"Zeynep ya bu ne cesaret valla...Süpersin...İdolümüzsün..."
teacher da;
"Valla çok rahat yani.Korkmuyor hiç.Ölüm rahatlığımı geldi kızzzım:))))"
Yok yok ölüm rahatlığı değil,cahil cesareti o.Hukuk adına bi bok bilmeyince çok cesur oluyorsun.Hukuk,filmlerdeki gibi"İtiraz ediyorum.Söyleyin sayın jüri,sizce de masum değil miyim?"gibi işlemiyormuş.hep haklıdan yana zannetmişim.Ama ben bunu yine sonradan anladım:)))
Daha bismillah okulun bahçesinden çıkmadan hooop telefonum çaldı;
"Alo"
Tok bir ses...
"Merhaba Ben X Hukuk Bürosundan arıyorum.Zeynep Hanım ile mi görüşüyüroum?"
Yüzüm hafif sararmış olmalı,
"Eee..evet?"
"Bakın hanımefendi,bir sözleşmeniz var.Burada bir miktar meblağ var.Eğer biz sizi haksız yere işten çıkarırsak bu meblayı biz,siz durduk yere istifa ederseniz siz ödeyeceksiniz.Ne düşünüyorsunuz?"
"Düşünecek bir şey yok beyfendi ben zaten istifamı noter aracılığı ile verdim.Elinize geçer muhtemelen.Bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederim."
"Heee öyle mi?Tamam o zaman işlem başlamış."
Neyy...kapama....Allahını seversen...Ne işlemi...
"Evet aynen iyi günler."
Bak bak cesarete...Neyin başladığını biliyon mu len avukata öyle atar yapıyon sen?
Bi elim ayağım boşaldı.Teacher dedi ki;
"Noldu be ?"
"Aa..av..avukat aradı laaan...İşlem başladı dedi."
"Ne işlemi.."
"Ne bileyim?"
"Yaw yok be sırf korkutmak amaç."
"İnşallah."
Arabaya bindim ve özel ders verdiğim yere gittim.Durumu Kahramanlarıma anlattım ve dediler ki;
"Üzülme canım benim.Bişey yapamaz.Hiç olmadı çok güvendiğimiz,bomba gibi bir avukat var ona danışırız."
"Valla mı,tamam o zaman."
Ve ertesi gün işe gitmedim.1 gün dinlenme süresi içerisinde birşey olmadı fakat ertesi gün özel derse araayla giderken,bir anda dörtyolda sağımdan bir araba solumdan bir araba hızla geldi bir anda fren yapmak zorunda kaldım ve koltuğumdan öne direksiyona doğru savruldum.Ne yapıyor bunlar diye baktığımda ikisi de bana işaret parmaklarını göstererek "Aklını başına al"gibi bir hareket yapıp hızla uzaklaştılar.O telaştan plaka bile alamadım.Aklıma hemen "ya Kemal de o an benimle olsaydı ve ben fren yapamasaydım" düşüncesi geldi.Çektim kenara sinirden ağlamaya başladım.Ya bu kadar çok muydu egoları.Bir insana zarar verebilmeyi düşünecek kadar.Ama bununla da yetinmediler.Ben işe gittim ama nasıl gittiğimi bir de bana sorun.Yolları nasıl gittiğimi hatırlamıyorum.ellerim direksiyonu,bacaklarım gaz ve frene otomatik basıyordu.Otomatik pilota alıp ruhumu teslim etmişim ya:)))Dersi de yaptım ama hala ellerim titriyordu.Hemen anneme haber verdim,çıkmayın sakın diye yine.O da benim eve çabucak ama yavaş:) gelmemi istiyordu.Eve vardım ve işin ciddiyetini algıladım.Artık yolda giderken dikkat etmeliydim.Neler duyuyorduk,en ufak bir şey için bile kaçırılmalar,yaralamalar,cinayetler...Allah korusun...Sonra yeni anlaştığım iş yerine gidip gelmeye başladım.Fakat son maaşım orada kalmıştı.Onu da alamamıştım bu arada Kahraman'a diyordum ki;
"Ya ben İlçe Milli Eğitim'e gittim bi baktım sözleşmeler yanlış.Brütü nete yazmışlar.Bankaya hiç o paralar yatmıyor.E sigorta açıkları var.Bi denetleme geçirseler onlar yandı.Ama bunların güvendiği bir şey var da ne?"
Bir süre sonra güvendiklerinin aslında tanıdık bir hukuk adamı olduğunun farkına vardık.Ve o kişi Kahraman'ımın en yakın arkadaşlarından biriydi ve okul benim diğer çalıştığım yerlere belki sigortasız çalışıyorumdur diye ceza göndermişti de bu iş öyle meydana çıkmıştı.Okul haricinde sigortalı olarak 2 yerde daha çalışıyordum.En azından ben sigortalıyım diye biliyordum.Kahramanım'ın yerinde sigortalıydım ama meğer diğerinde değilmişim.Orada da soruşturma başladı ve müfettişler denetlemeye başladı.Çalıştığım yer de bana bu işi ayarlayan kişinin ortağı olduğu bir kurumdu.Bunu da daha sonra anlatacağım.Asıl olaya dönersek,ben bildiğiniz tutuşmuştum."Eyvah o iyi dediğiniz,yıldırım gibi,bomba gibi bir avukat dediğiniz kişi mi onların avukatı?Yandım leennnnn..."
"Yahu dur bak seninle görüşmek istiyor."
"Ne?Benle mi?Ben tek gidemem.Ya bir şey olursa,ya bu bir oyunsa,ya onlar da onun yanındalarsa ve bana birşey yaparlarsa?"
"Dur ben de geleceğim seninle.Gel beni al canım sen,sonra buradan beraber gidelim ama sen onu bir ara."
"Tamam."
Bir süre elimde telefon tuşlara bakakaldım.Arasam ne diyeceğim diye.Neyse yine o cahil cesaretimi geri çağırdım.
"Merhaba,Bomba Bey.Ben Zeynep."
"Ahhh hocam ya,ah ahh..."
"Sizi arada bıraktım değil mi?Bakın çağırmışsınız beni ama geleyim görüşüelim,tanışalım fakat siz lütfen savunduğunuz müvekklinizden vazgeçmeyin."
"Gelin hocam siz."
Kapattım telefonu ve Kahraman'ımı almaya gittim.Gidene dek soğuk terler döktüm.Ve bir restaurantta buluştuk,konuştuk ve konunun ona hiç böyle aktarılmadığını,tamamen benim suçlu olduğumu düşündüğünü fakat ne kadar yanıldığını söyledi.
"Zeynepcim bir kere seni dik duruşundan dolayı tebrik ederim."
Yahu o benim dışım,içimden 3,5 atıyom biliyon mu sen?:)))Korkudan kazık yutmuş gibiyim.Sen onu görüyon diye düşünsem de,
"Ah,çok teşekkür ederim..." dedim.
"Öncelikle ben haklı olanın yanındayım ama onlar da benim müvekkilim.Sana yapabileceğim tek şey sana çok güvenilir bir avukat tavsiye etmek."
"Tabii ki."
Avukatın adını verdi ve hemen vekalet çıkartmamı istedi.Zaten okulun suçlu olduğunu,bir sürü hata yaptığını biliyordu.hem beni rahatlatmıştı korkularımdan hem de onları az zararla kurtaracaktı.Rahat mıydı içim?Bir süreliğine vet.Nedense güvenmiştim.Nedeni belliydi aslında.Kahraman'ım önermişti bana ve bizi o tanıştırmıştı.Eve giderken içim rahattı.Rahattı ama bu kadar çabuk muydu rahatlama bu işte bir şey var demiştim.Nitekim o akadar çabuk rahat olunamayacağını ertesi gün öğrenecektim...
RESİM ALINTIDIR.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder