24 Temmuz 2016 Pazar

11 Yıl Boşluk Neymiş Ya?

Boşanma nedir ya?İki anlaşmayan tarafın artık evliliklerine son vermesi değil mi?Ben mi yanlış biliyorum?Eziyet etmek boşanmakla aynı kelime mi yoksa?Yoksa uğraştırmak mı?Ya da huzursuz etmek?Boşanma süreci kanırtıyor biraz.Hala bitmiş değil.Arkadaş sanki ben terketmişim,ben aldatmışım da ben yapmışım herşeyi.Boşanma davasını açınca tüm oklar üzerimize çevrildi.O benimle daha keskin konuşmaya başladı.Öyle olunca benimle telefonda konuşmamasını sadece mesaj atmasını istedim.Sadece Kemal ile ilgili durumlarda benle konuşmasını rica ettim.Hala rica ediyorum yani.Ben terbiyemi kaybetmedim,henüz:)Ama o zaman geçtikçe kabalaşmaya başladı.Aslında hep kabaydı da ben onu aklımın yarattığı bir kişiliğe büründürdüğüm için öyle görmek istedim sanırım.Benim için o hep iyi,nazik,küfür etmeyen bırakın küfürü artık herkesin dilinde olan ve normalmiş gibi karşılanan OHA,ÇÜŞ lafını bile etmeyen hele ki aldatmak mı onu hiç yapmayacak olan insandı.Ama dönüp kendime hiç şu soruyu sormamışım."Neden olmasın ki?Neden yapmasın?"Belki sorsaymışımcevabını daha erken bulacaktım.O hep beni severibenden başkasını gözü görmez demiştim.Gözü başkasından beni görmemiş ama.Üniversite yıllarında o kadar güzeldi ki ilişkimiz.Herkes hayrandı ilişkimize.Şu anda onun avukatı olan kişi bizim ortak arkadaşımızdı ve onun da oda arkadaşıydı.Gerçi onu hiç sevme "dinazor yumurtası gibi kafası var" derdi.Çünkü çocuk inanılmaz zayıftı ve gitgide kilo almaya başlayınca bünye buna şaşırmış,kilo alacak başka yer kalmayınca"acaba başka nereden alsam ki kiloyu?" demiş ve kafadan almıştı belli ki.Ben en sevdiğim arkadaşlarımdan biri olan Antepli ile aynı odada kalıyordum.O da karşı yurdumuzda 3 kişi kalıyordu.3.kişi meğer beni görmüş ve beğenmişti.Yumurta kafa da bana onun beni beğendiğini,iyi bir çocuk olduğunu söylemişti.İnşaat mühendisliğinde okuyordu.Ben çocuğu hatırlayamadım bile.Sonra o çıkıp gelince hatırladım.e tipi fena değildi,konuşması da güzeldi.Sanırım insanlar böyle diyordu ve çıkıyorlardı.Bana çıkma teklifi edince ben de kabul etmiştim ve çıkmaya başlamıştık.Hergün buluşuyorduk.Bir de denizci bir arkadaşımız vardı.Çok severdim bana ihanet etmeden önce.Resmen deniz çapasını sırtıma sapladı o arkadaş.Yumurta kafa,denizci,mühendis ve o.Hepbirlikte takılırlardı.Ben onu ortamda görürdüm ama o entel dantel takıldığı için hiç muhabbetimiz olmadı.en öyle böyle mühendisle 8ay çıkmışım,şaka gibi.Ama bu 8 ay içinde mühendis,denizci ve o yurttan çıkıp aynı eve çıktılar.Arada evlerine gidip oturuyorduk kızlarla.Sohbet muhabbet.-Annemin de haberi olarak-bazen onlarda kalıyordum.Sabaha dek ya muhabbet ediyorduk ya da Kıbrıs'ta okuduğumuz için diskoda dans ediyorduk.Hatta diskoda uyuduğumuz ve sabah kalkıp derse gittiğimiz bile olmuştu.Ama neden 8 ay sonra itti?Bir gün okulun içindeki bir kafede bayağı kalaalık bir grupta otururken bu manyağın canı sıkılmış heralde dedi ki "Off sıkıldım hayatım,hadi gel seninle çalılıklarda oturalım"
"Höööstttt.Lan ben ne zaman senle çalılıklarda oturdum da şimdi gidelim diyorsun?"
"ya tamam o tarafa yürüyelim en azından."
"Git kendin yürü.Bence bunu başarabilirsin."
Ki herkes bilir bizim okulun çalılıklarında hiçbir zaman oturulmazzzz!Elektrikler kesilince sırf gıcıklığına Antepliyle el fenerlerini yakar çalılıklara doğrulturduk ama kim kiminle göremezdik.
"Kıız o bizim şey değil mi?"
"he evet ama onun üstündeki ayy pardon alta geçti şimdi o da 3 numaranı  eski seviglisi değil mi kız?"
"Lan dur bi rahat dur be tam görmedim yüzünü.Sürekli hareket edip duruyo.heryerini gördük bi yüzünü göremedik.Totosundan da çıkaramıyorum valla kusura bakma."
Sen adamdaki cesareti görüyor musun?Herkesin içinde bana neler diyor?Herkes te bizi izliyor.Neyse ki o son lafı oldu.Ne kadar yalvarsa da -herlade,ne sandınız beni ne mühendisler ne doktorlar istedi de gitmedim ama avukata gittim:)-ben kabul etmedim isteğini.Beni bir gün telefonla arayıp;
"Zeynepppp -ulan hep içmişler de beni buluyor he- ya benle barışırsın ya da yapmadığın şeyleri yapmış gibi yayarım okula"
"yay lan,beni tanıyan tanıyor tanımayanı da ben tanımıyorum,oldu mu?"
Dedim de sinirlerim bozuldu tabii.Arkasından o aradı.Kısık sesle,
"Zeynep tuvaletten konuşuyorum.Bu salak seni üzdü mü?"
"Yok ya ne üzecek?böyle böyle dedi."
"Tamam ben seni birazdan arayacağım,sende özür dileyecek o köpek."
Çocuğu bi güzel tartakla sen.Akşam aramadı ama ertesi gün kapıya gelip özür diledi.He oldu oldu diyip savıştırdım.Ertesi gün denizci ve o gelip beni gezmeye götürdüler,kafam dağılsın diye.Nerden bileyim 10 sene sonra harbiden kafam dağılacak.Valla bilseydim gitmezdim.Gitik bir bistroya oturduk.Ben ödevim var yapmam lazım dedikçe onlar otur dediler.O bana öyle hayran bakıyor ki bir şeyler olduğunu sezdim.Sonra beni yurda dönürmek için taksi çağırdılar.Tam taksiye bindim o taksiyi durdurdu ve cama geldi bana öpücük gönderdi ve tamam şimdi gideilirisniz dedi.allahımmm nasıl havalara uçtum.dedim beni seviyiiiiiii...Ama niye sevindim ki ya,ben de mi yoksa.Ağzım kulaklarımda gittim yurda.Antepli dediki "Noldu len?Ağzın 1 karış açık?"
"Bir şey diyeceğim sana.bak bu çocuk beni seviyor.Kesin bana çıkma teklifi edicek."
"Nerden anladın"
"Beni takside camın arkasından öptü"
"Allah Allah,yok be içkili ya ondandır.O da nişanlısından yeni ayrıldı sen de sevgilinden.Boşluktandır."
"Görürsün bak.Yılbaşına dek kesin bir şey diyecek."
"Yaw yat hadi.Yarın Roger Simpson'un dersi var."
"he ya,onun yüzünden erken geldim.Ödevi yapacağım."
Kız doğru demiş içkiden yani,ne dinlemiyon onu.Adam yıllarca içecek ve sana seni sevdiğini söyleyecek demiş kız resmen.Bu boşluk 11 yıl sürecek demiş.Ne dinlemiyon saftirik Zeynep?
RESİM ALINTIDIR.

Hiç yorum yok: