"Neden seninle hiç ilgilenmiyorum biliyor musun?"
"Neden?"
"Çünkü hiç akımlı değilsin.Saçını başını yaptırmıyorsun.Kilolusun.Kıyafetlerin hiç güzel değil.Yani beğenmiyorum hiç.Gidip ucuza alıyorsun pazardan filan ordan burdan.Kaliteli giyin yani"
"Bu mudur yani?"
"Evet budur yani."Bir de dalga geçiyor sen adamdaki cesarete bak hele.
"Saç baş makyaj bakım diyorsun da,bunların hepsi para demek.Nerde o kadar para?Ben ünlü müyüm de her gün kuaföre gideyim.Ben de gidip her kadın gibi bakımımı yaptırıyorum.Saçımı kestiriyorum ama sen farketmiyorsun.Elibiselerime gelince,değiştir diyorsun.Pazardan alma diyorsun,ya da ucuz alma diyorsun.Git pahalı yerlerden al diyorsun.Tamam,ben de severim böyle şeyleri.Ver parayı bak nasıl harcıyorum da para nerde?Senin bu dediklerin için bana aylık 2000 ayırman gerek.Kabul mü?"
"Kabul.Sen yap ben parayı bulacağım."
"Peki."
Dedim ama ççoooook kırıldım.İnanılmaz.BU zamana dek giyimim hep şık karşılamıştır,makyajım hep sade ve güzel denmiştir,arkadaşlarım bana " Seni acaba hiç ojesiz görebilecek miyiz?" demişlerdir,saçlarımın gürlüğü ve dalgası hep takdir edilmiştir.Ne bileyim herkes tarafından beğenilip,eşin tarafından beğenilmemek baya koydu açıkçası.Dedim ki tamam Zeynep.Dediklerini yap.Önce istediği kiloyu ver.Daha o gece yürüme bandında 2 saat hiç durmadan sinirden koştum.Kan ter içinde kaldım.Bir de bana diyor ki " Zeynep dur,bir yerine bir şey olacak."
"Onu bunları demeden önce düşünecektin.Şİmdi sakatlanmaya bakmadan zayıflamaya çalışacağım."
Tabii ki o sinir stresten hiçbir şey olmadı.Spor yaptım,yememi kestim.Ama 67 iken bir anda 72 oldum.Suratıma dahi bakmıyordu ama size anlattığım bu arkadaş grubundaki bir arkadaşımızın eşine bakıyordu,ben de arada sırada farkediyordum.Birkaç kez iç geçirişini yakalayıp akşam eve gelince dedim ki
"Ya sen niye ona buna bakıyorsun.Senin eşin benim.Benim suratıma bakmıyorsun ama milletin orasına burasına bakıp iç çekiyorsun."
"Ne diyorsun sen be?"
"yeme beni be,gözümle gördüm ya,bu akşam denizcinin eşine nasıl baktığını."
"Sen ne diyorsun ya ben o kadar şerefsiz miyim ya arkadaşımın eşine bakacağım?"
"Bilmem,sen karar ver.Öyle misin."
Der ve ağlamaya başlardı.Belki o zaman o kadar şerefsiz değildi gözümde ama sonradan bu kişiyle ilişki yaşadığında "aaa evet o kadarmışsın" dedim.
Ben öyle bir hırs yaptım ki.O askere gitti.Onu gönderdiğim gün kendi kendime söz verdim,zayıflayacak ve bu sefer ben onu istemeyecektim.O sırada özel bir kolejdeçalışıyordum saat 17.00'ye kadar ve hemen spor salonuna gidip haftanın her günü spor yapıyordum.Yemeklerimi çok düzenli yedim ama bu işi bir diyetisyenle yapmak istedim.Gittim ve verdiği programa harfiyen uydum.O gelene dek ben tam 12 kilo vererek 60 kilo oldum.Beni görünce çok şaşırmıştı ama ilgi yine pek beklediğim gibi değildi.Dedim ki evet saçımı başımı yapıyorum,makyaj yapıyorum.Hala elbiselerim çok pahalı değil çünkü para yok.O askere gittiğinde o zaman Özlüce'de kirada oturuyorduk ve evin kirasını,elektriğini,suyunu herşeyini ben ödüyor,arabanın ihtiyiaçlarını karşılıyor,üstelik onun ofisinin de giderlerini karşılıyordum.O yoktu ofiste ama 6 ay boyunca elektrik,su,sabit telefon paraları düşük te olsa gelmişti ve ben karşılamıştım tek maaşla.Tabii o gitmeden önce de maaşımın bir kısmını biriktirmiştim ki bir ihtiyacım olursa harcayayım diye.Spora da diyetisyene de para veriyordum.Aynı zamanda acemi birliği bittiğinde-Antalya'da- yanına uçakla gitmiştim ve onu rahat ettirmek için Antalya'nın en güzel otelinde bir oda ayırtmıştım.Orada da sırf rahat etsin diye hiçbir şeye aman "çok para,alma,etme "dememiştim.Annesi babası bildiğim kadarıyla para göndermiyordu.Ama ben her ay ona 300-500 neyse gönderiyordum.Gerçi annesinin para gönderdiğini sonradan anladım.Bir de o kadar şanslıydı ki acemi birliği o sene askerlikten önceki son tatilimizden dönerken Antalya yolunda elimde bilgisayar ön koltukta,askerlik yerinin açıklanmasını beklerken Muratpaşa'dan geçiyorduk ve "Keşke burası olsa canım ya,nasıl güzel ya.Ağaçlar arasında."demiştim.Demekki Hızır AS mi geçti o an yanımdan ne tam da orası onun acemi birliğiydi.Ve sonra usta birliği için dua etmiştim "Allah'ım umarım yine Akdeniz olur" diye.Kıbrıs çıkmıştı.Üstelik en sevmediğim ortak arkadaşımız Kütahyalı ile.Acemi de usta da aynı yerdeydi ikisinin de.Sevinmiştim ama üzülmeliymişim.Çünkü asıl planları uygulamaya geçtiği yerlermiş oralar.Yani dua etsin bana ne kadar içten istediysem artık.Belki de kendimi kurtarmamın ilk adımıydı bu.Önce onun kansızlığını görüp ondan uzaklaşacak ve sonra hayatımdan çıkarmak için adım atacaktım.Ama henüz farkında değildim.4 senedir evliydik ve artık aramıza 3. bir üyenin katılmasını istiyorduk.Benden daha çok o istiyordu.AMa çok ilgisizdi,nasıl olacaktı ki o?Neys eben kilo verip onun istediği boyuta elmiştim ama yine doymamıştı.Bu sefer bana ,
"Eve her geldiğinde evde topuklu ayakkabı ve mini etekle dolaşsan e güzel olur.Hep bakımlı,güzel bir kadın görürüm evde."
"Ama benim mini eteğim yok ki."
"Alalım o zaman."
Çoook sinirlenmiştim.Ya Allah'tan belannı mı istiyorsun ne?Beni zorluyorsun çok.Ama yine içimdeki Polyana dedi ki "Zeynep,her evlilikte oluyor bunlar.Sen de yap,kocanı mutlu et.Giysen ne olur?"
Öyle de bendeki de ayak ya.Tüm gün ayaktayım,yoruluyorum.Eve gelip ben de pijama ya da eşofmanımı giyip oturmak istiyorum.Ayaklarımı uzatmak istiyorum.Ama yine de yaptı,1 seneye yakın bir süre.Eve geldim işten,hemen etek ve topuklumu giydim.Makyajımı tazeledim,saçımı başımı yaptım.Yemeği de öyle yaptım,temizliği de.eziyet oldu evet.kendimi bir an Aşk-ı Memnu'da zannettim.Habire kıyafet değiştiren,süslü tip.Ama baktım ki be ne kadar bakımlı olursam o o kadar salaştı.ir gün tv karşısında ben topuklu ayakkabım,eteğimle oturuyorum.O malak gibi yatmış üstelik hiç kendine özen göstermemişti.
"Ya bişey diyeceğim bak,kilo verdim,dediklerini bir bir yaptım.Ama hala yüzüme bakmıyırsun.hayırdır?"
"Ya bir şey izliyorum,Allah allah..."
" 1senedir mi?"
"Evet 1 senedir,oldu mu?"
"Ya allah aşkına şu eşofmana bak.bana neler giydirdin ve ben istemediğim halde bunları sırf senin içi,n giydim sen hint fakiri gibi paçaları eskilikten yırtılmış bu donu giyiyorsun."
"E rahatım ama.."
"Öyle mii...peki."
Dedim ve gidip üstümü çıkardım.Cem Yılmaz'ın bahsettiği o gri eşofmanı ve beyaz t-shirtümü giydim.Kış olunca panduflarımı da geçirdim ayağıma,makyajımı sildim,saçımı da topladım ve geldim tv karşısına oturdum.Ağzı açık bana baktı.
"Ne dedim rahat olduğumuz şeyleri giymiyot muyuz?Ben de böyle rahatım.İster bakarsın,ister bakmazsın.Çok ta fifi.Aaa açsana şu filmi süper."
Bu işi daha önceden yapmalıydım biliyorum ama belkide bu onun diğer yüzünü görmeme yardımcı oldu.ama arkadaş hiç bitmedi ki gördüğüm yüzleri.Her defasında farklı bir yüz çıktı.Bundan sonra göreceklerim astrologları ikizler burcu için yaptıkları çift karakterli yorumlarını tamamen tarihe gömerek bir başak erkeğinin onlarca çift yüzü olduğuna inandıracak kadar çoktu...
RESİM ALINTIDIR.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder