25 Temmuz 2016 Pazartesi

Piyon Olma Yolunda Azimle İlerlemek...

Lennn saftrik Zeynoooo,dersten geçtin de bakalım feleğin çemberinden nasssııı geçecen?Vallahi o çember biraz dar geldi,benim basenlerden filan zor geçti önce sağ sora solu geçirmeye çalıştım ama geçti yani.Hem de feleğin çemberi alevliydi yani:))))Ben bir yandan çalışıp bir yandan formasyonumu alırken o garibim Kıbrıs sıcağında üniversiteyi bitirmeye çalışıyordu.Ya da öyle miydi?Ben İstanbul'da Kağıthane'de oturuyor Beşiktaş'ta alışıyordum yakın gibi görünse de artık İstanbul trafiğini bilmeyen yoktur.Yolda 3 saatim geçiyordu.Ama olsun,sonunda herşey güzel olacaktı.Ama arkadaş tek biryerden gelmez kidert.Ulen işten yana da istikrarlılığım olmadı hiç.En uzun çalıştığım yer 2 sene sürdü yani düşünün.Ben 1 sene sonunda iş değiştirmeyince "Allah Allah bu işte bir şey var!" der hale geldim yahu.İş yerinde güzel bir şekilde çalışırken orada görev alan bir eleman-Charlie'nin Çikolata Fabrikası'ndaki umpa lumpalara da çok benzerdi-bana hafiften asılmaya başlayınca ben bunu arkadaşıma söyledi fakat Deniz onunla benden daha faza süredir çalışıyordu ve sanırım düzenini bozamayacağı için hem beni üzmemeye hem de onu idare etmeye çalışıyordu ama ben tabii ki huzurlu değildim.Her sabah işe giderken ayaklarınızın geri geri gitmesi insanı yaptığı işten de soğutur.Tabii ki işten ayrıldım,istifamı verdim.Belki bana darıldılar,alındılar ama o zamandan beri görüşmüyoruz.Olsun,canları sağolsun.Benim iş arama sürecim devam ediyordu.Bu arada hep düşünüyordum,evleneyim de şu hayaller bir gerçekleşsin.Tabii formasyonum olduğu için daha çokcevap geliyordu başvurduğum işlerden,ama bu sefer de tecrübe yoktu,edinmek lazımdı.İŞ tekliflerinden-heheyyyt iş teklileriii,"çoğul" dikkatinizi çekerim-en iyisi Bakırköy'de olan bir dil okuluydu.Yok henüz düşündüğünüz yere gitmedim,ama çok uzak değil sanki oraya gideceğim gün:)))Ben herşeyi ona haber veriyorum bu arada.Nasıl diyeceksiniz?O sıralar telefon firmaları sürekli kampanya peşindeydi ve acaip bir rekabet vardı hatırlarsanız.Sürekli bedava dakika ve mesaj hakkı geliyordu.e dibine dek kullananlardandım.Valla tencerenin dibindeki son yemeği sıyırır gibi dakikalarımı harcıyordum yani.
"Bak canım ben şimdi yeni iş görüşmesine gidiyorum....Ayy heyecanlıyım,adam birazdan görüşecek benimle....iş oldu,yuppii...artık bir işim var...Maaşı da iyi,sgk da yapılacak ..."filan.O ne yazardı?"Ne zaman eve gidiyorsun canım....çok dışarda kalma.....tel i duymayabilirim arkadaşlarla dışarıdayım..."
Ben o kadar heyecan paylaşırken,o bana neler yazıyor.Buradan da çakmam lazımdı ama işte sevmek böyle bir şey herhalde.Ben zannediyorum ki o da orada benim kadar çabalıyor.Ya adam geldi nişan,düğün faslı geçti hala dersleri vardı alttan veremediği.Evde çalışıp sınavlara giderdi:Zar zor geçmişti evliliğimizin ilk yıllarında.İkinci yılında da staj vardı zaten.Stajı babasının yanında yaptı aslında ama resmiyette böyle bir şey olamayacağı için karşı ofisindeki avukatta yapıyormuş gibi gösterdiler onu.Her gün imza atmaya gidiyordu sonra eve geliyor,haydi Play Station oynamaya başlıyoruz...Evet severiz oyunları.Ben hamileyken bile,karnım burnumda Red Dead Redemption diye bir oyun vardı onu oynuyorduk.Tabii oyunlar ingilizce olunca bana ihtiyacı oluyordu.Sözlük görevi görüyordum."Zeynep burada ne diyor?""Zeynep ne yapmamı istiyor benden?"Baktım kurtuluş yok sırf çeviri yapmaktansa ben de zevk alayım nu işten ve eğleneyeim.Ve evet güzelmiş.Üniversitedeyken sadece SIMS oynuyordum ama artık bilgisayar oyunlarında ustalaşmış kadar bilgim olmuştu.Hatta tüm eklentilerini tüm konsollarını biliyor,yenisi çıktıkça alıyordum.Evde play station geceleri yapardık resmen ya.Ben bu oyunlardan memnumdum ama aynı zamanda da çalışıyordum yan.Kendimi bildim bileli çalışıyordum,para kazanıyordum da o neden çalışmıyordu?Yani en azından staja gidebilir bu işi ciddiye aldığını gösterebiliridi.Ya da ne bileyim evde öyle malak gibi yatmak yerine hukuk kitapları alıp çalışabilirdi.Sonuçta kanunlar sabit değildi ve ya eklentiler oluyor ya da varolan değişiyordu.Kararlar değişiyordu.Daha önceden görülmüş davaların sonuçlarına bakabilirdi.Bir kaç girişimde bulunsa da benim zorumla devamını getiremedi.Ve savcılık ya da hakimlik sınavlarına girmesini önerdim.Gitti kitaplarını aldı ama o kitapları bir kez bile açmadı.Ben birşeyleri ciddiye alması için uğraşıyordum ama adamın hayatı zaten yalandı.Beni neden ciddiye alsındı ki?Neden kendimi bu kadar önemsedim acaba?O beni önmsemeden hayatını zaten o zamanlar planlamış,hatta ailece planlamışlar ve ben onun oyununda birkaç basamak atlamak için piyonmuşum bunu da bu sene boşanma davasından sonra öğrenecektim.Aslında adam gerçekten beni sevmemiş!
RESİM ALINTIDIR!

Hiç yorum yok: