20 Temmuz 2016 Çarşamba

Yok Daha Neler?

Bir gün kenar köşe hanımın-kayınvalide- uzaktan kumandaya-görümceye- gittiği ve annemin de evine gidip işlerini halledeceği bir günde o Mudanya'daki eve geldi ve bana telefon açtı.Ben hiç beklemiyordum böyle bir telefonu.Aramaz,sormaz diyordum.Benden kurtuldu ya.AMa nedense etrafımda sanki mağdur oymuş,herşeyi yapan benmişim gibi davrananlar vardı,kendi ailem hariç.GArip bir hava vardı.Aslında evliliğimizden beri garip olaylar oluyordu ama ben eşimi çok seviyordum ve hiçbir kötü senaryoyu ona yakıştıramıyordum.Hatta annem bana diyordu ki"Biz ne zaman ona birşey sormaya kalkışsak sen cevap veriyordun,en ufak ses yükselmesinde o değil sen tırnaklarını çıkarıyordun"Ne bileyim farketmemişim.Fazla sahiplenmişim.Belki de gerçekten hatalıydım.Çok sevmek belki de bu kadar sahiplenip sıkmak değildi.Ne bileyim.Benim ilk erkek arkadaşımdı o.İlk kez aşık oldum.Ne bok oldu?Hiç.Yok ya ben yine olsa yine öyle severdim.Doğru ya da yanlış arkadaş.Ben buyum yani.Hiç değişmedim.Değişen o.Ama ben aptallık seviyesinde safmışım yani.Mesela evliliğimizin ilk yılında o daha okulunu bitirmemiş,evde.Sadece sağolsun beni yol çok uzak olduğundan işe bırakıp getiriyordu.Hakkını yemeyelim iyi bir şofördü ve hiç sızlanmadan kmlerce yolu gidip gelirdi.Ama bu iyi yanı mıydı bilemedim?Hani iyi bir şeyini arıyorum da ondan yani.Neyse.Çocuğum okurken ya hep mi kötüydü babam ya,niye evlendin o zaman demesin diye arıyorum iyi yanını yani.Ben haftaiçi Bursa'da bir dil okulu ve dersanede,haftasonu ise henüz bırakmamış olduğum İstanbul'daki özel derslerime gidip geliyordum.Paraları ne mi yapıyorduk?Geçiniyor ve geri kalanıyla da eğleniyorduk.Bazen dışarda yemek yiyor,arkadaşlarla takılıyor,akşama da ya bara gidiyorduk ya da eve içki alıp içiyordu.İçiyorduk değil ama.Evet içki içerim ama 1-2 kadeh.Ama eski eşim için öyle diyemeyeceğim.Şu söyleyeceğim için bana "Yok artık Zeynep,iyice abarttın haa..."diyebilirsiniz ama değil.Onu tanıyan arkadaşlarım var kanıtlarım.Şahitlerim var bir sürü.Bir oturuşta -eğer muhabbet iyiyse,arkadaşlarla birlikteysek(özellikle üniversite yıllarında) 24 şişe bira içer.Hatta buzdolabında kalan içki artıkları varsa onları da içerdi.Üniversite yıllarında onun kaldığı evde boş bir oda vardı.Onu depozito odası yapmıştı ve adından da anlaşılacağı gibi heryer şişe doluydu.Yeni bir içki almak isterse para harcamaz o şişlerin depozitosuyla içerdi.O kadar yani.Evlendikten sonra bu bira şişeleri tabii ki azalarak vodka,whisky filan onlara dönüştü.Bira artık üstüne cila yapmak içindi.Böyle bir hayat yaşarken elbette para yetmemeye başladı.Benim özel derslerim bitmişti çünkü.Ve ben de çok yorulmuştum feribotlarda git-gellerden.Ne yapalım ne yapalım diye düşündük ve alt kattaki kenar köşe hanımdan bir öneri geldi."Altınlarınızı kullanın."Pek altın da para da pul da olmadım hiç ama zaten düğünde takılan 1 avuç altın.Neyini bozacam len.Zaten bozuk.Bozuk altın onlar:)))Ve dahası "kuyumcuya götürmeyin,bana satın onları "dedi kendi.He iyi tamam.Yabancıya gitmesin dedim içimden.Böyle böyle yaklaşık 10 çeyreği yedik.Bana o zaman normal gelmişti ama şimdi değil.Gerçi o zamanlarda bunu paylaştığım kişiler o zaman da bu zaman da normal olmadığını söylemişlerdi.İnsan durumu iyiyse ya harcamayın,sen zaten çalışıyorsun Zeynepcim malum şahıs bir işe girene kadar biz destek olalım"der dimi.Durumları olmasa,anlarım.Benim annem olsa hayatta söyletmez.Zaten önceden düşünür ve der"Kızım sizi şimdi paranız yok.Yeni evlisiniz,harcarsınız.Alın şu kadarı" diye.Neyse bu garip olanlardan sadece biriydi.Asıl garip olan,beni 5 parasız,işsiz güçsüz,elimde hiçbir şey olmadan bırakıp git bir de üstüne kimse evde yokken gel telefon et.Ve deki"Zzzeynnepp,ben 10 dk ya evdddeyyiim,altınları bana ver.Benim çok borcummm var.Onları ödeyeyim,sana geri vericem hepsini söz."
"Ne,ne diyorsun be?Vermem.Ya zaten elimdeki tek garanti onlar.Oğlumun onlar.Vermem."
"Ya ver işte ben borcumu kapatınca sana vericem."
"Ne borcu bu kadar?Ne yaptın da hemen borçlandın?"
"Ya borç işte,10 dkya oradayım.indir altınları."
Korktum.Çünkü içkiliydi,belli.İki lafı toplayamıyordu.evde Kemal ile yalnızdım.Çok şeyi yakıştıramamıştım ama yaptı.Şimdi bize birşey yapmaz diyemiyordum.Ne yapsam ne yapsam diye düşündüm.Kemal allahtan uyuyordu.Hemen kenar köşe hanıma telefon açtım dedim ki böyle böyle."Siz verseniz de ihtiyacı olan parayı,çünkü ödemez bana bu parayı geriye biliyorum ben."
"Hıııı...Zeynepcim,anladım.Sen ver altınları.Öderim dediyse öder heralde.Sen ver şimdilik."
Anne tırt ki ne tırt.Neyse geldi ama ben bişey yapacak diye korktum.Baktım ayakta zor duruyor.İçeri çağırdım.İçeride annem var diye gelmek istemedi.Korkuyor annemin hiddetinden.Hangi canlı olursa olsun yavrusuna zarar verdiğin annenin hiddetinden,gücünden korkacaksın.Zar zor geldi.
"Bak sana istemeye istemeye veriyorum bunları."
"Annemi mi aradın hemen.iye?"
"Evet.çünkü borçlarını ben kapatmak zorunda değilim.Dedin ki bana Kemal'i hiç mağdur bırakmayacağım.İşim yok henüz,param da yok,Allah'ın unuttuğu denilecek bir yerdeyim.Bir yere gitmeye kalkışsam yine dünya para.Eee bunlar da Kemal'in güvencesi.Noldu sözüne?Dakka bir gol 1?"
"Ya tamam ödeyeceğim dedim." dedi ve gitti.
Ben de yukarı çıktım,başımı ellerimin arasına aldım ve düşündüm;
Ben nasıl oldu da bu adamı sevdim?Hiç mi görmedi gözüm yoksa çok mu iyi oynadılar?Ben mi aptalım yoksa onlar mı çok ustalar?Kemal'in güvencesini bir hiç uğruna verdin.Şimdi gerçekten 5parasızsın.İngilizlerin deyimiyle I'm broke! and I have eaten the shit:))
RESİM ALINTIDIR.

Hiç yorum yok: