28 Haziran 2017 Çarşamba

Floransa



Floransa...Harika bir yer...Yani huzurla yaşanılacak bir şehir...Italya'da yaşama şansım olsaydı kesin Floransa derdim.

Piazza Del Duomo'yu ziyaretimizde zaten katedrallere hayran kaldık.Ağzımız açık gezerken-ki hiç kapanmadı-heyecanla gruplara ayrılıp belli bir saat sonra buluşmak üzere ayrıldık.Cennetin Kapısı denilen yere gitmek çok zordu.Sadece kapıyı görüp elimizi sürdük.İÇeriye girişmiz muhtemelen 4-5 saatimizi alacağından zorlamadık çok.Heralde elimizi sürünce Ahirette muhtemelen Cennetin girişinde
-Bi arkadaşa bakıp çıkıcaktık?
-İyi hadi bak sen girmesen de elini sürmüşssün,gir ama 5dk. derler.En azından bi görürüz yani orayı nasılmış diye düşünüyorum.Bakalım Allah Kerim:)

Bir sürü kiliseden oluşan bu meydanda tabii ki bir alışveriş caddesi de vardı.Neee alış-veriş mi?(Hee alış-veriş...Arkadaş İtalya'ya gelmişin yanında 6 günlük sadece tabiri caizse simit ayran parası mı alınır ya?Biz tabii girdik denedik üstümüze başımıza bir şeyler ve çok güzelmiş dedik ve bıraktık.Fakat son gün gerçekten bişeyler bulduk.Mesela anneme gerçek deri bir çanta,en yakın arkadaşlarımdan birine bir yelek,kendime fondöten ve ruj(söylemiştim zaten),ve oğluşuma Disney'den orijinal yağmur botu.Ne mutlu oldum anlatamam bunları alınca.Zannedersin her haftasonu gelip alış-veriş yapan bir tip.Sonra çok yorulup birşeyler içmek için heryerde bulunan,hani bizde köşe başında çiğköfteci olur ya-Hard Rock Cafe'ye girdik.Fakat buradaki bir başkaydı.The Beatles'ın orijinal Plakları,Michael Jackson'un konserinde giydiği kıyafetler ile,Metallica'nın şarkı sözlerini yazdığı kağıtlara kadar herşey vardı.Bizim öğrenciler tabii ki sadece beyaz veya siyah bir zemine sadece Hard-Rock Cafe yazan t-shirtlerden aldılar.Biz de arkadaşımla oturduk rock müziğin keyfini çıkarıp bişeyler içtik.Tabii Wi-Fi 'dan da yararlandık.Zaten nereye girsek ilk sorumuz;Wi-Fi password?Adamlar bıkmış durumda Türklerin bu internet sevdasından.Ama bir cafede otururken 4 kişi sadece Americano istedik,ve hatta kremasız yani.Kahveler geldi,bildiğin adam bizi ten rengi olarak karıştırmış muhtemelen ki zenci dudağı payı bırakmış fincanlarda ki iki yudumda kahve bitti.Ve biz birer tane bira söyledik.Hesap bir geldi...€54!Neyyy?4  adet yarısı dökülmüş kahve ve 4 adet sulandırılmış bira mı bu?Okul sahibimizin müthiş bir fikri vardı tabii ki.."Akşama dek kalkmıyoruz,wi-fi'ye yüklenin kızlar..."Ohhh film izledik,video yükledik,resim çektik....Daha da bir şey içmedik.Kendimizce o paranın acısını çıkarttık,her ne kadar wi-fi'nin sınırsız olduğunu bilsek te:)))

Tabii ki çocukları toplayıp David'i görmeye gidecektik.Fakat çocuklardan 2 tanesi yoktu.Deli gibi meydanda dolandık.Saatlerine de mi bakmazlar,gelsinler haşlıcaz onları,bu ne sorumsuzluk gibi sızlanmalar başladı...Yağmur da cabası...Meydanda 28 tane yeşil çantalı...Arkadaşlarla dağıldık 3 bölgeye onları arıyoruz.Meydanı heralde 5 kez dolandık.Bir baktık ki gelmişler...-Nerdesiniz siz?-Çok merak ettik,Cennet'in Kapısı'ndan girdik.-Hay...Neyse girmedik bir de girene bir şey demeyek ya...Gnaha sokacaksınız insanı hee...-Özür dileriz hocam,sate de bakmadık.Telefonlara da...-Yürü peşimden ayrılmayın...-Peki hocam...-Acıktıysanız alın yiyin,sabah elma aldık otelden...

Veee o müthiş yapı...DAVID by MICHELANGELO. Ufak bir müzede sergileniyor fakat kendisi çok büyük bir yapı.Yani daha önceden de söylediğim gibi bakmaya doyamadık.Sapıklık değil valla,yani yekpare bir mermerden yapılmış.Hatta Leonardo Da Vinci de talipmiş bu mermere ama o zaman ki krallık mermeri Michelangelo'ya vermiş ve iyi yapmış.Gerçi Leo da iyi kullanırdı fakat bir insanın kasları,damarları nasıl güzel yapılır tek bir mermere...Yani ben direkt şunu düşündüm...Hiç mi yanlış bir vuruşu oladı?Olsa biterdi bu mermer...Kol kasları,bacak kasları,kolunu öne uzatmışken ki damarların görünümü...en güzeli poposuydu ama:))))Velhasıl hangi milletten olursa olsun tüm bayanlar David'in arka tarafından bakıyordu:))

He tabii bu arada öğrenciler arasında şu konuşmalara da şahit olmadık değil yani...
-oğlum bu ne böyle küçücük ya?Koskoca David'sin sen bu ne?
-Ya ne bileyim,bir nedeni vardır yani...
-Mermer yetmemiştir belki de.
-Sorsak mı hocaya...
-Yok lan öyle şey sorulur mu?
-Siz sormadan söyleyeyim ben,(yüzler kıpkırmızı) bilerek küçük yapılıyor.Küçük organlı olanlar alim demektir,çok zeki ve bir alanda duayyen olmuş demektir.
-O zaman biz aptalız lan...dediğini duydum birinin fakat artık ilerletmedim.Yoksa çok pis geyikler çıkar,orda rezil olur gelirdik:)))

Signoria Meydanı,Uffizi Galerisi-ki en güzeli buydu.3 bloktan oluşuyordu ve gez gez bitmiyordu.İki gelişimde gezerek anca bitirdim.Osmanlı padişahlarının yaptırdığı orijinal portrelerde burada bulunmakta.Leonardo Da Vinci,Rafael gibi ünlü ressamlarla dünyada sadece iki tane bulunan ve birinin de İstanbul'daki Yerebatan Sarayı'nda olan Medusa Kafaları'ndan biri de burada.Yani görecek çok şey var.Uffizi'yi gezmek isterseniz tüm gününüzü sadece buraya ayırmanız gerekiyor.Yorulursunuz,sanata boğulursunuz ama pişman olmazsınız.-Floransa'da gördüğünüz her kiliseye ve katedrale girdik.Ve tabii ki akşamları çok güzel bir yer olan Alpler'den çıkarak Floransa'dan geçen Arno Nehri'nin üzerindeki meydana geldik.En son durağımız burasıydı ve otobüse buradan binecektik.Akşam saatiydi ve Roma'dan trenle gelmiştik.Sağolsun bir arkadaşımız ayarlamıştı online olarak.En son tren saat 21.00'da idi.Zaten 3 saate yakın sürüyordu.30 kişi terminale vardık,biz öğrencilerle toplanıp onları organize ederken,treni ayarlayan arkadaşımızın heyheyleri çıkıp gelmiş ve bir anda,"Banane ya,gidin kendiniz yapın.Yeter artık herşeye ben mi bakıcam?" diyip elindeki PNR numaralarını da vermedi.Okul sahibemiz şakınlık içerisinde ne yapacağımızı düşünüyordu ve biz gezi koordinatörümüzle birlikte terminale gidip biletlerimizin çıktılarını aldık ve peronun değişmiş olduğunu da böylece öğrendik ve trene saatinde yetişebildik.Hiç bir sorun olmadan.Sanırım arkadşımız çok yorulmuştu ya da şekeri mi vardı bilemedik.AMa orada kalabilirdik 30 öğrenciyle birlikte.Neyse ki hallettik...

Otele döndük ve pestilimiz çıkmış bir şekilde bayıldık.Uyumadık,bayıldık...Ertesi gün artık dönüş günümüzdü.Her iki gezide de Floransa'yı son güne koymuştuk.Artık toparlanıp sabah saatinde çıkacaktık.Zombi tabiri tam bize göreydi orada.Yeşil çantalı,henüz uyanamamış,yorgun,solgun ama mutlu ama uykusuz,yolculuğa hazır ama uykusuz,aç ama uykusuz bir grup zombi...Sabah kruvasanımızı ve yoğurdumuzu yedik ve yola koyulduk.Fuimicino havaalanina vardık ve uçağımızı bekledik.Ve tabii ki öğrenciler alış-veriş yaptı.Biz de yine baktık:((

Uçağa çağrımız yapıldıktan sonra herkesi topladık ve uçağa geçtik.Fakat öyle hemen uçağa gidilmiyor burada.Baya iki tane geçitten geçip,otobüse binip tekrar kontrollerden geçtikten sonra biniliyor.Birbirimizden ayrılmamak önemli...Ama bir kişi eksikti...Tüm Free-shop'u aramamıza ve anons yaptırmamıza rağmen onu orada bualmıyorduk.Belki de ilk olarak o geçti diyerek iki öğretmen önden gittik,okul sahibemiz ve gezi koordinatörümüz en son binecekti uçağa
-.Bulamazsak ben binmem,sonraki uçakla geliriz,ama bulursanız haber verin.
-Tamam Hocam.
Nasıl endişelendik anlatamam.Yani her köşesine baktık.Sadece öğretmenler değil tüm öğrencilerle birlikte aradık.Tuvaletlere bile baktık,yoktu.En son artık biz herkesi uçağa bindirmeye götürürken aynı zamanda adını da bağırıyorduk;Ömerr???Öööömerrr?Tüm uçakta sesimizi duymayan kalmadı.Uçak ta uzundu biraz fakat herkes bağırıyordu.Tam ben uçaktan çıkıp Okul sahibemizi orada da olmadığını söylemek için arayacaktım ki,bir öğrencimiz;
-Hocam,Ömer burada.
-Oğlum neden sesini çıkartmıyorsun.Saatlerdir seni arıyoruz.Nerdesin ya?
-Burdayım hocam ne oldu?
-Sana seslendik neden ses vermiyorsun burdayım diye?
-Heee,ne bileyim hocam.Her Ömer ben olmayabilirim.
-Oğlum yabancı ülkedeyiz ve adın Türk adı.Ayrıca kaç tane yeşil çantalı insan seni çağırır?
-Olabilir hocam nerden bileceksiniz.
-tamam Zeynep sakin ol.
-Hey Allahım ya...
Tam sopalık.Uçuş öncesi iyi stres yaniii.
Neyse ki sorunsuz uçağa bindik ve geride kimseyi bırakmadan Bursa'ya döndük.Ve işte o zaman rahat bir uyku uyuduk.

Harikaydı.Bana bu şansı veren eski okuluma tekrar teşekkür edeiyorum.Heeee bu sırada Kemal'im ne mi yaptı?Her gün wi-fi'ye her bağlanabildiğim an görüntülü konuşma yaptık.Ve tabii ki çooook özleştik.İlk defa bu kadar ayrı kalmıştım.Tabii ki vicdan azabı da yaşıyordum.Ondan ayrı başka ülkeye gitmiştim.Aynı şehri bırakın aynı ülkede bile değildik.Ve İtaya'yı sevsem de kalbim ve gönlüm bir an önce Bursa'daki o ufak sokaktaki bitişik nizam apartaman dönemk istiyordu.Benim kalbim oradaydı.Fakat herşeyin onu iyiliği olacağını düşünerek kendimi avuttum.Ve tabii ki annem.O olmasa önüme gelen fırsatları değerlendiremezdim.Gözüm tabii ki hiç arkada değildi,çünkü benden daha iyi baktığını biliyorum.İyi ki var anneler,gerçekten.Diyorlar ya anneler keşke ölümsüz olsa diye,gerçekten öyle.Neye ihtiyacın olsa oradalar,hem de sen söylemeden...

eve gelince derin bir oh çekip,tekrar oğlumun yanına yatabildiğim için şükredip deriin bir uykuya daldım...Belki de o hafta uyuduğum en iyi uykuydu,oğlumun kokusuyla...

Aaa bişey söylemeyi unuttum...Gezdiğimiz her yerde aramızda bir sözcük belirledik ve "Şimdi" diyince herkes,30 kişi birden "Piston Aşağı" diyip olduğumuz yere yığıldık.Nasıl şaşkınlık yarattık anlatamam.Bizimle birlikte yere yatanlar da oldu,en komikleri onlardı.Ama en tehlikelisi havaalanında yapmaktı.Okul sahibemizin isteğiyle orada da yaptık.
-Zeynep hadi burada da yap.-Hocam burada bir sorun olmasın,tutuklamasınlar bizi?
-Yok yahu,bir şey olmazz...
-Şİmdiiiii...
-Piston Aşağı(hep bir ağızdan)
Hepiimiz gümrük kapısında yere uzandık.Herkes tabii ki noluyo bomba ihbarı mı,terör saldırısı mı diye bize bakarken,kalkıp bir şey olmamış,sanki onu biz dememiş gibi yürüdük.Zaten en güzel tarafı da buydu.


                                                                                                   Floransa'da bir kilise...


DAVID'ciğim:))

Prince şarkı sözleri

Alış-veriş yapamıyorsak,resim de mi çekilmeyek?


             Uffizi Gallery'deki bazı tablolar...


   ARNO Nehri

  Çiğköfteci,pardon Hard Rock Cafe:)))

 Bu da "Bak bu kaçıncı kilise,kaçıncı mum...Ona göre..."derken:)))


2 yorum:

ÖRGÜÇANTAM-Hatice yazıcı dedi ki...

Tekrarları olsun inş. bak Ömere ben de kızdım:))) neyse ömer nazarlık olsun çok güzel geçmiş

Bambam Kemal ile Annesi dedi ki...

Ahh Ömer'e biz de sinir olduk ama neyse ki bulduk.Ya bulamasaydık diye düşününce sinirimiz yatıştı...