı öğrettiğimde "ne için kullanırız bu zamanı,bana örnek cümle verir misiniz?" diye sorarım ve cevabını aldıktan sonra günlük rutin işleri birlikte tahtaya yazmaya başlarız.,
"Sabah saat 7de kalkarım,elimi yüzümü yıkarım,kahvaltı yaparım,giyinirim,işe giderim,öğle yemeği yerim,işe devam ederim,eve dönerim,arkadaşlarla takılırım,akşam yemeği yerim,eve dönerim...."
Önceden hayatım buna benzer rutinlerdeydi fakat uzun zamandır şu tahtaya yazdığım rutini yakalabilmiş değilim.Çok istiyorum sıradan bir hayatım olsun.Bu günlük rutin aynı beni tanımlasın...

Okul davası bitince dedim ki "evet işte bu,ev iş-iş ev :)".Hay ağzını arılar soksun Zeynep...Ertesi gün avukatım aradı ve dedi ki 
"Perşembe günü davamız var,saat 08.30 da orada buluşalım."
"Tamam."
Rahattım,nasılsa ben kazanacaktım.Kemal bende kalacaktı.En büyük isteğim buydu.1500tl nafaka,150bin maddi 150bin manevi tazminat ile arabayı istemiştim.Elbette bu meblağlar verilmeyecekti fakat hakime hanım mutlaka adil davranırdı diye düşünmüştüm.Tabii ki şahitlerim de vardı,Teacher ve İkizlerin annesi ile annem ve kardeşim.
Gittik,sabah 5.aile mahkemesi önünde beklemeye başladık.Tabii ki herkes benim moralimi yüksek tutmak için uğraştı.Espriler,şakalar.Millet görse "Heralde yazık kadın kafayı yedi.Yanındakiler de pek normal değiller.Adam boşanmakta haklı" diye düşünürler.Hiçbir duruşmaya gelmediği gibi buna da gelmedi fakat avukatı ve Yumurta Kafa oradaydı.Ve ilk tanık çağırıldı.Annem:)
"Adınız.."
"Tütü..:)"
"Nesi olursunuz?"
"Annesiyim."
"Herhangi bir olaya şahit oldunuz mu?"
"Olmaz mıyım.Ne zaman evlerine gitsem buzdolabı dolu içki şişeleri ile mutfak dolabının üstü de içilmiş boş şişelerle doluydu.Ben ne olduklarının sorduğumda kızım hep onu savunmaya geçerdi.Biz arada sırada gelirdik onlara çünkü o,hal ve tavırlarıyla bizi istemediğini çok güzel belli ederdi.Biz gelince hiç konuşmaz,hemen dışarı çıkardı.Esprilere gülmez böyle bıyık altından gülerdi hep bize."
"Ayrılma kararını duyunca ne yaptınız?"
"Çok üzüldüm tabii ama bir sorun olduğunu biliyordum.Ama yavrum hiçbir şey belli etmedi.Ne  mutlu bana ki çok güçlü bir kız yetiştirmişim."
Orada patlayacaktım gülmekten ama anneme bakmamaya karar verdim."Kendi yorumlarımızı katmadan ..."demişti avukat,annem maaşallah ne kadar kendi yorumu varsa katmıştı.Ama anne tabii,normal.
"Ben ayrıca ona bir mail attım.Nedenini sorgulamak için.İki aylık bebeğini neden insan bırakır diye."
"O ne cevap verdi?"
"Yazımı beğendi."
Orada herkesin yüzünde bir gülme belirdi,hakime hanım dahil...
Sonraki tanıkk...Teacher...
Ayn sorular ona da soruldu.
"Valla biz ne zaman gelsek o evde yoktu.Hatta Kemal'in mevlidinde bile yoktu."
"Olması mı lazım?Yani ben böyle şeyleri bilmem de."
"Tabii ki yani kadınlar ayrı erkekler ayrı yerde otursa da en azında getir götür işleri yapılır,yemek içecek alınır.Bir ihtiyaç olursa diye hep beklenir, kaldı ki kendi bebeğinin duası okunuyor yani.Benim de bebeğim var,eşim hep oradaydı.Ne kadar mevlide gitsem de hepsinin eşi oradaydı.Ama burda Zeynep yalnızdı ve herşeyi kendisi ve annesi yapmıştı.Aynı zamanda onun çok içtiğini de biliyorum.Birkaç kez ben de şahit oldum.Bir keresinde yürüyüş yaparken onlara kapıdan uğrayacaktım ama Zeynep beni evine almadı.Ben onu pencereden görmüştüm,içkiliyidi belli.Birkaç kez de dışarıda çok içtiğini görmüştüm."
Hemen karşı tarafın avukatı atladı:
"Zeynep hanım da içki içer miydi?"
"Ben zeynep'in içtiğini söylemedim,aynı mekanda ayrı yerlerde otururken sadece onun içtiğini gördüm.Zeynep içki içmez,benim yanımda da asla içmedi.Ben hiç şahit olmadım."
"Ayrıca ne zaman bir yerlere gitsek biz hep eşlerimizle giderdik fakat Zeynep tek gelirdi.O bizi sevmezdi ve arkadaşımızı da bizden uzak tutmaya çalıştı.Kaç kez onlara gitmeye çalıştık ama o hep bir iş bahane edip bizi evine almadı."
Sıradaki tanık...Kardeşim;
"Ben evlerine çok gitmezdim,zaten bizi istemezdi.Ama buzdolabında çok fazla içki vardı.Bir kez de eniştemle birlikte içmiştik ve ablam onu eve çağırmıştı geç olduğu için ama o,"Amannn boşver ya..." diyip devam etmişti..."
Sıradaki tanık.İkizlerin annesi...Zavallım çok şey söylemek istemişti ama durum onun istediği gibi yönlenmedi...
"Biz Zeynep'i hep çağırırdık ama o gelmezdi."
"E belki Zeynep Hanım istemiyordu?"
"Belki de ama hep onun istemediğini söyledi."
"Anladım.Buyrun oturun." :((((
Pek parlak geçtiğini söyleyemeyeceğim bu duruşmanın.Aslında hakime hanımın da inanası yoktu gibi.Avukatım "Keşke şahitler daha somut örneklerini de anlatsalardı.Bana söylediler aslında bu var şu var diye.Mesela İkizlerin Annesi onu bir AVM'de bir kızla elele görmüş.Hala evliyken...Onu söyleseydi keşke."
"Neys enapalım geçti artık.Ne olur sizce?"
"Tazminat ve nafaka düşük olur."
"Hadi ya?"
Üzülmüştüm ama napayım yani dünyanın sonur değildi ve kurtulmuştum bir duruşmadan daha.Ve nedense içim rahatlamıştı.Ama sanırım en iyi geçen duruşma oydu.Bundan sonrakiler biraz kanırtacaktı çünkü...
RESİM ALINTIDIR.

Hiç yorum yok: