30 Temmuz 2016 Cumartesi

Bir Davadan Kurtulma Pastası:)))

Yeni bir gün yeni bir ekşındı benim için...Bir sabah uyandım,işe gitmek için apartmandan bir çıkıyorudum ki bana gelen bir zarf gördüm.Bu zarf ne fatura ne de bankaların  gönderdiği reklam,kampanya zarfı değildi.Bir gün "Allah'ım nolur bu fatura olsun!" diye dua edeceğim hiç aklıma gelmezdi.Korkarak ama bir hışımla açtım zarfı.Bu zarfta bi 11.000 bi okulun adı bi benim adım,adımın yanında 1 hafta içinde ödemem gerektiği yoksa eve haciz geleceği yazıyordu.Okul evime bunu da göndermişti.Bir hışımla yeni avukatımı aradım ve bana;
"Evet bu gelecek ve biz de itiraz edeceğiz.Hemen İcra'ya git ve bunu durdur"dedi.İşten izin aldım ve hemen gittim.Ya ben böyle işleri bilmem ve sevmem de.Neden diğer kadınlar gibi hangi kuaföre gideyim demiyorum da acaba bugün hangi hukuki işlemi yapmak için hangi daireye gideceğim diye düşünüyorum ya?Mesleği hukukla ilgili olalar biliyorlardır gerçi ama o icra dairesi nedir arkadaş?Kıraathane mi,nüfus müdürülüğü mü ki o kadar kalabalık ve çok dosya var?İğrenç kokuyor.İnsanlar merdivenlerden aşağı yukarı inip çıkıp öyle bir trafik oluşturmuşlar ki,uzaktan bakılınca zannedersin Wall Street Borsası'nı takip etmek için gidip geliyorlar:)Girdim içeri ve elimdekini gösterdim,"durdurmak istiyorum" dedim.15 dklık bir işlemden sonra işim bitti.Ama adamlar benden illallah etti.
"Bitti dimi.Evime haciz gelmez dimi?"
"Gelmez."
"Emin misiniz?Yapacağım bir şey var mı ,unuttuğum?"
"Yok hanımefendi.Bitti."
"Heee...öyle diyorsunuz...İyi peki."
hacizi de engellemiştim ama eve giderken noluyor dedim ya.Sonra avukatla buluştuğumuzda arkadaşıma okul sahibinin gönderdiği mesajı okudum"O kadının canını yakın!" Ya bu ne demek size soruyorum a dostlar?Yani ne istiyorsun?Madem o kadar değer veriyordun,çıkmamı istemiyordun ya da değer vermek değil mesele beni idare etmek için neden biraz daha tutamadın o dilini?Neden huyuma göre gitmedin de hep aşağıladın,hakaret ettin?Haksız yere çıkmadım.Vicdanım rahattı.Ya ufak bir çocuğuyla tek başına çalışan boşanmış bir kadından ne isteyebilirdi başka bir insan?Evet benim de aklıma düşündüğünüz şey geldi ama ne kadar çabalarsa çabalasın onu bende bulamaycağını iyi bildiği için benimle bu yönde uğraşmak istedi belki de.Bilemiyorum.Sonuçta ülkemizde boşanmış kadına nasıl akıldığını biliyoruz hepimiz!Zaten boşanmış,eli ayağı birbirine girmiş hele ki çocuğu varsa bir erkeğe muhtaç,hiçbir işini yapamayan,para kazanamayan,hatta alışverişi bile yapamayan,faturaları ödeyemeyen,aciz insanlar olarak anılırlar.Hatta insanlarımız boşanmış kadınlara;anlamı eşi vefat eden anlamına gelen "dul" sıfatını yapıştırırlar,anlamını bilmeden.Nice boşanmış kadın "Dul" olabilmeyi diler içinden halbuki.Çünkü en azından eşi belki de iyi bir insandı ve ömrü o kadardı,vefat etti.Arkasından "Allah cezanı versin "değil de "Allah rahmet eylesin" diyebilmeyi isteyen bir çok kadın vardır inanın.Ve kendi avukatım bana
"Ondaki ego inan ki kimsede yok.Kendine yediremedi."
"Arkadaş,ben kendi başına çalışmaya çalışan bir kadınım ya.Sıradan bir kadınım ya.Özelliğim yok.Süper güzel değilim ki bana taksın.Ya da ne bileyim ünlü değilim ki üzerimden prim yapsın.Bu neyi egosudur ya?"
Öğretmen arkadaşlarım olaı biteni tabii ki okul içinde olunca yakından takip ediyorlardı.Ve hepsi çok üzülüyordu ve bana zarar vereceğinden tırsmıştı.Kısa süre sonra bana yaptığı şeye çok alışmış olsa gerek,birkaç öğretmene daha yapmaya kalkıştı ve onları da kendi avukatıma yönlerdirim.Hepimiz haliyle çok sinirliydik.Vaktimizi alıyor,gece uykularımızı ister istemez kaçırıyordu.Gece mışıl mışıl uyuyan ben artık sabahları kalktığımda dişlerimi sıkmaktan çenemdeki ağrıyla uyanıyordum.Hangisini düşünmeliydim öncelikli olarak;boşanmayı mı yoksa iş davasını mı?Ne zaman bitecekti ya bunlar?Ben artık işimi aksatmak istemiyordum.Ve işin gerçeği heryere para gidiyordu,notere,avukata,gidiş gelişlerde benzine...ama işten izin alıyor ya da özel derslerimi iptal etmek zorunda kaldığım için para kaybım oluyordu.Zaten okul 1 aylık maaşımı yiyip yutmuştu,1 ay içerideydim.Hala Kemal'in,kendimin ve ailemin can güvenliğinden tırsmıyor değildim,parayı düşünüyordum,arabayla gitmesem hiçbir yere zamanında yetişemiyordum.Biri anyada biri Konya'daydı derslerin.Heee bu arada asıl iş yerimde olan o değerli insanları es geçemem.Daha işe yeni başlamama rağmen bana her işlemi yapabilmem için izin verdiler.Ve bir kez de yüzüme çarpadılar,okula geldiğimde suratlarını asmadılar.Bana hep güleryüzlü davrandılar.Ben bu okulda hiç görmediğim bir ilgiyi gördüm.Hatta efenim şöyle söyleyeyim size,bir gün boşanma davasının ilk duruşmasına gitmek için izin aldım ama öğlen geleceğimi belirttim.Fakat duruşma süresi uzadı.ama ben haber vermeyi unuttum.Duruşmadan çıkınca okuldan aradılar ve beni aldı bir telaş,
"Ayy anne eyvah ya.Ben okulu aramayı unuttum.Kesin gelme artık diyecekler." dedim.
Ama ne dediler?;
"Yapma Zeynepcim,onun için aramadık.Burası Türkiye,kaç kez aradık seni cevap vermeyince sana bir şey oldu zannettik.Ödümüz koptu.iyi misin?Sonuç nedir?"
Dedim ki doğru mu duyuyorum ben?Yoksa delirdim de aslında duymak istediklerimi gerçekte söylüyorlarmış gibi mi duyuyorum?Neler oluyor ya?
"Aaa,çok teşekkür ederim.İyiyim ama tabii bi sinir hoplaması yaşadım.İlk duruşma bitti gelince sizinle de paylaşırım.Size de çok mahçubum gerçekten.Ama anlayışınız için çok teşekkür ederim."
"Ne demek canım benim,yaşadığın şeyler çok sıradışı şeyler ve kadın olarak tek başına mücadele etmek zorundasın ama arkandayız,destekçiniz."
Allah'ım dünyanın en mutlu insanı bendim heralde o 5 dk. süresinde.İlk defa bir iş yeri benim nasıl olduğumu soruyor ve önemsiyordu.Ve inanın ondan sonraki hergün işe koşarak gittim neden mi?Okulun sahibi -takma isim kullanmayacağım-Canan Hanım her geldiğimde,
"Güzel kadın,hoşgeldin..."ya da "iyi ki varsın,iyi ki bizimlesin.." ya da "Hep gülen kadın..."diye bana sarılıp çok içten öperek karşılıyordu.hem de öyle hani yanak değdirerek bi sağa bi sola formaliteden öpme değil.Yani sanki işverenim değil de bizim aileden biriymiş gibi,aynı teyzelerim gibi...Nasıl motive oluyordum nasıl...İdare kadro...Böyle bir idare yok.Ben görmedim yani.Mutlak vardır çevrenizde,olmaz mı koskoca Türkiye.Ama böylesine rastladığım için çok şükür.Öğretmen arkadaşlar,yeni meni dinlemedi.Sağolsunlar ilk günden itibaren çok sıcak davrandılar.Biri hariç:))))Onu da sonraya saklıyorum:) Öğrencilerim mi...Bir taneler...Hepsi lise öğrencisi,ergen dersiniz ama böyle esprili böyle kafa çocuklar yok...Resmen derse girmek için dakika sayar olmuştum.İyi gelmişti bu okul ve bu insanlar bana.Hayatımda herşey ters gidecek değildi ya...Bir yandan iyi şeyler de oluyordu.Yavaş yavaş herşey yoluna giriyordu.Ortalık bir süre durgunken,normal hayat sürerken okulun benimle protokol imzalamak istediğini öğrendim.Yani ne ben onlardan bir şey isteyecektim-ödenmemiş sigorta ve maaşları(hani o manyak gibi gidip geldiğimiz aylarda olanı) ,mobbing tazminatı-ne de onlar benden ir şey isteyeceklerdi.Üstelik artık benimle uğraşmayacaklardı.Protokol avukatlarımız tarafından imzaladı ve çok şükür ki bu bitti.Resmen evde bir bayram havası vardı ya.Pasta filan aldık,valla bak.Ne o?Bir davadan kurtulduk pastası...Üstüne de darısı öteki davalara yazdıracaktım da,dedim pastanın görüntüsü bozulmasın:)))Bunu atlattığım için sevinirken,tüm destekçilerime olayı anlatmış ve sonucu söylemiştim.Beraber de çok sevinmiştik.Ama diyorum ya ekşın bitmezzzz....Bitemez...Eğer çok durağan bir hayatınız varsa,gelin benimle  şöyle 1 hafta 10 gün kadar yaşayın.Bakın görün nasıl topuklarınız totonuza vura vura kaçıyorsunuz.Aksiyon peşinde olanlar,bakın korku evlerinin size salgılattığı adrenalinin 10 katını yaşatırım.Garanti!:)))Şaka şaka ,şimdi korku evi sahipleri kızmasın bana.Bir de onlar dava açmasın.valla iyidir,güzeldir Korku Evleri,bir şey demedim,tövbe:))
RESİM ALINTIDIR.

Hiç yorum yok: