tag:blogger.com,1999:blog-13069871572981575822024-02-21T21:05:29.439+03:00Bambam Kemal ile AnnesiBambam Kemal ile Annesihttp://www.blogger.com/profile/01605528759780530984noreply@blogger.comBlogger90125tag:blogger.com,1999:blog-1306987157298157582.post-66180276143286050512017-07-11T00:15:00.001+03:002017-07-11T00:15:18.856+03:00Hastayız...Yazacağım ama halim yok...<br />
<br />
Fena hastayız...<br />
<br />
Sıcak havalardan dolayı kullandığımız pervaneden mi,Kemal'in kreşe başlamasından mı,yoksa salgından mı bilemedim ama önce Kemal sonra ben ve şimdi annem...Baya hastayız.<br />
<br />
Ben hayatımda böyle bir boğaz ağrısı yaşamadım.Sol bademciğim beyaz-siyah...(Beşiktaşlıyım,ondan mı acep?)Saç tellerim dahi ağrıyor...(En azından ben öyle hissediyorum).Kulağım çok acıyor.Su dahi içemiyorum,bırakın suyu,konuşamıyorum ağzımı açıp ta...Bu 10 Temmuzun laneti olmalı:))) <br />
<br />
Oğlummmm....Canım...Bir kaç gündür belki de derdini anlatamadığı için bu kadar hırçındı.Kim bilir nasıl bir ağrı çekti?Ateşi yükseliyor aniden,sürekli uyuyor ama kalkınca da hareketleri fena değil.Ama gözler hep baygın bakıyor.Gece boğazı tıkanınca nefes alamıyor,ağlayarak uyanıyor.yaz olduğu için terliyor.Ve hep bana yapışık gezmek,uyumak istiyor ki bu vücut ısısını daha çok arttırıyor.Calpol-Dolven ve bazen fitil destekli gidiyoruz.Yarın doktora götüreceğim.Anca randevu alabildim.Özeller bile doluydu,en yakın tarihli olan hangisiyse onu aldım.Düşünün ne kadar hasta çocuk var!Allah herkese sağlık versin...<br />
<br />
Annem bize bakayım derken o da kaptı şifayı.Onun da boğazları ağrıyor...Tedbir için ilaç aldı...Umarım işe yarar...<br />
<br />
Şu sıralar baya halsiziz...<br />
<br />
Bunu yazdığıma şükür diyor sizlere esenlikler diliyorum efenim...<br />
<br />
Sağlıkla kalın...Ama gerçekten sağlıkla,lafın gelişi değil.<br />
<br />
<br />Bambam Kemal ile Annesihttp://www.blogger.com/profile/01605528759780530984noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-1306987157298157582.post-41436391510688397852017-07-07T01:12:00.001+03:002017-07-07T01:12:08.837+03:00Okul Macerası 3Veee o gün geldi çattı...Minaz Hanım ile görüşmeye gittim...<br />
<br />
-Zeynep Hanım,iyi ki okula başlatmışssınız.Çok iyi bir karar vermişssiniz.<br />
-Evet,neden öyle dediniz ama?<br />
-Çünkü bu çocuk güçlü bir karaktere sahip ve çok akıllı.(Aynı bennn:) Bana çekmiş:)<br />
-Evet sağolun.<br />
-Ama her işini bağırarak yaptırmaya çalışıyor.İstemediği bir şeyde hemen ağlıyor ya da bağırıyor.<br />
-Evet aynısını bize de yapıyor ve saatlerce devam edebiliyor bu durum.<br />
-Siz ne yapıyorsunuz bu durumda?<br />
-Yapma oğlum,ağlama bak ağlanacak bir şey yok.Ya da ilgizini çekmeye çalışıyoruz ama saatlerce ağlıyor.İstediğini alana dek.E biz de insanız tabii ki sınırımızı zorluyor ve biz de biraz sesimizi yükseltiyoruz.<br />
-Olmazzz...Sakın yapmayın.<br />
-Ne yapalım peki?<br />
-Hiç ilgilenmeyin.Bırakın ağlasın,bırakın bağırsın.<br />
-Ama kendini ısırıyor,kafasını vuruyor,kendine zarar veriyor.<br />
-Çok ciddi olmadığı müddetçe bırakın onu da yapsın.Canı acıyınca duracaktır.İlgisini başka yöne çekmeye çalışın evet ama çekemiyorsanız çıkın odadan."Sen sakinleş yanıma öyle gel.Benim içeride işim var istersen bana yardım edebilirsin"diyin,kapıyı aralık bırakın ve gidin.Ve hiççç takmayın.İçsel olarak ta takmayın.(Bunu hatta Necibe Hanımcım bir örnekle açıkladı.Her ikisi de aynı yönetmi söyledi.)<br />
-Tamam,zor olacak ama tamam.<br />
-Ve içeri basıyor çok.Ayakkabıları ters giydirin bir müddet.<br />
-Tamam,evet aynı bana benzemiş.Ben de öyleydim.Annem düzelsin diye beni 2 sene baleye gönderdi ama sonuç ortada.Hala sağ ayağım içeri basar.<br />
-Düzelir bu merak etmeyin ama hep ters giysin terlikleri de ayakkabıları da.<br />
-Peki.<br />
-Hep rica ederek konuşalım."Kemal Bey ya da oğlum,şu oyuncağını kaldırır mısn lütfen?"Su kabını getirirsen sana su verebilirim canım." gibi.<br />
-Zaten hep öyle demeye çalışıyoruz.(Gerçekten bizde "onu getir,bunu al,şunu yap yoktur!"<br />
<br />
Ve Kemal bahçeye yanımıza gelir,beni görür...<br />
-Annemm,akkıımmm...diyip sarılır.<br />
-Oyyy oğlum.Çok özledim seni.Nasılsın?Neler yaptın sen ya?Anlat bakayım...<br />
<br />
-Zeynep Hanım,Ya'lı Be'li de konuşmuyoruz.Argo dağarcığı gelişmesin.<br />
-Doğru söylüyorsunuz.Ama işte günlük hayatta bile ağzımızdan kaçıyor.<br />
-Evet.<br />
-Zeynep hanım bana hamilelik döneminizi ve yaşadığınız sıkıntılarınızı yazar mısınız?<br />
-Neden?<br />
-Çünkü Kemal'in bu hırçınlığı ve agrasifliği sizin hamilelikte yaşadığınız üzüntü ve stresten kaynaklı.Ve tabii ki sonrası ile.Ama çocukların anneyle en yakın olduğu zamanlar anne karnındaki zamanlardır.Onlar ne hissetse,ne yapsa hemen hisseder ve tepki verirler.Bu yüzden diyorum.<br />
-Tamam tabii ki...<br />
<br />
Ve o gün de krizlerimiz oldu.Hatta benim yanımda bana sarılarak yattı ama arada sırada bana tekme atıyor,bana vuruyordu."Muhtemelen evet okulda eğleniyorum ama sen neden yoksun?Sen neden gelmedin?"Vuruyo vuruyo " Annem,akkımmm,oyyy" diyor maymunum...Ve gece uykusundan hep ağlayarak uyandı.<br />
Ertesi gün okula bırakırken biraz mırın kırın etse de gün boyu öğretmenlerinden gelen video ve resimlerden çok mutlu olduğu belliydi.Fakat akşam eve geldi veeee....Kriz başladı.Ve bizim de sabır testimiz başlamış oldu.Anneme ne olursa olsun hiç ilgilenmeyeceğimizi söyledim.Tabii o da hem sinirlendi hem üzüldü bu kadar ağladığı için.Banyodaydı Kemal ve kendini yerden yere vuruyordu.Oyuncaklarını fırlatıyor,bağırıyor,ağlıyırdu.Onu kendine zarar vermesin,kayıp düşmesin diye odasına aldım.Ve -ağlaman bitince seni içeride bekliyor olacağım.İstersen gelirsin ve oyun oynarız,dedim ve çıktım.Ama hiç oralı olmadı.Arada sessizce baktığımda yerde kendine vuruyor,dolapları tekmeliyordu.25 dk olmuştu ve ağlaması aynı hızda ve ses tonunda hatta arada artarak devam ediyordu.Annem <br />
-Yazık ya,çocuk yorgunluktan öldü.Bu böyle olmaz ,dedi<br />
-Hayır anne bak bu kadar bekledik.Müdahele etmeyelim.Elbet yorulacak.Sonsuza dek ağlamayacak ya.Yorulacak ve bırakacak.<br />
-Tamam.Biz kendimiz normal sohbet edelim o zaman.<br />
-Evet.Zeynep karnın acıktı mı,ne yiyelim?<br />
-Valla köfte papates olabilir varsa.(Kemal'in favorileri.Gerçi benim de:))<br />
-Tamam sen çamaşırları yıkamış mıydın?<br />
-Evet kurutmadalar.Ama beyazlar biraz daha biriksin,az var.Sonra onları da yıkayacağım.<br />
Bizi duyuyor fakat ilgi çekmek istediği ve onun için bağırdığı o kadar belli ki...<br />
Ben telefonumdan şarkı açtım ve -ayy ben bu şarkıyı çok seviyorum anne,harika dedim.<br />
Amaç ilgisini çekmek.Olmadı.Bu süre de bir 5 dk yı aldı.<br />
10 dakika sonra...<br />
Sürünerek yavaş yavaş koridora oradan salona geldi.Üçlü prize dokunmaması gerektiğini adı gibi biliyordu.Ama gözümüzün önünde o kabloyu bacaklarına doladı.Biz müdahele etmedik ama kontrol altındaydı.Fişe takılı değildi.Bizden -yapma,Kemal dememizi bekledi fakat biz aksine kendi işmize baktık ve hatta güldük.Ben o sırada oyun hamurunun kuruyanlarını çöpe attım,kutularını da üstüste dizip bir kule yaptım.Yerde,oyun halısının üzerinde tek başıma oynuyorum ve kendi kendime de konuşuyordum.<br />
-Ayy bu kulenin üzerine ne koysam acaba?Aaa top var.Onu koyayım.Ahh trenleri de yanına dizeyim.Bu trenler o kulenin etrafında turlasınlar,şu ördek te trenlere binsin.<br />
Bu arada hala ağlıyordu fakat ağlama tonajı düşük,artık sürekli değil aralıklı.Çünkü beni izliyor ve ne dediğimi dinliyordu.Bir anda sanki o ağlayan hiç o değilmiş gibi yanıma geldi ve,<br />
-aaaa ababa...Avur...Koy koy...<br />
(Araba ve hamur yanyana koy.)<br />
-Tamam annecim.Bak bu daha güzel bir fikirmiş.Aferin sana.Başka ne koyalım.Baktım sakinleşti ve oyun oynamaya başladı.Toplamda tam 45 Dk.çığlık atmış,ağlamış,kendine zarar vermeye çalışmış ve bu sayede ilgimizi çekeceğini düşünmüştü.Ve biz de zor da olsa 45 dk.o ses dayanmıştık.Ama ZAFER BİZİMDİ!!!!!<br />
<br />
Yaşasın...<br />
-Bir de yatarken bir kriz bekliyor tabii,dedim.<br />
Oyun oynadık,yemek yedik,güzel davrandığı için bir dondurmayı hakettiğini düşündüm ve biraz verdim.(Gece enerji verdiği için çok vermeyeye çalışıyorum.Allahtan benim gibi dondurma düşkünü değil.Aynı ben bu çocuk yahu:)))<br />
Ve onu sakinleşmesi için tekrar banyoya soktum.Ve tabii ki üzerindeki tozlardan kurtulması için.Sonuçta o kadar debelendi.Annem de evi süpürmek istiyordu bugün,gerek kalmadı.Kemal hepsini itinayla sürünerek aldı.Ve banyodayken bir anda,<br />
-Anne kaka anne kaka...dedi<br />
-Tamam annecim hadi gel,dedim ve onu tuvalate onun için aldığımız klozeti yerşetirdikten sonra oturttum ve hemen tuvaletini yaptı.Öptüm onu,-aferin annecim,bak büyüdün sen de bizim gibi.Sen artık bebek değilsin,başka bebeklerin abisisin.Aferin sana!<br />
<br />
Ve başka bir gelişme aynı gün içinde...Hiç bir zorlama yok.Tamamen Kemal'in içinden gelenler...<br />
Evde emziksiz yatmaz ama okulda hiç emzik aramazmış.BU beni şaşırtmıştı.Demekki bağımlı değil sadece bizi kullanıyor.Bunun için de Necibe Hanım'dan aldığım çok kıymetli bir bilgi...<br />
<br />
Emziğinin ucunu kestim biraz.Tabii emerken tatmin etmediği için çocuğu çocuk bir iki emdikten sonra ağlayacak ama uyuyacaktı.Kemal'e verdim emziği zaten görünce anladı...<br />
-Meme ,ufff...aaaa meme?<br />
-Aaa evet annecim,sanırım kuşlar aldı.Kendi bebekleri için.Sen artık büyüdün ya.Onlar almıştır.Olsun bununla idare et.<br />
<br />
Yattı ve emmeye başladı ama tabii ki sevmedi.Yenisini aradı.Kendi yatağında kıvrandı,durdu...Oraya buraya vurdu ama çok ağlamadan sadece mızırdanarak.<br />
-Noldu annecim dedim.<br />
Yanıma geldi ve Anneeemm diye boynuma sarıldı ve yattı.Emzik elindeydi.Elinde oynayarak uyudu.<br />
Dalmasını bekledim...<br />
Derin uyudu...<br />
Ben de derin bir ohh çektim ama herşeyin de sabır işi olduğunu bugün daha iyi gördüm.Ben sabırsızlanıp onu ikaz ettikçe,uyardıkça daha çok yaptığını fakat onunla ağladığında ilginemediğim zaman herşeyin daha çabuk düzeldiğini gördüm.Öteki türlü hem ben yıpranıyordum hem de o üzülüyordu.<br />
<br />
Bu bağırmalar ve ağlamaların hemen biteceğini düşünmüyorum.elbet bir müddet devame decek ama bitecek.Olabildiğince sakin ve sabırlı davranmak gerek.Bizim için bir kızgınlık anı ama onun karakterini şekillendirecek davranışlar.O yüzden SAKİNLİK en önemli unsur...<br />
<br />
<br />Bambam Kemal ile Annesihttp://www.blogger.com/profile/01605528759780530984noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-1306987157298157582.post-29588503191267469022017-07-05T02:02:00.002+03:002017-07-05T02:29:03.412+03:00Okul Macerası 2...Bugün Kemal'in okulunun 2.günüydü.<br />
<br />
Gece ona tembihlediğim ve herkesin okula gittiğini bunun çok normal olduğunu,onu asla bırakmayacağımı ve hep onu düşündüğümü söylediğim için sabah kalkınca:<br />
-Anne okul mu,anane okul mu,Pepe okul mu,Bebe okul mu,Kedi okul mu...<br />
Yani herkes okula gidiyor.<br />
-Evet annecimmm...Herkes okula gidiyor.Bak arkadaşlarınla eğleneceksin,çok güzel bir gün geçireceksin ve akşam yine birlikte olacağız...<br />
Giyindik ve çıktık.Okula geldik zaten koşa koşa gitti okula.Öğretmenine çantasını verdim,kahvaltısını yapmadığını söyledim ve <br />
-Annecim ben gidiyorum,iyi eğlenceler,dedim.<br />
Bana baktı,güldü ve sınıfına geçti.<br />
<br />
Gün boyunca tek bir kez aradım nasıl olduğunu sormak için.<br />
-Minaz Hanımcım nasıl Kemal?<br />
-Gayet iyi.<br />
-Dün biraz kriz geçirdik te...<br />
-Aaaa.Gerçi normal ilk günden sonra 2. ve 3. gün gayet normal ama rüyasında bir şey görmüştür.Belki ondan korkmuştur.<br />
-Yok bu öyle bir şey değildi.Konuşarak sakinleştirdim.<br />
-Anladım.Çocuk diyip geçmeyin herşeyi hissediyor.Sizin stresiniz,evdeki durumlar,işinizde yaşananlar ve en çok ta bir erkek çocuğu için baba figürünün olmaması.Bunların hepsini çocuk bir anda yaşıyor.<br />
-Doğru.Tamam gelince konuşuruz.İyi günler.<br />
-İyi günler.<br />
<br />
Akşam onu almaya gittiğimde Minaz Hanım'ın misafirleri vardı ve bana;<br />
-Yarın sizinle bi konuşalım Kemal hakkında,dedi.<br />
Hemen telaş yaptım tabii,<br />
-Tabii olur noldu bir şey mi oldu?<br />
-Hayır ya hemen yüzünüz düştü.Bir şey yok.Gözlemlerimi aktaracağım size.Evdeki tutumlarınız ile ilgili.Bambam Kemal ile Annesihttp://www.blogger.com/profile/01605528759780530984noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1306987157298157582.post-27953964084564819442017-07-04T02:25:00.001+03:002017-07-04T02:25:54.457+03:00Okul Mu?Veee oğlum bugün okuluna başladı...<br />
<br />
Sabah saat 10.00'da okula götürmek üzere bir gün öncesinden tüm yeni alınan eşyaları yıkandı,ütülendi.Herşeyi Şimşek McQueen'li çantasına konuldu.Özene bezene aldığım nevresim takımı,bezleri,şortları,t-shirtleri,ıslak mednili,suluğu,emziği,orada giyeceği ayakkabısı,çoraplları,mendilleri,yastığı,pikesi,yatak alezi...<br />
Geç uyusa da sabah saat 09.00'da onu güçbela uyandırdım.<br />
-Anneemmm...Benim oğlum okula mı gidecekmiş?<br />
Gözler kapalı ama gülüyor.ELinde ayısı yüzüne kapatıp hala yatıyor,yani bırak beni de uyuyayım anne...<br />
-Haydi okulaaaa...Oyyy kuzum benim...Minnak öğrenci mi olacak...<br />
Anneannesi gelir...<br />
Haydi oğlummm,kalk...Aaaa kimler varmış burada...der ve mıncıklanınca Kemal uyanır ve söylediği tek şey...-Okull muuu?<br />
-Oğlum okula gitmeden sevmeyen tek kişi sensin heralde...Bana çekmediği kesin.Ben okulu severdim.<br />
-Acaba kime çekti?:))))))<br />
<br />
Kahvaltısını evde yaptı ve giyindik,çantamızı aldık ve okula gittik.Annemle planımız onun yanında 1-2 saat durmaktı.Sonuçta ilk defa kalabalık ve bilmediği bir ortama girecek ve bizi arayacaktı.Uyku sırasında burnundan bir -Hüt kelimesi çıkar ve -Meme der.Yani bana süt ver ve emziğimi de elime ver demek bu.Anlamazlar sonuçta ve yanında olmak gerekir diye düşündük.<br />
<br />
Anaokuluna vardık.Nasıl güzel karşıladılar.Hava zaten güzel,bahçeli bir villa...Bahçede kafeste tavşanlar var.Bizim ki hemen koştu yanlarına.Diğer çocuklar da bahçeye geldiler öğretmenleri ile birlikte.Hemen kaynaştı bizim ki...Ve Okul ortaklarından Minaz Hanım bize-Tamam o zama,siz eşyalarını bırakıp gidebilirsniz,dedi.<br />
-Ne,nasıl yaniii?<br />
-Evet...<br />
Annem:-Ya bir şey olursa,yakınında olalım.<br />
-Siz öyle düşünürseniz olıur.<br />
-Hiç bir şey olmayacak.Rahat olun.Bir şey olursa biz sizi ararız.<br />
-Hadi anne gidelim bari.Görmesin bizi.<br />
-Peki.<br />
Gittik ama içimiz buruk.<br />
-Gel anne bari çay,kahve içelim.<br />
-aman yakınlarda olalım ne olur ne olmaz.<br />
-Tamam ben zaten hemen giderim.<br />
Evet ilk defa Kemalsiz anne-kız bir çay,kahve içtik ama aklımız sürekli ondaydı.Daha sonra ikimizin de halletmesi gereken ayrı ayrı işlerimiz vardı bu yüzden biraz oturup kalktık.Ben tabii işlerimi erken bitirdim ve eve doğru yürüdüm.Ama aklım,gönlüm hep Kemal'de.Acaba ne yapıyor?Acaba ağladı mı?Düştü mü?Anne diye kendini yerden yere attı mı?Açıp sorsam mı ama daha 1 saat oldu.Bir şey olsa ararlardı diye aklımda deli sorular...eve gidemedim.Bizim orada hemen çok samimi çok içten çok tatlı bir kuruyemişçi esnafımız var.Biraz orada laklak edelim aklın dağılsın,zaman geçsin dedim.Sağolsun muhabbet ettik,güldük,eğlendik...<br />
<br />
AMa zaman sadece 1 saat geçmişti.Artık aramalıydım...<br />
-Merhaba Minaz Hanım,Kmela ne yapıyor?<br />
-Hiç bir sorun yok.Oynuyor.Yemeğini de yedi.Yanımda hatta şimdi.<br />
-Ağladı mı hiç?<br />
-Hayır,çok üzgünüm adınıza,sizi hiç aramadı.<br />
-Gerçekten mi?<br />
-Evet.<br />
-Çok iyi.<br />
<br />
İyi mi,ulan eşşolusu...Seni 9 ay karnında taşıyıp o kadar gaddarlığainsanlık dışı muameleye göğüs gerip seni 2,5 yaşına:) getiren benim,sana ben işteyken bakan anneannen...Hiç mi aklına gelmedik diye düşünmeliydim ama dedim ki ohhhh...Demekki mutlu...<br />
<br />
2 saat sonra tekrar aradım.<br />
-Merhaba Minaz Hanım,valla bir daha aramayacağım.Nasıl?<br />
-Gayet iyi merak etmeyin.Oyun oynuyor.<br />
-Kaçta alalım bugün?<br />
-17.00'de .<br />
-Peki.<br />
<br />
O saat hiç gelmez...Bekle allah bekle...Allahtan arkadaşım ve eşi aradılar.Tatilden döndükleri gibi benimle buluştular sağolsunlar.Biraz oturduk çay kahve içtik.Sabahtan beri midem çay içmekten asfalt gibi oldu zaten ama olsun...<br />
<br />
Sonra saat 16.45...Yola çıktık,zaten yakındı.Sağolsun beraber gittik Kemal'i almaya...Duyacağım şeyleri biliyordum.<br />
Ama bir gittim ki...<br />
<br />
Valla annesi nasıl güzel anlaştı.Hiç anne ya da anneanne demedi.Size ve annenize çok teşekkür ediyoruz,sizlere bağımlı bir çocuk yetiştirmediğiniz için.En çok zorlandığımız konu bu.Normalde çocuklar 1 haftada zar zor alışırlar.Ama Kemal çok güzel yemek yedi,arkadaşlarıyla birlikte hemen uyudu,oyun oynadı ve hiç bağırmadı...(Laaannnnnn...Garezin bana mı?Evet!!!:))))<br />
<br />
-Gerçekten mi ya?Bakın ben üzülmeyeyim diye diyorsanız...<br />
-Hayır gerçekten.Niye saklayalım.Zaten öyle bir şey olsa hemen arayıp söylüyoruz,biraz zamana ihtiyacı var diye.<br />
-Anladım ne güzel.<br />
-Hazırlatayım mı Kemal'i...<br />
-Lütfen...<br />
<br />
Necibe Hanım ile de konuştuk.Çok uyuölu olduğunu söyledi...<br />
Aman maaşallah...<br />
Aşağıya indim Kemal hazırdı.Beni gördüüü...<br />
-aaaa,anneeemmmmm... diye bi sarıldı.Bana döndü sınıfını gösterdi.Koluna çizilen yıldızı gösterdi. <br />
-Bak ıııdıızzz...<br />
-evet annecim...<br />
<br />
-Bizim oğlumuz çok asil,karakterli,güzel bakışlı....Değil mi Kemal Bey?<br />
-Evet burada hep bu sıfatlarla hitap ediliyor ki kişilik gelişimi düzgün olsun.Kuzum yok.Biz sürüye kuzu yetiştirmiyoruz diyor Minaz Hanım.Her ne kadar anneler babalar masumane yaklaşsa da kuzum kelimesine bu bilinçaltında kuzu olmakla bağdaşıyor.Olmaz.Yeterince koyunumuz kuzumuz var.Aşkııımm...Hayır o sizin aşkınız değil,olamaz da.Bu da kişileri yanlış kategorilere koymasına neden oluyor.O Kemal Bey...Paşam da değil.en yüksek mertebe Sultan...Sultanımmm...Bu sözlere alışacağız ama o benim için hep Birtanem,Anneemmmm,Bebeğim...Minaz Hanım duysa kızabilir...<br />
<br />
Oradan çıktık ve oğlumu yemeğe götürdüm.Hiç sesini çıkartmadı,tabii yine hareketliydi fakat belli ki yorulmuştu.Eve geldik,banyo yaptı,1 saat durdu durmadı ve sütünü alarak yattı.Anneannesiyle birlikte yattı.Fakat bu sefer çok ağladı.Calpol verdik ki muhtemelen bir yeri ağrıyor ve söyleyemiyor dedik.15 dk. sonra uyudu.<br />
<br />
1 saat sonra çığlıklarla uyanıp ağlamaya başladı.Ama bu süt istiyorum ya da emziğim düştü ya da çok sıcak anne ağlaması değildi.Bana kırılmış belli ki.Onu bırakıp gittim zannetmiş.Yanına gittim,sarıldım,onu çok sevdiğimi,onu ne olursa olsun hiç bırakmayacağımı,okulun onun gelişimi için çok iyi bir yer olduğunu,hepimizin bir zamanlar okula gittiğini hatta benim işimin okulda olduğunu,hergün okula gittiğimi,onun da alışacağını,sabah okula gidip akşam yine geleceğini ve birlikte güzel zaman geçireceğimizi anlattım durdum.Allahın sıcağında kucak kucağa,ten tene,yüzyüze yattık.O beni öptü ben onu.Ben onun sırtını kaşıdım,o kolunu boynuma attı.Bacağını belime attı.Annemmmm,aşkıımmm dedi.Ama hıçkıra hıçkıra ağladı,iç çeke çeke,birbirimizi koklaya koklaya uyudu...<br />
<br />
Anne olmak zor iş...Okulun onun için en iyi yerlerden biri olduğunu bilmesem bu ağlamaya bir daha onu göndermem.Ama herşey onun için.Eminim alışacak,alışacağım...<br />
<br />
Allah hiçbir aneyi evladından,hiçbir çocuğu da annesinden ayırmasın.Hep sağlıklı ve mutlu günler yaşasınlar çocuklarımız.Annelerin tüm isteği bu değil midir?Sağlık ve mutluluk...<br />
<br />
Umarım hasta olan çocuklar ve anneleri iyileşir ve birbirlerine hayat boyu hep destek olurlar,umarım ayrı olan anne ve evlatları birbirine kavuşur,umarım zorluklar içinde çocuklarını yetiştirmeye çalışan anneler emeklerinin karşılığını çocuklarının sağlık ve mutluluğunu görerek alırlar...<br />
<br />
Umarım hiçbir anne için Keşke'ler olmaz...Keşke yanımda olsaydı demez...Keşke bedelli askerlik yapsaydın,keşke daha güvenli bir yerde öğretmen olsaydın,keşke ekmek almaya ben gitseydim,keşke senin yerine ben... demez.<br />
<br />
Allah'ın hiçbir anneye evladının acısını gösterme,hiçbir anneyi de evladını hayata hazırlamadan alma...<br />
<br />
Ağladım,ağlıcam...Bu ne be...Bi kreşe gönderdim he...Üniversiteye nasıl göndericem ben ya...Ühüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüü.....<br />
<br />
<br />
<br />Bambam Kemal ile Annesihttp://www.blogger.com/profile/01605528759780530984noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-1306987157298157582.post-25943471415992199882017-07-03T02:00:00.002+03:002017-07-03T02:04:59.012+03:00Poseidon Amca Dedi de ben Dinlemedim:)Bir gün yine Roma'dayız...<br />
<br />
Bak hele bak nasıl havaya girdim he...İngilizce anlatıyım mı?<br />
When I was in Rome,I met Sezar:))) Huahahkahajawawaba...Daha neler...<br />
<br />
Tamam cıvıtmayayım anlatıyorum.Hakikaten İkinci kez Roma'ya gittiğimizde 9. ve 10.sınıfları götürmüştük.3 kişi de 12.sınıftandı.Aynı sokakta başka bir otelde kalmıştık.Önce Noto Hotel daha sonra ise Milani Hotel'de kalmıştık.Her ikisi de Termini(Terminal) bölgesindeydi.Heryere yakındı.Yakın olmasa ne olur nasılsa yürüyorduk:))<br />
<br />
Bir gün yine karga ile aynı anda kahvaltı yaparken-kruvasan,tereyağ falan...-aaa bir de baktık ki bir öğretmenimiz bildiğin ezine peyniri,zeytin filan getirmiş.Allahıımmmmm...Birer parça aldık,önce öptük,sonra kokladık.Sonra onların yanına yakışır ekmek ve çayımız olmadığı için özür diledik onlardan,sonra bir lokmada gömdük...Taaa öğlene dek tadı damağımızdaydı valla.Ve dilimizden de düşmedi tabii..-ya ne olursa olsun arkadaş,tamam burası tarihi marihi ama insan aç kalır be....Hep fes fud:))Bizim Ezine peyniri gibi var mı ya?<br />
-Valla hocam okulda habire kuru pilav cacık var diye hayıflanıyorduk,valla artık hergün verseler yerim.<br />
-Bir daha şikayet ettiğini duymayayım o zaman.O Atatürk menüsü bir kere...<br />
-Evet hocam.Yok soğan verseler yerim yani o derece...<br />
-Akşama pizzaları gömerken sorarım sana ama...<br />
-hahahaawawawawaw...(Ne idiğğüü bilinmeyen ergen gülme sesi)<br />
<br />
Biz çıktık yine aynı tur,tabii öğretmen arkadaşla biz yolları biliyoruz ya artık-ordan diil ya burası kestirme...<br />
-Kızzz biz Roma'lı olduk ya...<br />
-He valla kız...<br />
Yine Kolezyum,Navonna Meydanı,Pantheon,Fontana Di Rome derken akşamı ettik...<br />
Ünlü ROma dondurmacısındayız yine.Bu sefer ilk gezimizden daha soğuk değil g...müz,bo...muz donuyor.Sırf gittik niye yemedik dememek için hasta olma pahasına yiyoruz.Tam dondurmaları seçeceğiz,tabii ki aramızda Türkçe konuşuyoruz...Bir anda dondurmacı adam demesin mi?<br />
-Türk müsünüz abla?<br />
-Eee....vet...<br />
-Aha Türk hocam...<br />
-Yahu telaş yapmayın hallederim ben...<br />
-Siz de mi?<br />
-No,I am...le başlayıp İngilizce devam etti...<br />
Hayır ama Türkleri çok severim.<br />
_Where are you from abii?(Nerdensin abiii?)<br />
-I am from very close country to you.(Sana çok yakın bir ülkedenim demek istedi)<br />
Your neighbour...<br />
Heehhh şimdi işte Coğrafya konusu geldi..Hadi bakalım...<br />
-Ukrayna...(Lan adam bildiğin esmer,Hindistan desen daha mantıklı)<br />
-Noo...<br />
-Kazakistan...(Püüü sizin coğrafyanıza...)<br />
-eee isterseniz uzatmayalım,arkada sıra oldu.Nerelisiniz?<br />
_azerbeycan<br />
-Ne kadar güzel.Kardeş ülkemiz.Eurovizyonda sürekli 12 tam puanı verip aldığımız ülkemiz...<br />
-Evet,evet...<br />
-Eee bunlar ne kadar...<br />
Alış-verişi sonlandırıp gitmek istiyorum rezillik dizboyu...<br />
-Sizi coğrafya öğretmeninize söylicemm...<br />
_neden hocam?<br />
-Oğlum bi Kazakistan'a bak bakayım nerde?<br />
-He tamam...<br />
Çıktık oradan.Çok kalabalık olunca oturacak yer bulamadık.Tabii ki çeşmeye para attık.Delirmedim daha.Gidip te 1548. kez para atmadan olur mu?<br />
Hee ama şu var...Ben üniversitede gittiğimde para atmıştım yine ve ne hikmetse 1 Euro'yu(Tam 3.5tl'yi suya attım ya neyse) attığımda suya düşmesi beklenirken bir anda elime geri geldi.Yüceee Poseidonnn dedim...Tövbee...Valla sahte para değil...Şurdaki dondurmacıdan bozdurdum be Posi:))Ama kabul etmedi.Valla herkes koca dileyerek attı.Ben de öyle yaptım.Ama para geri geldi.Yani Poseidon bana bir mesaj vermeye çalıştı ama ben daha sonra anladım tabiii..."Kızım sen evlenme...Bak o adamdan bi cacık olmaz.Al yavrum bu paranı da,1 top dondurma daha alırsın.O güzel canını sıkma,belki daha sonra..."Vallaha anlasaydım belki de böyle olmazdı he...<br />
Muhtemelen başkasını attığı para bana geldi.Len eğer yakışıklıydıysa ve kaçırdıysam püüü benim sıfatıma...Bir İtalyan erkeği mi bir Türk erkeği mi? Gerçi bana İtalya'nın yine çulsuzu,tipsizi denk gelirdi bendeki bu şansla.Herlade bu gidişle Poseidon'a diyeceğim gel evlenelim diye:)))<br />
<br />
Neyse,biz oraya öylece çöküverdik...Ama öyle çökmüşüz ki heralde dilenciye benzettiler bizi gelen gidenin öyle bir bakışı vardı.Bangladeşli satıcılar da ahala bize Selfie çubuğu ve Burberry desenli şallardan satmaya çalışıyordu.<br />
-Hocam hadi şarkı söyleyelim...<br />
-Söyleyelim...Ne söyleyelim...<br />
-İzmir'inn dağlarında...<br />
-Len hemen milli duyguların kabarıyo..O yürürken güzel oluyor...<br />
Demet Akalın'dan tut,İrem Derici'ye,Tarkan'dan,Sezen Aksu'ya,türkülerimize varana dek söyledik.Hatta bir ara ağzıyla Beatbox yapan,elindeki nesnelerle ses çıkaranlar olunca okul sahibemiz dayanamadı oynadı veeee inanmayacaksiniz ama tam 2 Euro topladık...Hem de Selfie çubuğu satmaya çalışan adamdan...Heeh sen satamadın ama biz senin paranı aldıkkk...Onu da verdik Poseidon ile Hygenie teyzeye...<br />
<br />
Sonra yavaştan artık otele geri gidelim dedik.Çok yorulmuştuk çünkü.Otele döndük ve resimlere bakıyorduk.Okul sahibimiz fotoğraf sanatı ile ilgilnediği için hobi olarak harika resimler çekmişti.Aynı resimleri ben de çektim ama telefondan ve 0 bakış açısı.Sırf "Baakk ben İtalya'dayım" der gibi çekmişim.Onlara bakarken,oteldeki resepsiyondaki Adams Ailesi'nin malikanesinden artık emekli olup gelmiş olan hizmetkarı endamındaki amca bize doğru yürüdü ve dedi ki "Bakınnn bende de resimer var..."<br />
Tövbeee ne göztercen amca...Bak yaşlı başlı adamsın...Allah aşkına bak Roma bizde kötü görsellerle kalmasın aklımızda.Nolurr ya...Bak orda yakışıklı var,oğlun herlade o göstersin bariii nolurr ya yapma...<br />
Derkennn...<br />
Adam birden bire telefonundan çektiği resimlerden birinde masanın üzerinde duran belki 20 adet ufak yoğurtlarla yapılmış bir kalp deseni...<br />
-Aaa ne güzel...<br />
-evet sizin öğrencilerinizin odasında bulduk...<br />
-Ne nasıl yani..<br />
-Evet.Hayır bişey değil de hava sıcak bozulur...<br />
Sıcak mı?İtalya normalde buzullarla aynı sıcaklıkta mı da bu hava sıcak?Donuyozzz amca...<br />
-Hee atamam anladık biz.Teşekkürler.Hangi oda bu?<br />
-(tam hatırlayamıcam ama)215.<br />
-Tamam sağolun biz halledicez.<br />
Okul sahibemiz hemen çağırın şu çocukları diye küplere bindi ve iki kurbanımız geldi.-Oğlum bu yoğurtları siz mi aldınız?<br />
-Evet.<br />
-Neden?<br />
-Akşam yoğurt partisi yapacaktık.<br />
-Ne demek o nasıl oluyor.<br />
-Yani herkes odaya gelecekti ve yoğurt yiyecektik.<br />
-Bu mu?<br />
-Neden hepsini alıp odaya koydunuz.Hem de kalp şekilnde?<br />
-Dekor yaptık hocam.<br />
-Ulan oğlum herkes kendininkini alıp çantasına koysaydı da sonra gelirken getirselerdi.<br />
-Hee evet düşnemedik.<br />
-evet,düşünmeliydiniz.O yüzden o yoğurtları şimdi iade ediyorsunuz.<br />
Aslında ne var yani...Çocuk bunlar...Ama otel yönetimi işte.E biz de Türkler'e laf gelmesin diye çocuklara yoğurtları bıraktırdık ama çok güldük sonra.Valla Adam Ailesi kılıklı amca da onları bekliyormuş.Hemen aldı.Heralde yönetim olarak onlar parrti yapacaklardı,bizimkiler bozmuşlar partilerini...<br />
<br />
Odaya geçip yattık,yine anlamadık ne ara uyduk uyandık...<br />
<br />
Ertesi gün Vatikan yine...Aynı şeyler fakat farklı olan bu sefer...Noel2e denk gelmemiz...Ortada devasa bir çam ağacı...Hz.İsa'nın doğuşu ve peygamber oluşunu anlatan bir tiyatro,içeride çalınana ve söylenen ilahiler...Vallahi bunlar işi biliyorlar...Etkilenmedik değil...<br />
<br />
Detaylı anlatmayacağım zaten ilkini önceki yazıda okudunuz.Sadece yaşananları söyleyeyim.O günün akşamı Navonna Meydanı'nda birşeyler yiyelim dedik.Gittik gittik 40 kişi oturduk bir yere.-Bize pizza veriiinnn der gibi...Muhtemelen korkmuşlardır,len bunlar iki bira söyleseler yarım saati bulur getirmek diye.Ve düşünün açız...Bir garson kız geldi ve onunla konutuk.Herkes ayrı istiyor anam pizzayı...<br />
-Benim ki margarita ama çok pişmesin<br />
-Ben veggie alacağım ama kırmızı biber olmasın<br />
-Ben etli akayım ama soğan olmasın...<br />
Leynnn bitmez bu sipariş...<br />
-Ne gelirse onu yersiniz,üzeirnden ayırırsınız hadi bakiimm..<br />
-Hamburger menü istiyorum...<br />
Tabii ben bir ara kaptırdım bizimkilerden Türkçe alıp kıza İngilizce söylerken bir ara bizim kilere İngilizce konuşup kıza Türkçe sipariş verdim.Kız elinde kağıt kalem öyle bakıyo bana.Sonra bir ara anladım ters bişey olduğunu ve düzelttim.Kız orada tek başınaymış.Herşeyi kendi yaptı vallaha sadece masaları hazırlamada öğrencilerle beraber ona yardım ettik.eee biz Türkler yardımseveriz...<br />
Deli gibi yedik sildik süpürdük tabii ki.Ama sohbet,muhabbetle geçti,harikaydı.O masadan bu masaya sürekli laf atmalar...<br />
-Hocammm yarın şuraya gider miyiz...<br />
-Hocam ya alış-veriş yapalım...<br />
-Hocammm şu müzeye de gidecek miyiz...<br />
-Ya sen onu bunu bırak biz sizi şimdi nereye götüreceğiz?<br />
Navonna Meydanı'nın hemen biraz ielrisinde bir çkolatacı vardı...Aman tanrımm...Duvarlarından çikolata akıyor ve bardağı dayayıp sana oradan çkolata veriyorlar.Tabii aromalı istersen başka şeylerle karıştırıyorlar.Nasıl bir kokusu var anlatamam.O soğuk havada yemekten sonra sıcacık çikolata kokusu...Ohhh mis...Vallahi burnuma geldi...Bardağa doldurup doldurup verdiler biz de gidene dek afiyetle yedik...<br />
Biraz ilerisinde Magnum'un kendi dükkanı vardı.Kendi magnumunuzu oluşturabiliyordunuz.Ben öyle magnum hiçbir yerde yemedim...<br />
<br />
BU yolculuk ta böyle bitti yani...<br />
Bir sonraki geziyi iple çekiyorduk.Bu sefer ki Barcelona idi.Ama ben okuldan ayrıldığım için onlar gidecekler.Ve eminim güzel hatıralar edinecekler.Bakalım ben yeni okulumla ne maceralara atılacağım...Eylül başladığı anda anlarız zaten...<br />
<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgHmC-6owJMYgF0IHaJRqmCcxYHd2ekVPlufvtjhiZ0R8JxKnfDSC0JoCTcHRdO-8NCSs55ymn9xtuiReNHxbE-WxvCgk2Du4pxySAKwYUt1I40l0YD-ySJrNmUqP0KlM8MFMU1BERk2ikm/s1600/20161219_112701.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgHmC-6owJMYgF0IHaJRqmCcxYHd2ekVPlufvtjhiZ0R8JxKnfDSC0JoCTcHRdO-8NCSs55ymn9xtuiReNHxbE-WxvCgk2Du4pxySAKwYUt1I40l0YD-ySJrNmUqP0KlM8MFMU1BERk2ikm/s320/20161219_112701.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
Vatikan'da Hz.İsa'nın doğumunu anlatan bir gösteri<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh6GPsbpvuznUo8Xe18yCxOYzSGnokNndLCL8c7fc-uQM_eMzm2plH-d8rRY9ylgkHz1dywk6QyDew1IY8_ejZSnhfaF6JjeyZDNqlehw-21RxHzpme2yjP97_TaFHG3FcvzVI7ycgGl8F9/s1600/20161126_202057.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh6GPsbpvuznUo8Xe18yCxOYzSGnokNndLCL8c7fc-uQM_eMzm2plH-d8rRY9ylgkHz1dywk6QyDew1IY8_ejZSnhfaF6JjeyZDNqlehw-21RxHzpme2yjP97_TaFHG3FcvzVI7ycgGl8F9/s320/20161126_202057.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
İşte Magnummm...<br />
Maalesef o duvardan akan çikolata dükkanının resmini bulamıyorum...Bulursam hemen paylaşacağım...<br />
<br />Bambam Kemal ile Annesihttp://www.blogger.com/profile/01605528759780530984noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-1306987157298157582.post-34403343884134763732017-06-30T02:01:00.000+03:002017-06-30T16:27:12.133+03:00Sıcaaakkk...Sıcakkkk...Bursa yanıyor gerçekten...<br />
<br />
Uyuyamıyoruz...Kemal de ben de bi sağa bi sola dönmekten rahatsız olduk.Vantilatör işe yaramıyor ki zaten direkt üstümüze doğru tutamıyoruz hastalanmamak için.Duvara doğru tutup havanın duvara çarpıp gelmesini istiyoruz,direkt bize değil.E sivrisinekler de cabası.Ben anlamıyorum ya,sinekler evrim geçirmiş.Evrimi ne kadar inkar etseler de:)))) var arkadaş...Önceden sinek ilacını takardın ohhh miss...Şimdi takıyorsun o da fayda etmiyor.Ufak ufak beyaz yakarcalar var ya...Bir ısırıyor,zannedersin anofel soktu,öyle kaşınıyor...<br />
<br />
<br />
BUgün maalesef birkaç iş dolayısıyla saat 10.30 gibi dışarı çıkmak zorunda kaldım.Eve girdiğimde saat 13.00 civarıydı.Hep gölgeden yürümeme rağmen bir ara başım döndü ve burnumun içinin çıtırdadığını hissettim.Hani kanayacak gibi olur da böyle garip bir his oluşur ya.Dedim bu nasıl hava,insana beyin kanaması geçirtir vallahi...<br />
<br />
Yarın daha sıcak olacakmış aman dikkat...Bursa için AccuWeather'ın tahmini 38!Mecbur olmadıkça dışarı çıkılmaz...<br />
<br />
Artık Kemal'i dahi gece çıkartıyorum dışarı.Yoksa akşam saatlerinde iyice sıcaklık çöküyor,daha beter oluyor.Gece parka gidip oyun oynuyoruz,daha eğlenceli oluyor.O park senin bu park benim.Bazen de farklı yerlerde yürüyüş yapıyoruz,bazen atlıyoruz bi taksiye anneannesiyle beraber canımız nereye isterse oraya...<br />
<br />
Normalde AVM'den nefret ederim.İhtiyacım olmadıkça da gitmem ama bugün o kadar bunaldık ki Kemal'i alıp hemen kaçtım evden.İnanılmaz sıcaktı.AVM'ye girdik ve serinledik.Tabii oranın da havası ağır,ısıklar,elektronikler,radyasyon,herşey...Ama serinledik...Ve iyi geldi...<br />
<br />
Bence artık bu serinleme işine bi çözüm bulmalılar.Hani artık hava bile kontrol edilcekti?Nasa'nın bir sürü çalışması var bunun adına.Nolur bir soğuk hava bulutu mu kütlesi mi ne gönderin arada bir...<br />
<br />
<br />Bambam Kemal ile Annesihttp://www.blogger.com/profile/01605528759780530984noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-1306987157298157582.post-82494704767787051442017-06-28T03:10:00.002+03:002017-06-28T03:16:53.781+03:00Floransa<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_GlqHDhSOujSF_RgMcH3VQjdGvwxn3OYzKBmM-znzD1adG_vuuHOyICP61qxe69RjHcoN1WHdp4YxVJHFoAYIb4K_Yl34XvrnAMnszTetrlzIJbTPTPdz6fGpTtOhbNfTwFkMZsO_vFKd/s1600/res+4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"></a></div>
Floransa...Harika bir yer...Yani huzurla yaşanılacak bir şehir...Italya'da yaşama şansım olsaydı kesin Floransa derdim.<br />
<br />
Piazza Del Duomo'yu ziyaretimizde zaten katedrallere hayran kaldık.Ağzımız açık gezerken-ki hiç kapanmadı-heyecanla gruplara ayrılıp belli bir saat sonra buluşmak üzere ayrıldık.Cennetin Kapısı denilen yere gitmek çok zordu.Sadece kapıyı görüp elimizi sürdük.İÇeriye girişmiz muhtemelen 4-5 saatimizi alacağından zorlamadık çok.Heralde elimizi sürünce Ahirette muhtemelen Cennetin girişinde <br />
-Bi arkadaşa bakıp çıkıcaktık?<br />
-İyi hadi bak sen girmesen de elini sürmüşssün,gir ama 5dk. derler.En azından bi görürüz yani orayı nasılmış diye düşünüyorum.Bakalım Allah Kerim:) <br />
<br />
Bir sürü kiliseden oluşan bu meydanda tabii ki bir alışveriş caddesi de vardı.Neee alış-veriş mi?(Hee alış-veriş...Arkadaş İtalya'ya gelmişin yanında 6 günlük sadece tabiri caizse simit ayran parası mı alınır ya?Biz tabii girdik denedik üstümüze başımıza bir şeyler ve çok güzelmiş dedik ve bıraktık.Fakat son gün gerçekten bişeyler bulduk.Mesela anneme gerçek deri bir çanta,en yakın arkadaşlarımdan birine bir yelek,kendime fondöten ve ruj(söylemiştim zaten),ve oğluşuma Disney'den orijinal yağmur botu.Ne mutlu oldum anlatamam bunları alınca.Zannedersin her haftasonu gelip alış-veriş yapan bir tip.Sonra çok yorulup birşeyler içmek için heryerde bulunan,hani bizde köşe başında çiğköfteci olur ya-Hard Rock Cafe'ye girdik.Fakat buradaki bir başkaydı.The Beatles'ın orijinal Plakları,Michael Jackson'un konserinde giydiği kıyafetler ile,Metallica'nın şarkı sözlerini yazdığı kağıtlara kadar herşey vardı.Bizim öğrenciler tabii ki sadece beyaz veya siyah bir zemine sadece Hard-Rock Cafe yazan t-shirtlerden aldılar.Biz de arkadaşımla oturduk rock müziğin keyfini çıkarıp bişeyler içtik.Tabii Wi-Fi 'dan da yararlandık.Zaten nereye girsek ilk sorumuz;Wi-Fi password?Adamlar bıkmış durumda Türklerin bu internet sevdasından.Ama bir cafede otururken 4 kişi sadece Americano istedik,ve hatta kremasız yani.Kahveler geldi,bildiğin adam bizi ten rengi olarak karıştırmış muhtemelen ki zenci dudağı payı bırakmış fincanlarda ki iki yudumda kahve bitti.Ve biz birer tane bira söyledik.Hesap bir geldi...€54!Neyyy?4 adet yarısı dökülmüş kahve ve 4 adet sulandırılmış bira mı bu?Okul sahibimizin müthiş bir fikri vardı tabii ki.."Akşama dek kalkmıyoruz,wi-fi'ye yüklenin kızlar..."Ohhh film izledik,video yükledik,resim çektik....Daha da bir şey içmedik.Kendimizce o paranın acısını çıkarttık,her ne kadar wi-fi'nin sınırsız olduğunu bilsek te:)))<br />
<br />
Tabii ki çocukları toplayıp David'i görmeye gidecektik.Fakat çocuklardan 2 tanesi yoktu.Deli gibi meydanda dolandık.Saatlerine de mi bakmazlar,gelsinler haşlıcaz onları,bu ne sorumsuzluk gibi sızlanmalar başladı...Yağmur da cabası...Meydanda 28 tane yeşil çantalı...Arkadaşlarla dağıldık 3 bölgeye onları arıyoruz.Meydanı heralde 5 kez dolandık.Bir baktık ki gelmişler...-Nerdesiniz siz?-Çok merak ettik,Cennet'in Kapısı'ndan girdik.-Hay...Neyse girmedik bir de girene bir şey demeyek ya...Gnaha sokacaksınız insanı hee...-Özür dileriz hocam,sate de bakmadık.Telefonlara da...-Yürü peşimden ayrılmayın...-Peki hocam...-Acıktıysanız alın yiyin,sabah elma aldık otelden...<br />
<br />
Veee o müthiş yapı...DAVID by MICHELANGELO. Ufak bir müzede sergileniyor fakat kendisi çok büyük bir yapı.Yani daha önceden de söylediğim gibi bakmaya doyamadık.Sapıklık değil valla,yani yekpare bir mermerden yapılmış.Hatta Leonardo Da Vinci de talipmiş bu mermere ama o zaman ki krallık mermeri Michelangelo'ya vermiş ve iyi yapmış.Gerçi Leo da iyi kullanırdı fakat bir insanın kasları,damarları nasıl güzel yapılır tek bir mermere...Yani ben direkt şunu düşündüm...Hiç mi yanlış bir vuruşu oladı?Olsa biterdi bu mermer...Kol kasları,bacak kasları,kolunu öne uzatmışken ki damarların görünümü...en güzeli poposuydu ama:))))Velhasıl hangi milletten olursa olsun tüm bayanlar David'in arka tarafından bakıyordu:))<br />
<br />
He tabii bu arada öğrenciler arasında şu konuşmalara da şahit olmadık değil yani...<br />
-oğlum bu ne böyle küçücük ya?Koskoca David'sin sen bu ne?<br />
-Ya ne bileyim,bir nedeni vardır yani...<br />
-Mermer yetmemiştir belki de.<br />
-Sorsak mı hocaya...<br />
-Yok lan öyle şey sorulur mu?<br />
-Siz sormadan söyleyeyim ben,(yüzler kıpkırmızı) bilerek küçük yapılıyor.Küçük organlı olanlar alim demektir,çok zeki ve bir alanda duayyen olmuş demektir.<br />
-O zaman biz aptalız lan...dediğini duydum birinin fakat artık ilerletmedim.Yoksa çok pis geyikler çıkar,orda rezil olur gelirdik:)))<br />
<br />
Signoria Meydanı,Uffizi Galerisi-ki en güzeli buydu.3 bloktan oluşuyordu ve gez gez bitmiyordu.İki gelişimde gezerek anca bitirdim.Osmanlı padişahlarının yaptırdığı orijinal portrelerde burada bulunmakta.Leonardo Da Vinci,Rafael gibi ünlü ressamlarla dünyada sadece iki tane bulunan ve birinin de İstanbul'daki Yerebatan Sarayı'nda olan Medusa Kafaları'ndan biri de burada.Yani görecek çok şey var.Uffizi'yi gezmek isterseniz tüm gününüzü sadece buraya ayırmanız gerekiyor.Yorulursunuz,sanata boğulursunuz ama pişman olmazsınız.-Floransa'da gördüğünüz her kiliseye ve katedrale girdik.Ve tabii ki akşamları çok güzel bir yer olan Alpler'den çıkarak Floransa'dan geçen Arno Nehri'nin üzerindeki meydana geldik.En son durağımız burasıydı ve otobüse buradan binecektik.Akşam saatiydi ve Roma'dan trenle gelmiştik.Sağolsun bir arkadaşımız ayarlamıştı online olarak.En son tren saat 21.00'da idi.Zaten 3 saate yakın sürüyordu.30 kişi terminale vardık,biz öğrencilerle toplanıp onları organize ederken,treni ayarlayan arkadaşımızın heyheyleri çıkıp gelmiş ve bir anda,"Banane ya,gidin kendiniz yapın.Yeter artık herşeye ben mi bakıcam?" diyip elindeki PNR numaralarını da vermedi.Okul sahibemiz şakınlık içerisinde ne yapacağımızı düşünüyordu ve biz gezi koordinatörümüzle birlikte terminale gidip biletlerimizin çıktılarını aldık ve peronun değişmiş olduğunu da böylece öğrendik ve trene saatinde yetişebildik.Hiç bir sorun olmadan.Sanırım arkadşımız çok yorulmuştu ya da şekeri mi vardı bilemedik.AMa orada kalabilirdik 30 öğrenciyle birlikte.Neyse ki hallettik...<br />
<br />
Otele döndük ve pestilimiz çıkmış bir şekilde bayıldık.Uyumadık,bayıldık...Ertesi gün artık dönüş günümüzdü.Her iki gezide de Floransa'yı son güne koymuştuk.Artık toparlanıp sabah saatinde çıkacaktık.Zombi tabiri tam bize göreydi orada.Yeşil çantalı,henüz uyanamamış,yorgun,solgun ama mutlu ama uykusuz,yolculuğa hazır ama uykusuz,aç ama uykusuz bir grup zombi...Sabah kruvasanımızı ve yoğurdumuzu yedik ve yola koyulduk.Fuimicino havaalanina vardık ve uçağımızı bekledik.Ve tabii ki öğrenciler alış-veriş yaptı.Biz de yine baktık:((<br />
<br />
Uçağa çağrımız yapıldıktan sonra herkesi topladık ve uçağa geçtik.Fakat öyle hemen uçağa gidilmiyor burada.Baya iki tane geçitten geçip,otobüse binip tekrar kontrollerden geçtikten sonra biniliyor.Birbirimizden ayrılmamak önemli...Ama bir kişi eksikti...Tüm Free-shop'u aramamıza ve anons yaptırmamıza rağmen onu orada bualmıyorduk.Belki de ilk olarak o geçti diyerek iki öğretmen önden gittik,okul sahibemiz ve gezi koordinatörümüz en son binecekti uçağa<br />
-.Bulamazsak ben binmem,sonraki uçakla geliriz,ama bulursanız haber verin.<br />
-Tamam Hocam.<br />
Nasıl endişelendik anlatamam.Yani her köşesine baktık.Sadece öğretmenler değil tüm öğrencilerle birlikte aradık.Tuvaletlere bile baktık,yoktu.En son artık biz herkesi uçağa bindirmeye götürürken aynı zamanda adını da bağırıyorduk;Ömerr???Öööömerrr?Tüm uçakta sesimizi duymayan kalmadı.Uçak ta uzundu biraz fakat herkes bağırıyordu.Tam ben uçaktan çıkıp Okul sahibemizi orada da olmadığını söylemek için arayacaktım ki,bir öğrencimiz;<br />
-Hocam,Ömer burada.<br />
-Oğlum neden sesini çıkartmıyorsun.Saatlerdir seni arıyoruz.Nerdesin ya?<br />
-Burdayım hocam ne oldu?<br />
-Sana seslendik neden ses vermiyorsun burdayım diye?<br />
-Heee,ne bileyim hocam.Her Ömer ben olmayabilirim.<br />
-Oğlum yabancı ülkedeyiz ve adın Türk adı.Ayrıca kaç tane yeşil çantalı insan seni çağırır?<br />
-Olabilir hocam nerden bileceksiniz.<br />
-tamam Zeynep sakin ol.<br />
-Hey Allahım ya...<br />
Tam sopalık.Uçuş öncesi iyi stres yaniii.<br />
Neyse ki sorunsuz uçağa bindik ve geride kimseyi bırakmadan Bursa'ya döndük.Ve işte o zaman rahat bir uyku uyuduk.<br />
<br />
Harikaydı.Bana bu şansı veren eski okuluma tekrar teşekkür edeiyorum.Heeee bu sırada Kemal'im ne mi yaptı?Her gün wi-fi'ye her bağlanabildiğim an görüntülü konuşma yaptık.Ve tabii ki çooook özleştik.İlk defa bu kadar ayrı kalmıştım.Tabii ki vicdan azabı da yaşıyordum.Ondan ayrı başka ülkeye gitmiştim.Aynı şehri bırakın aynı ülkede bile değildik.Ve İtaya'yı sevsem de kalbim ve gönlüm bir an önce Bursa'daki o ufak sokaktaki bitişik nizam apartaman dönemk istiyordu.Benim kalbim oradaydı.Fakat herşeyin onu iyiliği olacağını düşünerek kendimi avuttum.Ve tabii ki annem.O olmasa önüme gelen fırsatları değerlendiremezdim.Gözüm tabii ki hiç arkada değildi,çünkü benden daha iyi baktığını biliyorum.İyi ki var anneler,gerçekten.Diyorlar ya anneler keşke ölümsüz olsa diye,gerçekten öyle.Neye ihtiyacın olsa oradalar,hem de sen söylemeden...<br />
<br />
eve gelince derin bir oh çekip,tekrar oğlumun yanına yatabildiğim için şükredip deriin bir uykuya daldım...Belki de o hafta uyuduğum en iyi uykuydu,oğlumun kokusuyla...<br />
<br />
Aaa bişey söylemeyi unuttum...Gezdiğimiz her yerde aramızda bir sözcük belirledik ve "Şimdi" diyince herkes,30 kişi birden "Piston Aşağı" diyip olduğumuz yere yığıldık.Nasıl şaşkınlık yarattık anlatamam.Bizimle birlikte yere yatanlar da oldu,en komikleri onlardı.Ama en tehlikelisi havaalanında yapmaktı.Okul sahibemizin isteğiyle orada da yaptık.<br />
-Zeynep hadi burada da yap.-Hocam burada bir sorun olmasın,tutuklamasınlar bizi?<br />
-Yok yahu,bir şey olmazz...<br />
-Şİmdiiiii...<br />
-Piston Aşağı(hep bir ağızdan)<br />
Hepiimiz gümrük kapısında yere uzandık.Herkes tabii ki noluyo bomba ihbarı mı,terör saldırısı mı diye bize bakarken,kalkıp bir şey olmamış,sanki onu biz dememiş gibi yürüdük.Zaten en güzel tarafı da buydu.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjNHgrh-N_-jK2Kfj4JwCDKXL1IA5gMhMc64pBx4STbdasYhTwU2818lonb8t7eFzDacfVw8EE5MFWQ7Aeh0jOBDFOOgm9_yE5ehiRZRlkcxka8Mw_tOlTNanv70waOwCVE0welR8TybeZM/s1600/20161216_172132.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"></a></div>
<div>
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjNHgrh-N_-jK2Kfj4JwCDKXL1IA5gMhMc64pBx4STbdasYhTwU2818lonb8t7eFzDacfVw8EE5MFWQ7Aeh0jOBDFOOgm9_yE5ehiRZRlkcxka8Mw_tOlTNanv70waOwCVE0welR8TybeZM/s1600/20161216_172132.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="150" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjNHgrh-N_-jK2Kfj4JwCDKXL1IA5gMhMc64pBx4STbdasYhTwU2818lonb8t7eFzDacfVw8EE5MFWQ7Aeh0jOBDFOOgm9_yE5ehiRZRlkcxka8Mw_tOlTNanv70waOwCVE0welR8TybeZM/s200/20161216_172132.jpg" width="200" /></a></div>
<div>
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjNHgrh-N_-jK2Kfj4JwCDKXL1IA5gMhMc64pBx4STbdasYhTwU2818lonb8t7eFzDacfVw8EE5MFWQ7Aeh0jOBDFOOgm9_yE5ehiRZRlkcxka8Mw_tOlTNanv70waOwCVE0welR8TybeZM/s1600/20161216_172132.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;">Meşhur pizzacıdan çıktığımızda ki yüzümüzdeki mutluluk!</a></div>
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiOL8WVozx2WxTX-b38iOOpv3WOrXuBXgJfK6ZAGouqodfXrumAuFVTgkV_2ZNY7mMdg24-6qIARfr8OC9vjpavMNsSMld0q7JRvPj6b0OGluLDOh80snUBwOw1AkxGo0io0BPc-a_7hlZM/s1600/20161216_151553.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiOL8WVozx2WxTX-b38iOOpv3WOrXuBXgJfK6ZAGouqodfXrumAuFVTgkV_2ZNY7mMdg24-6qIARfr8OC9vjpavMNsSMld0q7JRvPj6b0OGluLDOh80snUBwOw1AkxGo0io0BPc-a_7hlZM/s200/20161216_151553.jpg" width="150" /></a><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
Floransa'da bir kilise...</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiOL8WVozx2WxTX-b38iOOpv3WOrXuBXgJfK6ZAGouqodfXrumAuFVTgkV_2ZNY7mMdg24-6qIARfr8OC9vjpavMNsSMld0q7JRvPj6b0OGluLDOh80snUBwOw1AkxGo0io0BPc-a_7hlZM/s1600/20161216_151553.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjuDtb5TP5wggDdavtcyzGNyFCN7Cv9ciK1RRrY6j7pOpAWnlQdfAmaBwkd0j0FfGAUlEFt-L3dTR6QjslqofVQ1EkNdfc_85MbVQa6WACnbfoLZbEnvTNpDiZuPEMiLsqt667kpk69FKQZ/s1600/20161218_123441.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjuDtb5TP5wggDdavtcyzGNyFCN7Cv9ciK1RRrY6j7pOpAWnlQdfAmaBwkd0j0FfGAUlEFt-L3dTR6QjslqofVQ1EkNdfc_85MbVQa6WACnbfoLZbEnvTNpDiZuPEMiLsqt667kpk69FKQZ/s320/20161218_123441.jpg" width="240" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
DAVID'ciğim:))</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgy5HWe_uycBhdsc_a6o1LkJeHpeAso8dyU-NEyCS3xgHrVdpIaLQMDh4vV95-6Y51fYKD0JaueKMRhyphenhyphen0cZdIr5sawwFb3tQxeJ3Ud3E6p1KHDXqc7m8GImrGTd-8Qdf7x6A_RwnPIs8Mgp/s1600/20161218_135447.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgy5HWe_uycBhdsc_a6o1LkJeHpeAso8dyU-NEyCS3xgHrVdpIaLQMDh4vV95-6Y51fYKD0JaueKMRhyphenhyphen0cZdIr5sawwFb3tQxeJ3Ud3E6p1KHDXqc7m8GImrGTd-8Qdf7x6A_RwnPIs8Mgp/s320/20161218_135447.jpg" width="240" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
Prince şarkı sözleri</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgdUlHzHbqn9cQwlkGi9F5jHIik83Qqv9J3ZIGOTZcsAwD7f1IMuChs6nzBBH5m30vOryGFl9QYmD5J5iGq9_AG2zYy6EKuTNCQDW71FztoKbfrUGl1YWvPVvAiyfvAMA-EwZvPAT2SCsu8/s1600/20161218_142559.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgdUlHzHbqn9cQwlkGi9F5jHIik83Qqv9J3ZIGOTZcsAwD7f1IMuChs6nzBBH5m30vOryGFl9QYmD5J5iGq9_AG2zYy6EKuTNCQDW71FztoKbfrUGl1YWvPVvAiyfvAMA-EwZvPAT2SCsu8/s320/20161218_142559.jpg" width="240" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
Alış-veriş yapamıyorsak,resim de mi çekilmeyek?</div>
<br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhxWI-X9Iidv38OnkCWl2qWs9uGOBUqtivxrE1VXZISFycBxYXHTssOhjLl_btH4OLgIm5eEyBQNWgkFK3G62doZcbLU5R73imJ7g_y8eK8ZskiZxV4e8kYcn6idygGAqqf-TklJ75XIAJI/s1600/res+1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="960" data-original-width="960" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhxWI-X9Iidv38OnkCWl2qWs9uGOBUqtivxrE1VXZISFycBxYXHTssOhjLl_btH4OLgIm5eEyBQNWgkFK3G62doZcbLU5R73imJ7g_y8eK8ZskiZxV4e8kYcn6idygGAqqf-TklJ75XIAJI/s320/res+1.jpg" width="320" /></a><br />
Uffizi Gallery'deki bazı tablolar...<br />
<br />
<br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgE6UDt8ixTeZFZnEiZ4v7vj151hJgDw7pvbe0G8Dj53A3Afcr5Rgcs-rTfJ4oCqXh8dvBRrnuS7o7nISXm99zpNffr3ZoRVKBz5ynBJGDYBXnWhconLKW_mmGJoFee6EhND97izl3A3A0T/s1600/res+2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="581" data-original-width="693" height="268" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgE6UDt8ixTeZFZnEiZ4v7vj151hJgDw7pvbe0G8Dj53A3Afcr5Rgcs-rTfJ4oCqXh8dvBRrnuS7o7nISXm99zpNffr3ZoRVKBz5ynBJGDYBXnWhconLKW_mmGJoFee6EhND97izl3A3A0T/s320/res+2.jpg" width="320" /></a> ARNO Nehri<br />
<br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiuEIu1fq_x9X_U4jRJ2WBkkKY4j44YmF1jnX82yv-f2X7kUjwdW-DT0bqXtpVlyYr83ccyRB9qQ60vZSgjXQPbz5lkRB5YyHe3KKIu78viq0yKh7vdvgOCHwaA00TZpZDCQZsgGn4wEkfe/s1600/res+3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="960" data-original-width="960" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiuEIu1fq_x9X_U4jRJ2WBkkKY4j44YmF1jnX82yv-f2X7kUjwdW-DT0bqXtpVlyYr83ccyRB9qQ60vZSgjXQPbz5lkRB5YyHe3KKIu78viq0yKh7vdvgOCHwaA00TZpZDCQZsgGn4wEkfe/s320/res+3.jpg" width="320" /></a> Çiğköfteci,pardon Hard Rock Cafe:)))<br />
<br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_GlqHDhSOujSF_RgMcH3VQjdGvwxn3OYzKBmM-znzD1adG_vuuHOyICP61qxe69RjHcoN1WHdp4YxVJHFoAYIb4K_Yl34XvrnAMnszTetrlzIJbTPTPdz6fGpTtOhbNfTwFkMZsO_vFKd/s1600/res+4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="581" data-original-width="671" height="277" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_GlqHDhSOujSF_RgMcH3VQjdGvwxn3OYzKBmM-znzD1adG_vuuHOyICP61qxe69RjHcoN1WHdp4YxVJHFoAYIb4K_Yl34XvrnAMnszTetrlzIJbTPTPdz6fGpTtOhbNfTwFkMZsO_vFKd/s320/res+4.jpg" width="320" /></a> Bu da "Bak bu kaçıncı kilise,kaçıncı mum...Ona göre..."derken:)))<b></b><i></i><u></u><sub></sub><sup></sup><strike></strike><br />
<br />
<br />Bambam Kemal ile Annesihttp://www.blogger.com/profile/01605528759780530984noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-1306987157298157582.post-3363983891675841432017-06-26T01:30:00.003+03:002017-06-26T01:45:20.270+03:00Zeynep Ölme,Ben İngilizce Bilmiyorum:))Veee ertesi sabah uyanılır uykulu gözler ve dinlenememiş bir vücutla fakat bir o kadar da merakla otelin kahvaltı salonuna inilir.Fakat bulduğumuz tek şey kruvasan,yoğurt,şanslıysak kaşar peyniri ve domuz salamıdır.Çay mı?İngiliz çaylarından hani şu Earl Greylerden,sallama...Oflaya poflaya yediğimiz yemekten sonra tırtıl duruşuna geçip Vatikan'a doğru yöneliyoruz.Termini bölgesinden baya bir yol olduğu için metroya binmeye çalışıyoruz fakat o da ne?Metro kapalı mı?Koskoca sene içerisinde toplu taşımanın grev yaptığı günü mü bulmuşuz?Şaşırdım mı hayır?Tabana kuvvet...Baya yürüdük ama yol eğlenceli geçti.Tabii Vatikan'a girmek öyle kolay değil.Maazaalah Papa'ya bir şey olur düşüncesiyle donumuzza kadar arandık.Gerçekten bakın...Yani utanmasalar aç donunu diyeceklerdi.Onu çıkart bunu çıkart.Yani havaalanındaki arama da neymiş,peeehh...<br />
<br />
Neyse girdik Vatikan kuyruğuna.Yeminle 80lerdeki ekmek ve tüp kuyruğu gibi.Ama beklediğimize değdi.Nasıl birşeydir yahu?Mimarisi,kullanılan malzemeleri,Michelangelo'nun Pieta'sı,kule,Vatikan müzeleri...Bak bak doyamadık.Ve bir de stajyer cardinallerin stajlarının kalkması törenine denk geldik.Harika bir atmosferdi.İçerideki heykeller devasa idi.Önünde resim çekilelim diyoruz ama resmi çeken kişinin bi 50 metre geriye gitmesi gerekiyor tam kare alabilmesi için,o kadar yani.Tabii gez,toz falan...Aaa biz bir de bir geçit bulduk.Sanki keşfetmiş gibi sevindik.Daha oraya kimse gelmemişti.Vatikan'ın alt kısmındaki eski Paplar ile cardinallerin mumyalanmış cesetleri vardı.Onun aşağısında da meşhur Vatikan kütüphanesi.Hani şu orijinal el yazıtları eskimesin diye oksijeni olmayan odaların bulunduğu.Biz daha mezarlığı gezerken zaten azarı işitmiştik.Orada kocaman "LÜTFEN RESİM ÇEKİLMEYİNİZ" yazıyor bizim çocuklar geçmiş ölü bedenleri arkalarına alarak ve sırıtarak resim çekiliyorlar.Adam gelip,"nooo fotoo no fotoo,la Pierre,no me fotoo,telefoneee...per favor per favoree..." diyip duruyor.Ama ne mümkün.Türküz la biz.Adam arkasını döndüğü anda "Çaktırmadan çeksene" diyen bir milletiz...Maalesef kütüphaneye giremedik.Bakım yapılıyormuş.Ama allhtan ben üniversite zamanında yurtdışına çıktığımda girip görmüştüm.Göremeyenler düşünsün,hıııhhh...Havamı da atarım:)))<br />
Sonra ne yapalım ne yapalım dedik?Çıkalım en üstüne buradaki kulenin.Çok meşhurmuş.Manzarası harikaymış.Tamam dedik hadi çıkalım ama çabuk olalım çünkü daha Michelangelo'nun yaptığı eserleri görecek ve "God and Adam" resmini görecektik.<br />
Kuleye çıkmak için çok sıra yoktu.Buradan bi kıllanmalıydık.Ve o heyecandan biz tabi hiçbir levhaya bakmadan ilerledik ve karşımıza bir levha çıktı.Okumamak mümkün değildi."Asansör 8Euro,yürüyerek 5Euro"Zaten yanımıza fazla para almamıştık.Nitekim orada bir kafede kahve parası bile 5ile 25 Euro arasında değişince tabii dedik ki 3 Euro 3 Eurodur.Türk parasıyla neredeyse 10 TL lan.Yürürüz ya ne olacak dedik.Ben,tarih öğretmeni arkadaşım ve 3 tane de bu iki deli öğretmenle yukarı çıkmayı göze almış zavallı öğrenci.Çıkmaya başladık.Tabii kule olduğu için yol ve basamakların eğimi ve büyüklüğü değişiyor.Çık allah çık...Basamaklar tek adımlık değil tam sinir eden cinsten.Tam 1,5 adımlık.Sonra 2 adımlık,sonra 3 adımlık,sonra tekrar bir adımlık,o ne ya yol mu daralıyor.,.<br />
-Ayy bi dakika ben biraz dinleneyim...Bende astım var biliyorsunuz.<br />
-Tamam canım dinlen,muhtemelen bu son dönüştür.<br />
Ne son dönüşüüüü...Daha başlangıç seviyesindeymişiz...<br />
En kötüsü yolun neredeyse sadece 1 insanın geçebileceği kadar daralması ve sen durunca arkadaki tüm insanların durması ve söylenmesi...<br />
-Ben deee vammm e de ayy... astım... ilaçç...<br />
-Nerde nerde söyle...<br />
-Arkada...Çantaaa..<br />
-Zeyneeepppp...<br />
-Öhhkk öğhkkk <br />
-Zeyneppp yokkkk,nerde...<br />
-Ordaaa,almamış mı yıımm<br />
-Ya Zeynep ölmeeee Allah aşkına,napıcaz bak ben İngilizce bilmiyorum,ölme sakın...<br />
(Laannnnnn,ben orda can veriyom,sen İngilizce derdinde misin arkadaşım?BUnu daha sonra söylediğimde çok gülmüştük.Dedim sen neyin kafasındasın yahu?Ben gidiyom sen İngilizce bilmiyorummm diyon?-Ne bileyim şimdi ölürsen nasıl dicem astımı vardı,dayanamadı,öldü diye düşündüm.-Allah razı olsun ya.Gösterirsen anlarlar zaten...)<br />
-Hocam burda alın...<br />
fısst fıssttt(Yüce Ventolinnnn...)<br />
-Ayy iyiyim ama yavaş çıkalım.Ağzına sıçtığımın yolu da bitmedi hee..Çocuklar pardon...<br />
-Yok hocam ya haklısınız.Papa acaba hiç çıktı mı allahaşkına hocam?<br />
-Bir bizi deliyiz galiba...<br />
En son tura geldik,ama basınçtan kulaklar gitti,duvarlara tutunarak yürüyoruz,tavan basık zaten,klostrofobi edineceğiz neredeyse...En son bölümde ayak ucuyla basabileceğimiz 30 basamak ve yukarıdan kendimizi çekebilmemiz için sarkıtılan bir halat...<br />
-Yuhhhh...Bu ne bee...<br />
-Daha neler hocam ya bu ne...<br />
-Öldükkk hocam...<br />
Hadi ha gayret...Valalhi de kendimizi çektik ya daha da bişey demiyorum.Zaten kış,üzerimizde mont,bot,sırt çantaları,sular...Bizden dağcı olur mu acaba diye bi an bi düşündüm.Sonra hemen vazgeçtim,benden olmaz.Daha dağın eteğine gelmeden-durun biraz ara verlim derim:)))<br />
<br />
Veee manzara müthişş...Tüm Roma ayaklarının altında...Vatikan bahçeleri o kadar güzel ki.Panaromik bir görüntü.Hava bile değişik.Altımızda bulutlar var,arada kayboluyorlar ve biz Roma'yı tekrar görüyoruz.Havası tertemiz...<br />
<br />
-Hocammm koşun...<br />
-Koşturma oğlum beni nolur...Noldu?<br />
-Hocam burda biri iphonu nu düşürmüş alalım mı?<br />
Alalım mı dediği yer durduğumuz yerin altındaki kubbenin tam eğimli bölgesinde.Ve bulunduğumuz yer tellerle çevrili.<br />
-Nasıl almayı düşünüyorsun.<br />
-Şimdi kolumuzu çıkaramayız ki zaten yetmez.Selfi çubuklarını birleştirsek alırız.<br />
-Yav hadi hadi git işine.<br />
-Papa yine şanslı.Vatikan malı oldu ya la bu.<br />
<br />
Aşağı ineceğiz dedik ki kolaydır heralde.Heee kolay.Aşağıya bir kaptırdık ki kendimizi durduramıyoruz bacakları.Habire iniyoruz.İn allah in in allah in.AŞağıya indiğimizde bacaklarımız gözle görülür şekilde titriyordu.Yaklaşık bi 15 dk durduramadık.<br />
-İkinci gelişimde asla çıkmıcam oraya asla...<br />
dediysem de okul sahiemizin saygıdeğer eşi fotoğraf çekmek istediği için onu kırmamak adına bir kez daha çıkacak ve tam 550 basamak çıkmış olduğumuzu daha girişteki uyarı levhalarından görecektim.Fakat bu sefer asansörle çıkmak istesem de asansörün sadece 350sini çıkacağını geriye kalan 200 basamağı yine yürüyerek çıkacağımı aynı astım nöbetiyle öğrenecektim.<br />
-Hadi müzelere...<br />
Vatikan'ın yaklaşık 3 km sonrasında müzelerinin girişi vardı.Yine yürüdük fakat burası için değerdi.Sistine Chapel'ini görmek için herşeyi yapardık.Sıra çok yoktu.İçeriye girdik,biletlerimizi aldık ve başladık yürümeye.Süper bir atmosferdi.Heryer altın kaplama,heryer sanat,heryer tarih kokuyordu.Kendimi inanılmaz şanslı ve entelektüel hissettim.Öğrencilerle beraber yürüyor ve serlerin altındaki yazıları okuyorduk.Öğrencilerden açıklamalarını istiyorduk.Neymiş,kim yapmış,hangi tarihte ve özelliği neymiş.O savaşları anlatan yüzlerce metrekarelik halılar,ince ince dokunmuş perdeler,tavanlarda 1 cm kareye varana kadar işlenmiş resimler.Hepsi anlamlı,hepsi orjial, hepsi korunmuş...Ağzımız açık geziyorduk.Heykeller ve ünlü ressamların ünlü eserleri...Herşey mükemmel.Fakat bizim asıl hedefimiz tabii ki God and Adam ı görebilmek.Nerde bu eser?Tabi sürüye kapılmış gidiyoruz.İnsanlar ordan oraya geçip duruyorlar.Ama bir sürü oda var.Neyse ki bir yere sorduk.Tabii İngilizce öğretmeni olarak hemen atıldım,<br />
-Excuse me,Could you tell me where "God and Adam" is?<br />
-Scusi?<br />
-Where is Michelengelo's masterpiece?<br />
-Non capisco<br />
-Kapiş mapiş...Anlamayacak ne var Allah Allah...Where where...<br />
-Hocam anlamadı,bilmiyo heralde...<br />
-La bu dünya dili karmaşık bişey demedim ki...<br />
-Sir,where isss Michelangelo?where can we go?Which rooom?Left or Right?<br />
-Non- ingle...<br />
-Veee işte o her dilde insanın anlayacağı hareket geliyor...<br />
Yok yok öyle küfür değil.Eserin üzerindeki tanrının Adem'e elini uzatmasını yaptık...<br />
Ve adam ok ok...sinistra dedi ve solu gösterdi.Biz de heralde sol dedi diye girdik.Fakat tarih öğretmeni arkadaşım da öğrencileriyle birlikte sağdan girmiş.Bizim bu sağ sol davaları hep karışıyor yaniii...:)))<br />
Girdik ama o kadar insan nereye gitti...Hepimiz kocamaaaannn bir salondayız ve belki yüzlerce kişi var çıt çıkmıyor ve herkes tavana bakıyor.<br />
-Noluyo yaa?<br />
-Hocam korkuyorum...<br />
-Silenzio,per favore...<br />
-Sshhh...<br />
-Aha bak bak orda işte tablo,tavanda...<br />
-Bu muymuş?Daha büyük yapamamış mı?<br />
Öğretmeniniz nerde sizin?<br />
-Bilmiyoruz hocam geliyordu.<br />
-Dur bi arayayım...<br />
Hay aramaz olaydım.Karşı tarafı ararkendki çıkan o ses bile salonu inletti neredeyse...<br />
-Nerdesin.Bak biz büyük bi salondayız herkesin tavana baktığı...<br />
-ssshhh...<br />
-OK ok i have lost one of my friend,What can I do?(Sometimes:)))<br />
Koskoca salonda bir tek benim fısıltım çıkıyor ve anons yapan adam her seferinde sesini yükseltiyordu.Artık kapatmazsam bir rahibi küfür ettirerekbunca senelik emeğini çöpe attırıp cehennemde yanmasına neden olacaktım.Neyseki geldi arkadaşım...<br />
Biz bakındık bakındık...Bakılacak ne çok şey varöış dedik...Yukarı bakmaktan boynumuz tutulunca hadi çıkalım dedik.Bir sağdan bir de soldan çıkış var.<br />
Evet tahmin ettiğiniz gibi bir grup sağdan(ben),bir grup soldan(diğer öğretmen arkadaş) çıktık.Her iki grupta birbirini bi 10 dk bekledikten sonra birbirimizi aradık.Birimiz Vatikan'ın içinden çıkarken,diğeri 3 km sonraki girişten çıkmış...Nasıl oldu anlamadık.Aynı salon,arada sadece belki bi 50 metre fark olan iki kapı...Nasıl oldu da ayrı yerlerden çıktık anlamadık.Tabii müze girişlerinden devam edeceğimiz için benim grup oraya kadar bir daha yürüdü.<br />
<br />
Eziyetti ama güzeldi.Hard Rock kafelere mi girmedik,pizzalar mı yemedik,meşhur Roma dondurmacısından hiç bilmediğmiz tatları mı denemedik,aşıklar çeşmesine bilmem kaç milyon kez para mı atmadık,İspanyol merdivenlerine ççıkıp poz mu vermedik,ilk gidişimizde alış veriş indirim haftasına denk gelip deli gibi alış veriş mi yapmadık(Yapmadık tabii çünkü yeteri kadar paramız yoktu.Baktık,sepete attık ve geri bıraktık:))) Hee dip not:ikinci gidişimde Kiko'dan fondöten ve ruj almıştım paraya kıyıp.Havamı atarım Türkiye'ye döndüğümde diye.Geldiğim hafta Zafer Plaza'ya Kiko açıldı:((((Bendeki şans arkadaş işte...<br />
Devam edeyim,yolda oturup şarkı mı söylemedik,yolda giderken "İzmir Marşı"nı mı haykırmadık,geceleri otel lobisinde oturup sohbet mi etmedik.(Lobideydik çünkü Wi-Fi sadece lobide çekiyordu.Onu da o kadar kişi aynı anda girdiğimiz için çökertip,neti kapatıp açıyorduk.),Floransa'ya mı gitmedik,dünyanın en ünlü müzelerinden olan Uffizi'ye mi girmedik,yine bir Michelangelo eseri olan David'i mi görmedik(Ki hayatımızda gördüğümüz en güzel yapılmış erkek heykeliydi.)<br />
<br />
Amaaa arkadaş bir pizzası var...Ki ben pizza hayatta sevmem...Ayak üstü yenebilecek bir yer.Oturma yeri yok.Tabii biz de oraya 300 piknikçi gibi girince insancıklar pizza yetiştirmekte zorlandılar.Pizza ve içecek menü sadece 12 Euro olunca bir abandık ki...Ama ne pizzalar...Benim favorim mantarlı ve patlıcanlıydı.Tabii ki balkabaklı ve nutellalı da çok güzeldi.Hatta ertesi gün için sipariş bile veriyorduk.Biz yine gelicez bakın,ve daha aç olacağız...hahahaha...Bize tepsi tepsi pizza yapıın ...diye.Ama harikaydı.Kesinlikle eğer giderseniz Roma'ya <a href="http://www.alicepizza.it/en/" target="_blank">Alice Pizza</a> 'ya uğramadan dönemyin.<br />
<br />
Ama dikkatli olun mide fesatı geçirmeyin...Eminim ki çok seveceksiniz.Pizza sevmeyen ben bile hayran kaldıysam siz seviyorsanız kesinlikle yiyin.Reklamımı da yaparım....Valla bi ücret almadım.Tamamen gönüllü bir reklam bu.<br />
Son gün tabii ki alış-veriş yapacaktık ve paramızın yettiği magnetler satın alacaktık.Magnet te pahalı he...1 Euro,türk parasıyla 3.5 TL.10 kişiye alsan ohooo dedik ve indirmeye çalıştık.Bakın hepimiz alacağız,30 kişi diyince tabii ki inebildikleri kadar indiler ve hepimiz şundan bi tane bundan bi tane diyerek adamın başını döndürdük ve gittik.Eminim adam sayamamıştır parayı o kalabalıktan.Hepimiz tabii ki en son durağımız olan St.Angelo Kalei'ne gittik.Her iki gezimizde de.<br />
<br />
Tabii ki bizim gezi amacımız tarihini öğrenmek ve o anları düşünmek...Ortaçağlarda ve İmparator Aurelius'un yaptırdığı ve papaların bir zamanlar ikamet ettiği,Magdanalı Meryem'in mezarının burada olduğu ve meleklerin oklarının o alanı işaret ettiği söylenen ve Fatih Sultan Mehmet'in oğlu Cem Sultan'ın esir tutulduğu bu kaleyi gezerken tek düşündüğümüz "Melekler ve Şeytanlar" filmindeki Tom Hanks'in bu merdivenlerden indiği,bu meleğin okuna dokunduğu ve film setinin orada kurulduğu idi:)))Arada tabii ki nehire ve neredeyse Roma'nın heryerine sahip olan o zalim hanedanı,Medici Malikanesi'ni gördük...Hee bir de St.Angelo Kalesi'nden aşağıya inerken bir sürü kapı olduğunu gördük.Zannedersin bizim apartmandan aşağı iniyoruz.<br />
-Hocam burada birileri yaşıyor mudur?<br />
-Zannetmem ya,baksana halka açık bir ziyaret yeri haline gelmiş.İnsanlar nasıl yaşasın bu kadar gürültülü yerde?<br />
-Yani o zaman zile bassak bisey olmaz...<br />
-Zannetmem bas istersen...<br />
-Ya bişey olursa...<br />
-Zaten çalışacağını bile zannetmiyorum dedim ve ben bastım zile.<br />
Zil çaldı...<br />
Arkasından patır patır ayak sesleri geldi...<br />
-Allahhh kaçın çocuklar...dedim.Ve kaçtık:)))<br />
Yani St.Angelo Kalesi dahi olsa zile basar kaçarız arkadaş:)))<br />
Akşam saat 21.00'de her zaman ki yerimiz olan Navonna Meydanı'na gidip çocuklarla birlikte biraz gezinip,Roma'nın keyfini çıkarıp,ingilizce konuşup otele geri yürüdük.Geldiğimizde saat 00.00'a geliyordu.Ve çocukların çoğu uyurken biz de lobide sohbet ediyorduk...Günlerimiz böyle geçip gitmişti...Ve biz daha o zamandan 2 hafta sonrasında geleceğimiz zaman ki planı yapıyorduk...<br />
<br />
Ve tabii ki yaşanacak maceralar böyle bitmeyecekti.İŞin içinde ben varsam hiçbir şeye şaşırmamak gerekti.De yanımdaki arkadaşlara acıyorum...<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiOHzdKuZU8ex15Clzd-h8EvtR6rISCSSeRk6NqM9PHt_7zl-G0WJuHdSeSlyFMT42g294sorf35H5f3XHNytXVfdMKSM9Yr11QqxWpOKK3Z_u-ihFnjYgjqY3wnJYmt6efEd1dJ1mFJL1N/s1600/IMG_20161216_230639.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1600" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiOHzdKuZU8ex15Clzd-h8EvtR6rISCSSeRk6NqM9PHt_7zl-G0WJuHdSeSlyFMT42g294sorf35H5f3XHNytXVfdMKSM9Yr11QqxWpOKK3Z_u-ihFnjYgjqY3wnJYmt6efEd1dJ1mFJL1N/s320/IMG_20161216_230639.jpg" width="320" /></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgXDCkH3nKcCjsB4O5E-SwggomFraoU6xjbn6Pdyg2zeojkcTqYA0KP1XsE7vfqTXTn5BHDyRG9I0aK1QK23nqVu8HjUu0iRLkpwEhkV5ihdqhqmH7UhBceR7rvbcQNSbDdRmUNOVUHnj9f/s1600/IMG_20161218_133051.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1280" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgXDCkH3nKcCjsB4O5E-SwggomFraoU6xjbn6Pdyg2zeojkcTqYA0KP1XsE7vfqTXTn5BHDyRG9I0aK1QK23nqVu8HjUu0iRLkpwEhkV5ihdqhqmH7UhBceR7rvbcQNSbDdRmUNOVUHnj9f/s320/IMG_20161218_133051.jpg" width="256" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgXDCkH3nKcCjsB4O5E-SwggomFraoU6xjbn6Pdyg2zeojkcTqYA0KP1XsE7vfqTXTn5BHDyRG9I0aK1QK23nqVu8HjUu0iRLkpwEhkV5ihdqhqmH7UhBceR7rvbcQNSbDdRmUNOVUHnj9f/s1600/IMG_20161218_133051.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiz3PhvlTBrf_Zb7l31XJV8ciqcGKXHH8VGfaVBwEfbcbAksIDh01GwWLKr2xNYrMX-Xuw1yhYVZf5Dwo8psOBxCjOEOc7MvbFZ_OcaurfWmYYM5Bh2x2sjLP6J7kmSikmfekGcj9txwcYW/s1600/IMG_20161218_134213.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1024" data-original-width="1024" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiz3PhvlTBrf_Zb7l31XJV8ciqcGKXHH8VGfaVBwEfbcbAksIDh01GwWLKr2xNYrMX-Xuw1yhYVZf5Dwo8psOBxCjOEOc7MvbFZ_OcaurfWmYYM5Bh2x2sjLP6J7kmSikmfekGcj9txwcYW/s320/IMG_20161218_134213.jpg" width="320" /></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjCCyTjyJ02y8ochcI_U3P6vu0W1xBkpK2kM9GM1YwtD2LiVnqpfu34nR8xVI5LEuvsJ43bRT6ByaouUQr27O7DQydLg-kK_pa0xwgoJsi9OsoW4vfMVQT01Z318X12t6vcsxg2l8alnNVr/s1600/IMG_20161219_140030.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1600" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjCCyTjyJ02y8ochcI_U3P6vu0W1xBkpK2kM9GM1YwtD2LiVnqpfu34nR8xVI5LEuvsJ43bRT6ByaouUQr27O7DQydLg-kK_pa0xwgoJsi9OsoW4vfMVQT01Z318X12t6vcsxg2l8alnNVr/s200/IMG_20161219_140030.jpg" width="200" /></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg3eZDyP1zsg1ZG5aCqSh1dYNfdFrpsAA_PazeQIO638m637DHhf2JnctF5VdHSAHI-Fiun2if189qB2SFoOBXu4rE8ZC9aUJlJODrSnfVCmYYhiyqe_Z8lRurcSY0WaoMKD80tvqU7Mgny/s1600/IMG_20161218_223805.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1600" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg3eZDyP1zsg1ZG5aCqSh1dYNfdFrpsAA_PazeQIO638m637DHhf2JnctF5VdHSAHI-Fiun2if189qB2SFoOBXu4rE8ZC9aUJlJODrSnfVCmYYhiyqe_Z8lRurcSY0WaoMKD80tvqU7Mgny/s320/IMG_20161218_223805.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
Bu da "Ayy vallahi sen beni öldürecen,çocuk" adlı eser.Uffizi Gallery'de kendisine rastlayabilirsiniz.Çocuk her devirde çocuk,anne her devirde anne işte.Şu an Kemal ile ben temsili:)))</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg3eZDyP1zsg1ZG5aCqSh1dYNfdFrpsAA_PazeQIO638m637DHhf2JnctF5VdHSAHI-Fiun2if189qB2SFoOBXu4rE8ZC9aUJlJODrSnfVCmYYhiyqe_Z8lRurcSY0WaoMKD80tvqU7Mgny/s1600/IMG_20161218_223805.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjCCyTjyJ02y8ochcI_U3P6vu0W1xBkpK2kM9GM1YwtD2LiVnqpfu34nR8xVI5LEuvsJ43bRT6ByaouUQr27O7DQydLg-kK_pa0xwgoJsi9OsoW4vfMVQT01Z318X12t6vcsxg2l8alnNVr/s1600/IMG_20161219_140030.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"></a></div>
<br />
<br />
<br />Bambam Kemal ile Annesihttp://www.blogger.com/profile/01605528759780530984noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-1306987157298157582.post-75879058915087225872017-06-25T03:03:00.003+03:002017-06-25T03:10:40.752+03:00Roma'lı Zeynep:)Neler olmadı ki?İnsan işte...Gece yattığımda düşünüyorum bazen.<br />
Bunları ben hep filmlerde görürdüm ya da başkalarında.Benim başıma gelir miydi diye?Geldi,geliyor da.Ve şunu öğrendim ki bu hayatta kimi kınıyorsan,neye burun kıvırıyorsan o başına ona muhtaç olacağın şekilde geliyor.Ve kurban olduğum Alalh bunu bende geciktirmiyor.Demekki törpülenmemi istiyor.İstiyor da beni resmen budadı:))Biraz yaşayan kısımlarım da gitti budanırken ama olsun demekki böyle olmalıymış.<br />
<br />
Ev iş,iş ev arası giderken okulun bana sağladığı çok güzel şeyler oldu.Öğrencilerimle birlikte bir proje planladık.Okulumuzun sahibi çok modern görüşlü ve eğitime çok önem veren bir kadın olduğu için yurtdışı gezisini sadece deyehatten ibaret tutmadı.Bana dediki;"Zeynep,çocuklar hem İngilizce konuşsun hem de bize gittikleri ülkeyi kendileri anlatsınlar.Rehberimiz olsunlar."Peki dedim ve çok yakın bir arkadaşımın eşi Beşiktaş maçı için Roma'ya gitmişti.Ondan bir şehir haritası rica ettim ve sağolsun kargo ile 1 hafta içinde hemen gönderdiler.Otelimizi ayarladıktan sonra gezi rotası çıkarttık ve gelecek tüm öğrencileri üç gruba böldük.Ve her birinin başına bir öğretmen belirledik.Öğrencileri gitmeden 1 ay önce harita üzerinden bölgelerini verdik araştırmaları için.Tarihi,sanatsal,özel olan neyi varsa...Bize İngilizce olarak anlatacaklardı.Tabii öncelikle PowerPoint bir sunum hazırlayacak ve okulda yapacaklardı bunu.Tarih öğretmenimiz ve bir meslekdaşım da vardı.Üçümüz gidecektik.Herşey gayet güzel gidiyordu fakat bu para toplama işi ve vize işlemleri bizi canımızdan bezdirmişti.Okul tek kuruş kar etmiyordu,hatta zarar bile etti.Uçuş iptalleri,otel rezervasyonları değişiklikleri derken...Ama bunlar önemli değildi.Tek önemli olan eğitimdi.Farklı kültürleri görmek,tek başına kendi ihtiyaçlarını bilmediğin bir yerde giderebilmek,ingilizce konuşmak...<br />
<br />
Neyse ki hepsini sorunsuz hallettik.Geldi çattı uçuş günü.İlk gidişimiz 5 gündü.Yaklaşık 35 kişi olarak uçuşumuzu gerçekleştirmek üzere havaalanına gittik fakat tabii ki öğrencilerin yaşları 18 altı olduğu için muvaffakatnamelerde sorun çıkmaması için dua ediyorduk.Çıkmaz mı?Çıkar.Bir kişi neredeyse gelemiyordu.Sanırım yanlış yeri imzalamış velisi.Onu yaptırana dek 2 saat geçti ve o öğrenci de geçti güvenlikten.Ağız tadıyla uçağımıza bindik.Tabii ki THY ile gittik ve çok rahat bir yolculuk gerçekleştirdik.Giderken de çok eğlendik.Ve Fuimicino Havaalanı'na indik.Bizi bir şirket karşıladı ve otobüsle panaromik şehir turu yaptık.Tabii ki bu yerleri talan edecektik gezmekten.Yani insanlar yurtdışına yeni yerler görmeye giderler ama ben mesela Roma'yı Bursa'dan iyi biliyorum.Geçen bana bir teyze "kızım bu Gökdere'ye gider mi dedi?"Bilemedim."Teyze sen başkasına sor en iyisi" dedim.Ama bana sor Santa Maria della Vittoria'yı değil metroyu sana giden otobüsü bile söylerim teyzem.Tabii ki sırtımıza okulun bize özel yaptırdığı cart fıstık yeşili çantalarımız.Önce çocuklar çok mızmızlandı bu çantalar için ama çok işe yaradı.Kaybolan çocukları "Yeşil çantalı birini gördünüz mü?" dedik.Ya da koskoca meydanlarda direkt kendini belli etti.Uzaktan bakıldığında tırtılı andıran 35 kişi otelimize geldik.Eşyalarımızı bırakıp hemen otelden çıktık ve Kolezyum bölgesine gittik.Nasıl güzeldir.Nasıl harika bir yapıdırçTabii ki kullanım niyeti pek hoş olmasa da bölge olduğu gibi tarih kokuyordu.Dışarıdan ayrı içeriden ayrı güzeldi.Depremlerle birlikte dövüşlerin olduğu kısım yıkılmış ve aşağıdaki sınıf sistemi ortaya çıkmış.Gladyatörler,köleler,aslanlar,suçlular,diğer tropik hayvanlar...Ve sahneye çıkartılan asansör sistemi...Büyüleyiciydi.Ordan çıkıp,tam karşıdaki Domus Aurea'ya oradan da Rönesans'ın başladığı kiliselerden biri olan Santa Maria Maggiore'ya gittik.Heee bu arada ne öğrendik?Eğer bir ülkede 7 kiliseye girersen tez zamanda iyi biri ile evlenirmişsin...Biz saydık.14 tane kiliseye girmişiz:)))Yani o zaan 2 kocamız olacak:))Zaten kilise maceralarımız ayrı arkadaş.Önceleri incelemek için girdiğimiz kiliselerin 4.sünde hepsi aynı ya diyerek,alış-verişten yorularak dinlenmek için girdiğimiz yerlerdi.Bir keresinde Piazza di Popolo meydanında yine en ucuz en pazarlık yapabileceğimiz mağazaları ararken yorulmuş ve bir kiliseye girmiştik.Çok sevdiğim bir ablam ki kendisi daha sonra okulda gezi koordinatörü oldu,fısır fısır konuşurken önde bir rahibe de İncil'leri sıralıyor,düzenliyordu.Biz ne mi konuşuyoruz?<br />
-Yuh adamlara bak ya?Ne işlemişler?Kim bilir ne harcadılar?<br />
-E bunlar ama düzenli bağış alıyorlar halktan.Bir de turistler gelince mumdu filan dilek diliyorlar.Ordan da geliyor.<br />
-Ohh valla...<br />
Arada dedikodu...<br />
-Kız bi dizi var izliyor musun onu hani şey oynuyordu...<br />
-Ayy ben televizyonu kaldırdım...<br />
-Aman en iyisini yapmışsın...<br />
Artık nasıl sesli fısıldıyorsan rahibe habire arkasını dönüyor ve her seferinde İncil'leri daha sert koyuyordu sıralara,bizi döver gibi.En son arkadaşım dediki <br />
-Kız ben Hz.İsa'ya acıyorum he.<br />
-Niye be?<br />
-ya şimdi bu rahibeler herşeyden kendilerini soyutlamışlar,ölünce Hz.İsa ile birlikte oalcaklarını zannediyorlar.Ama tiplere baksana.Hepsi yaşlı anam...<br />
Tabii üçümüz de kopuyoruz...Rahibe bize bir bakmış ki...Eşyalarımızı toplayıp ordan nasıl çıktığımızı bilemedik.Çıkarken de Hz.İsa da sizi bekliyordu zaten heee dedik:))))<br />
-Kız vallaha çarpılacağız he...<br />
_ya daha ne kadar çarpılalım ya Allah aşkına...<br />
<br />
Çok yeri gezdik efenim...Açın Roma haritasını Google Map Amca'dan bakın.Öğrencilerimiz de orada bize hazırladıkları sunumları anlattılar.Bu sefer gerçekten gezerek ve görerek.Şurada gördüğünüz kilise....diyerek...Abilerim ablalarım şurada görmüş olduğunuz büyük yapı vallahi tillahi ilk yapılan,tüm dinler tarafından kullanılan bir tapınaktır ve bir benzeri tavana sahip olan Ayasofya Camii'dir.(Pantheon) Her yerini karış karış gezdik.Sabah 05.00'te uyandık,gece 12.00'den önce otele girmedik.İlk gece otelde uyandırma servisine bizi uyandırmaları için haber verdik.Tabii 20 ye yakın oda olunca ve hepsi de aynı saatte olunca uyandırma servisi sadece bir kere çaldırıp bıraktı.Ama sağolsun otelimiz büyük bir kilisenin yanında olunca kilisenin çanları bizi çok güzel uyandırdı.Korkan öğrencilerimiz bile oldu<br />
-Hocammmm vallahi kıyamet günü zannettim.Neden İtalya'dayken diye düşündüm.<br />
-Oğlum öldüğüne üzülmüyon da İtalya'da öldüğüne mi üzülüyorsun?dedim Nasreddin Hoca edasıyla.<br />
Bir öğrencimiz de uyandırılmak için kiliseye çanlarını bizim uyanma saatimizde çalmasını istediğimizi zannetmişti:))))Dedikki -Sen yolculuk boyunca yanımızdan ayrılma olur mu ?<br />
<br />
2.ya da 3. gündü Termini bölgesinde olan otelimize geri dönmek üzere istasyondan gruplarımızla birlikte çıkıyorduk.Yolda okul sahibemizi gördük ve dediki-Zeynep ben yemek alacağım buradan.Siz soldan devam edin bu kapıdan çıkınca.Biz de konuşa konuşa gidince soldan devam ettik ama yol hiç tanıdık değildi.Bir de diğer öğretmenimize de el sallamış bizim öğrenciler.Biz tam sola dönerken 3. öğretmenimiz de bize güvenerek (ki büyük hata) soldan gelmişler.Arkadaş solda olmaktan ilk defa pişmanlık duydum:)))) Gece vakti.Benim grubumda 8 arkadaşımın grubunda 7 kişi var.Tabii yurtdışı internet paketi çok pahalı olunca kimse almamış.Öğrencilerin aralarında zengin diye takıldığı bir arkadaşları GPS ini açtı ve dedi ki-hocam doğru yoldayız 7 dk yürüyeceğiz sadece.<br />
-Oğlum emin misin bak ben hatırlamıyorum buraları.Ayrıca kimse birbirinden ayrılmasın.<br />
-Zeynep,burayı ben de hatırlamıyorum biz sağdan gidecektik.<br />
_bence de.<br />
-Hayır hocam geldik sayılır.<br />
Hoop nerdeyiz evsizlerin,tinercilerin ortasında.Yokuş bir yerde.Arıyoruz diğerlerini gitmişler otele yayılmışlar.Diğer öğretmen arkadaşımızı aradık.-Nerdesiniz dedi.<br />
-Ne bileyim zaten bilsem gelirim biz soldan ilerledik.<br />
-Sağdan ilerleyecektiniz dedi.Güldü kapattı.<br />
Benim kaş göz sinirden oynamaya başladı.Diğer arkadaşımla aramdaki diyalog...<br />
-Zeynep ben daha gidemicem.Siz ilerleyin ben gelirim.<br />
-saçmalama.Burası tekin değil.Kimseyi bırakmam.Dinlenirsek beraber dinleniriz.<br />
Derkeeen bir de yağmur başladı mı...Neyse ki şu 1-2 tl lik yağmurluklardan almıştık.Biz o gittiğimiz yolu gerisin geriye yürüdük Terminal'e geldik.Sağdan devam ettik.Bir 15 dk boyunca...Otele gelince cılkımız çıkmıştı.Allahtan geride kimseyi bırakmadan sağlam bir şekilde geldik ama bir de bize sorun.O sorumluluk...Sonunda güldüğümüz bir macera oldu.Neden mi sola dönmüştük.Okul sahibemiz sağ dediğini düşünmüş fakat sol çıkmış ağzından....Neden GPS doğru yolu göstermiş?Çünkü öğrencimiz ters bakmış:)))<br />
<br />
Ve haşatımız çıkmış,kış olduğundan mütevellit ayağımızdaki botlardan çıkan şiş ayaklarımızla birlikte saat 01.00 civarında kilisenin saat 05.00'teki çanıyla uyanmak üzere yattık.Ve sonraki günler daha komik yaşanacak olaylara uykuya daldık.Nasıl uyuduğumu hatırlamıyorum.Kalktığımda da nerede olduğumu kavrayamamıştım zaten:)))<br />
<br />
Vatikan Yolculuğumuz başlayacak ve ben neredeyse orada can verecektim:)))<br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhsBFTJcPtIR3FdMelVvKAlp_j6Ua39y86uOPZYuLPnMBmcbP95_FS9lnhflrKsiiBNoG_L-7DuUcDYhRMlm56hBxqCilwnZoXda7uVhLVlSTrRUp-h5q9zltof7efpmytIgZGG6WJlwri_/s1600/IMG-20161220-WA0010.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1280" data-original-width="960" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhsBFTJcPtIR3FdMelVvKAlp_j6Ua39y86uOPZYuLPnMBmcbP95_FS9lnhflrKsiiBNoG_L-7DuUcDYhRMlm56hBxqCilwnZoXda7uVhLVlSTrRUp-h5q9zltof7efpmytIgZGG6WJlwri_/s320/IMG-20161220-WA0010.jpg" width="240" /></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgiNVVdhZ_ExJ6dTYABcLQNEgn9aEjOBfCDmhJTCvGyKdDsPjNcPuyvvXTBAuJxX363rB8qDT5DA0GuKHwiFb_OKAzetIsaGFTJ0ZFO8OL6RVCycnE_432h3ozvuWN9SeF91pECxCsqTyhQ/s1600/IMG_20161216_085640.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1291" data-original-width="1600" height="258" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgiNVVdhZ_ExJ6dTYABcLQNEgn9aEjOBfCDmhJTCvGyKdDsPjNcPuyvvXTBAuJxX363rB8qDT5DA0GuKHwiFb_OKAzetIsaGFTJ0ZFO8OL6RVCycnE_432h3ozvuWN9SeF91pECxCsqTyhQ/s320/IMG_20161216_085640.jpg" width="320" /></a>Bambam Kemal ile Annesihttp://www.blogger.com/profile/01605528759780530984noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-1306987157298157582.post-76206476874260091912017-06-25T01:44:00.002+03:002017-06-25T01:44:34.529+03:00Kemal'in Annesi Is Back!<br />
Ne kadar uzun zamandır yazmamışım değil mi?Bu arada ne mi oldu?Davalar,mahkemeler,avukatlar,okullar,yine boşanmış kadına bakış açısı farklı olan herifler(adam diyemeyeciğim kimse kusura bakmasın),yine arkadan konuşan arkadaşlar,doğumgünleri,kutlamalar,iş terfileri,iş değişiklikleri,kitap okuma,yeni bir eğitime başlama(ki hayatımın dönüm noktası olacağına inanıyorum),gece ders çalışmaları,seyahatler,projeler,bu kadar zorluğa mutlu olmamı çekemeyen ve bunu direkt söyleyen arkadaş kılığındaki mahluklar(insan diyemeyeceğim kimse kusura bakmasın),ve tabii ki hayatımın en kıymetlisi Kemalimm'in gelişimleri...(ki izlemekten hayatta yorulmayacağım ve izlerken sürekli şükrettiğim)<br />
<br />
<br />
Kemalllll...Neredeyse 3 yaşında.Ve konuşmaya başladı.O kadar tatlı ki anlatamam.Gün boyu beni özlediği için eve geldiğimde bana biraz çektirmiyor değil tabii.-anneeee anneee....ağkkkk...aaaaaaaa....anne bak hinhek(Şimşek McQueen).-Oğlum bir saniye...-ge ge otum otum(Gel,otur).Havu havu neyde?(Hamur nerede?) Ne yaparsam yapayım,ister yemek yiyeyim ister kahve içeyim ister hiçbir şey yapayayım ama illa onun yanında oturacağım.Ve onunla vakit geçirdiğimi görünce -ayyy annemmm,akkımmm (ayy annem,aşkım) diyor ya bitiyorum.Tüm yorgunluk,tüm stres gidiyor.İyi ki var,iyi ki benim,iyi ki yanımda...<br />
<br />
Yeni bir eğitim...Evet...Herşey aslında Kemal için...<br />
<br />
Yurtdışı gezileri...2 ay içinde 2 kez İtalya(okul bünyesinde)...Kardeş okul projesi...MUN organizasyonları...Eğitim seminerleri...Kemal için okula başlama zamanı...Benim için yenilenme zamanı...Bizim için kurtulma zamanı...<br />
<br />
Hepsini anlatacağım...<br />
<br />
Beni bekleyin anacığımmm...<br />
<br />
<br />Bambam Kemal ile Annesihttp://www.blogger.com/profile/01605528759780530984noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-1306987157298157582.post-65911017102436658592017-01-27T23:09:00.001+03:002017-01-27T23:09:53.535+03:00Yazıya Ara...Eveettt,bir müddet ara verdim yazılarıma...Neden mi?Herkes az çok tahmin ediyordur zaten.Millet üzerine aldı yazdıklarımı.Çok komik değil mi?Üstelik isim cisim vermedim...Hayali kahramanlar yarattım ama nedense yaraları varmış,üstlerine aldılar.Yazık...Yazmaya devam etmiyor muyum?Etmem mi...Ama siz görmüyorsunuz.Zamanı gelince çıkacak ortaya merak etmeyin...<br />
<br />
Bu arada Bambam'ım büyüyor.Resimlerini burada paylaşmıyorum ama merak etmeyin herşey yolunda.Zıpkın gibiyiz!Bambam Kemal ile Annesihttp://www.blogger.com/profile/01605528759780530984noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-1306987157298157582.post-55372422184691777722016-09-18T00:26:00.001+03:002016-09-18T00:26:15.396+03:00Ayy Biz Düğünde Miydik?<div style="text-align: center;">
<img alt="düğün ile ilgili görsel sonucu" height="120" src="http://evliliksureci.com/wp-content/uploads/2016/08/Ege-B%C3%B6lgesinde-D%C3%BC%C4%9F%C3%BCn-Adetleri.jpg" width="200" /></div>
Geçenlerde bir arkadaşımın düğününe gittim.Aslında daha önceden nikahlarına gitmiştim ama bir de düğün yaptılar.Bursa'daki akrabaları için.Kendileri başka bir şehre taşındılar.Aslında onlar için yeni bir başlangıç oldu bu ama ne yalan söyleyeyim üzüldüm.Kaybetmedim arkadaşlarımı ama burada olsalardı daha sık görüşebilirdik.Eşiyle birlikte daha sevgiliyken ve nişanlıyken de görüşürdük ve yaptığımız geyikten saatin kaç olduğunun farkına varmazdık.Sonra birlikte çalışma fırsatı da bulduk.Zümrelerimiz ayrı olsa da arada sırada gelir giderdik katlarımıza ve iki güüler keyiflenirdik.Olsun onlar iyi ve mutlu olsunlar da...Biz yine mesajlarla geyik yaparız.<br />
<br />
Düğün onlar için yorucu ama benim için keyifliydi.Davetiye 2 kişilikti ve ben de bir arkadaşımı aldım ve gittik.Düğün Bursa'da bir otelin havuzbaşında oldu.Çok güzel değil mi?Evet ama hava serin olmayaydı daha iyi olacaktı.Tabiri caizse totomuz dondu:))Neyseki sevgili arkadaşlarım sahnenenin en önünde bulunan 3 nolu masada diğer arkadaşım ve ailesinin de orada oturdukları masayı ayarlamış bana.Sahnenin önü olduğuna sevinmedim yanlış anlamayın.Öyle düğünlerde çıkıp şakkıdı şakkıdı oynayan bir tip değilim.Sadece arkadaşlar ısrar ederse çıkarım,iki oynar bırakırım.Daha da ısrar ederlerse halay başı olurum:)))<br />
<br />
Neyseki ortam süperdi.Karşılaştığım arkadaşım size daha önceden de bahsettiğim Bursa'da Çınar Pastaneleri'nin sahibi olan arkadaşım.eşi ve güzeller güzeli çocuklarıyla oradalardı.Havadan sudan konuştuk ve daha sonra iş yazılarıma geldi.Arkadaşım benim sıkı bir takipçim ve eşi okumadığında da ona okuyup anlatıyormuş.Çok gurulandım onun tarafından okunduğum için,beğenildiğim için.Sağolsun canım arkadaşım,değer verip,o yoğunluğunda bana zaman ayırıp okumuş herşeyi.Ve bazen hüzünlenmiş bazen gülmüş.Aile hayatlarımızdan bahsettik.Boşanma davası sürecinden,nasıl bu duruma geldiğinden,ailenin öneminden,çocukların sorumluluğundan,erkeklerin sorumsuzluğundan:),kadınların çıldırtan titizliğinden...He bunları bildiğiniz 32.Gün tadında bir oturum gibi yapmadık.Hep dalga geçerek,espri yaparak.Biz sonunda düğünde olduğumuzu unuttuk.Sanki bilerek bir yerde buluşmuşuz da muhabbet ediyoruz havasındaydık.Gelin ve damat masaları teker teker dolaşırken bizim masaya da uğradılar da oradan anladık düğünde olduğumuzu.Yazık kıyamam onlara da helak oldular...Olsun ama güzel oldu,soğuk moğuk...AMa nasıl üşüdüysek içeri girince bir sıcak hava kütlesi yüzümüze vurdu.Eve geldim ve öksürmeye başladım.Dedim heralde sağlık masraflarını karşılayacaklardır:))))<br />
<br />
Benim zaten soğuğa karşı alerjim var,hassassım.Rüzgarı da yedim.Başladı astım belirtileri.Allahtan inhalem vardı da kullandım ve hemen yattım.Ertesi sabah bir şeyim kalmamıstı.O gece yazacaktım olanları ama bu olunca yazamadım.<br />
<br />
Bir arkadaşımla birlikte gittim dedim ya.O da benim gibi yeni boşanmış-daha boşanamadım gerçi ama olsun-bir arkadaş.Aslında seviniyor boşandığına ama neden böyle olduğunu sorguluyor.Onu çok sevdiğini düşünüp kendini üzüyor sadece ama biliyor doğru olanı yaptığını.Ama bir ara bir baktım ki slow çalan müzikte ritimsiz bir şekilde oturduğu yerden oynuyor.Zannedersiniz çiftetelli çalıyor.Elindekine bakıyorum,içtiği su.yediğine bakıyorum,ara sıcaklardan bir börek.Ne yiyon ne içiyon len böyle...<br />
"hahahaha..."<br />
"Ne gülüyon kızıım."<br />
"Lan kendine bi baksana,ritimsizzz..."<br />
"Ya hakkat he.ben bildiğin boşanmış kadın sendromuna mı girdim Zeyneeeppp?"<br />
"Sanırım."<br />
"Ben kedileri de çok seviyorum Zeynep.Kedili kadın mı olcam ben ya?"<br />
"Olabilir ama onun için daha erken.Bi 10 yıl sonra evet,sonun o yavrum böyle gidersen:)))"<br />
Tümgece saçma sapan oynayıp saçma sapan şeylerden bahsedip güldük.Ama bakıyorum biz miyiz sadece bu saçmalıkları yapan?Hayır.Bizimle saçmalayan insanlar da var.Hem de çok.Ve seviyorum saçmalamayı bu insanlarla.Kendimi iyi hissediyorum.Ve her seferinde "Bunu da yaz bloğuna bak,ilgi çeker." diye konusu geçiyor.<br />
Mesela arkadaşımın eşini kırmayıp burada yazıyorum dediğini.<br />
"Senin baban da mı böyleydi."<br />
"nasıl yani?"<br />
"Eşin gibi?"<br />
"OOooo o da aynı bokun lacverti:))"<br />
"Hee...Nerde şimdi?"<br />
"Ne bileyim.Valla en son Türkiye'nin kuzeyinde bir yerdeydi.Sonra bir akrabamız burada olduğunu söyledi.ama görmedim hiç.Hoş,görsem de tanımam muhtemelen."<br />
"Evli mi?"<br />
"Heralde o kadınsız durmaz.En son bildiğim kadarıyla 4 kez evlendi.Ve 5 kardeşim filan daha var."<br />
"Nasıl ya?Abi takdir ediyorum böyle adamları.Bi tanıştırsana be gözünü seveyim."<br />
"Ne diyosun sen,bak bak baaakkk."eşi diyor.<br />
"Ya ne tanışcan boşver be ya,manyak bunlar be ya."<br />
"Yok ya valla,helal olsun bu yaşta.Hayır yani nasıl ikna ediyor insanları?Nasıl yapıyor ya?"<br />
"Ne bileyim valla.Ama çocuklarından yana dertli."<br />
"neden?"<br />
"Anneme telefon açıp ta demişti ki zamanında."Ya zaten manda boku gibi çocuk bırakıyorum oraya buraya "diye."<br />
"E o zaman sen de ..."<br />
"evet ben en büyükleri olarak,en çok en büyük manda boku ben oluyorum.<br />
"Seni biriktirmiş biriktirmiş,öyle yapmış.En büyüğüsün ya."<br />
"Aynen."<br />
hahahahahahahah....Bunun gibi bir sürü muhabbetler.Güzel bir geceydi yani eğlendik.Ve yeniden bir araya gelmek için plan yapmaya karar verdik.Ama özel sektörde öğretmen olunca ne zaman olur bu bilemiyoruz.Elbet bir gün yapacağız,en yakın zamanda bakalım...Ve inanın bir sürü yazacak konum olacak...<br />
<br />
İyi ki varlar böyle insanlar,iyi ki etrafımdalar...<br />
<br />
RESİM ALINTIDIR.Bambam Kemal ile Annesihttp://www.blogger.com/profile/01605528759780530984noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-1306987157298157582.post-13826433040880938622016-09-17T23:53:00.000+03:002016-09-17T23:53:54.703+03:00Ah Nerede Vah Nerede?<div style="text-align: center;">
<img alt="ah nerede vah nerede ile ilgili görsel sonucu" height="166" src="https://66.media.tumblr.com/tumblr_lvfg1vHvEa1r5pcp8o1_500.jpg" width="200" /></div>
Yaşam?Ölüm? Hangisi daha iyi veya kötü?<br />
<br />
Bazılarına göre ölmek yaşamaktan daha iyi sanırım...<br />
Öyle hayatlar var ki etrafımızda...<br />
Mesela annesi babası kazada ölen minik bebekler için bende arada keşke o da ölseymiş onlarla birlikte diye içimden geçiriyorum.Neden mi?Ne kadar mı caniyim?Hayır,o çocuğun hayatını düşünüyorum.Kim onu anne baba gibi sever ki?Kim onu onlar gibi kollar?devlet mi?Akrabalar mı?Evet elbette yaşar bir şekilde ama isyan etmez mi?Allah böyle olanlara sabır versin...<br />
<br />
Ya da tam tersi olan...Evladını kaybetmiş olan anne babalar,en sevdiğini kaybedenler,ya da illa ölümle değil hayatta kaybetmiş ve umutsuz olanlar...Kumar oynamış ve tüm varlığını ve hatta bu yüzden ailesinden olmuş insanlar,içki veya diğer maddelerden dolayı kendini kaybedip etrafına bir yararı olmayan hatta zararı olan insanlar,başka nedenlerden dolayı hayatın taaaa ortasına öylece ekmeksiz,susuz bırakılan insanlar...Acaba yaşamayı mı,ölmeyi mi hayatın bitişi sayıyorlar?<br />
<br />
Yaşamak kadar normaldir ölmek.Ama maalesef ölüm bize gelmeyecekmiş gibi yaşarız.Hep başkalarına üzülürüz.Hiçbir ölümü yakıştıramayız ne yakınımıza ne de kendimize.Ben mesela;hep uyurken,huzurla ölmeyi dilerim.Yakınımdakilerin de ölümlerini öyle hayal ederim.Manyak mısın Zeynep ne diye ölüm hayal ediyon?Ediyorum işte arada?Siz de etmiyor musunuz?Özellikle de birinin ölümünü duyunca?Tarık Akan'ın ölümünü duyunca da hayal ettim.Ne kadar severdim onu.Özellikle de Gülşen Bubikoğlu ile filmlerinin."Ah Nerede Vah Nerede" favorimdir.Ne yakışıklı ne kadar nazik ne kadar bilgili ve aydın bir adamdı.Bakıyorum edyada söylenenlere,hep iyi şeyler.Ne güzel;adam tüm hayatı boyunca hep iyilik yapmış,hep iyi olmuş insanlara.Elbette sevmeyeni de vardır.Ama hasetlerindendir o da,o kadar yakışıklı olamadıkları için:)))Allah rahmet eylesin.Tüm iyi insanlara...<br />
<br />
Şimdiiii...Böyle bir garip hal içindeyim efenim.Yürüyüşten geldim.Ohhh temiz hava,mis gibi.İnsanlar etrafımda,herkes bir işle uğraşıyor.Kimi top oynuyor çocukjlarıyla,kimi yürüyor,kimi de oturmuş çay içiyor parkta.Ben de ne şanslıyım ki bugün de hayattayım ve bu ana şahit oluyorum dedim kendi kendime.Yürüyebilecek ayaklarım var,havayı hissedebilecek ciğerlerim,yürümeye dayanacak bir kalbim,etrafımda olup bitenleri görebilecek gözlerim,müzik dinleyecek kulaklarım...Şanslı mıyım?Evet!Kesinlikle...<br />
<br />
Eve geldim.Oturdum,müziğimi açtım ve yazımı yazıyorum.Çayımı da yaptım.Ohh mis...Şükür...Haberlere bakıyorum hep kötü haberler.Ölümler,kazalar...Hep çok kötü.Hep olumsuz.Ben sıkıldım olumsuzluklardan.Kaderin önüne geçilmiyor.Diyorlar ya anne rahmine düştüğün anda kaderin yazılıyor diye,madem öyle ben de ah vah edip devam etmek istemiyorum.Evet çok üzücü olaylar yaşıyoruz,evet benim de bir çocuğum var.Evet benim de bir ailem var.Evet ama benim de bir hayatım var.Ben ne kadar iyi olursam etrafımdakiler de o kadar iyi olacak.Madem ne zaman öleceğimiz belli değil,nasıl öleceğimiz belli değil;neden bu kadar kanırtıyoruz acaba?Neden herkes birbirini kırıyor bu kadar?Neden bu kadar saçma sapan olaylar için küsülüyor?Neden kıdem için önündekileri ezip geçiyorlar?Neden çalıyorlar?Neden?Neden?Neden?Bu sorular bitmez...Ama gereksiz...Yaşa gitsin...Günün tadını çıkart.Bu dünyada verilen herşey çocuğun dahil emanet.Hiçbiri senin değil.O emanetlere iyi bakarak mutlu yaşamak olmalı amaç...<br />
<br />
Mutlu olmak...<br />
Yatla,katla,parayla,malla,mülkle mi?<br />
Hayır bence tek başına sinemaya gitmek ya da sevdiğin bir arkadaşınla çayırda çimende bir termos çayı çekirdekle bitirmek,arabada giderken en sevdiğin şarkının radyoda çalması,hiçbir özel gün yokken hatırlanmak...gibi...<br />
<br />
Şu an olduğu gibi mutluyum...Hep umutluyum...Ölümlere,kayıplara,kötülüğe inat...<br />
<br />
En sevdiğim şeyi yapıyorum.Çayımı aldım,müziğimi açtım,yazımı yazıyorum.İçeride oğlum huzurla uyuyor...Daha ne istenir ki?<br />
<br />
Sadece umuyorum...Umuyorum ki bu lüksümüz devam eder,umuyorum ki bunu yaşayamayanlar daha iyilerini yaşarlar.Tüm annesiz,babasız çocuklar aile şefkati görebileceği bi yerler bulurlar,umarım tüm kaybedenler bir gün akıllanır,hayatlarının geri kalanını iyi bir insan olarak geçirebilirler,umarım artık şehit vermeyiz,umarım kimse birbirini bir maç uğruna ya da 5 kuruş için incitmez...Umarım iyi olan adamlar artık erkenden yitip gitmez...<br />
<br />
İnsan <span style="color: red;">Mavi Boncuk</span> ta taksa demek ki nazar değebiliyor,<br />
Ne kadar <span style="color: red;">Tatlı Dilli</span> de olsan,<span style="color: red;">Ateş Böceği</span> de olsan,<span style="color: red;">Deli </span>de olsan,<span style="color: red;">Gecenin Sonu</span>nda <span style="color: red;">Beyaz Ölüm</span> sana da gelebiliyor ve <span style="color: red;">Yolcu</span> son <span style="color: red;">Yol</span>culuğuna gidiyor...<br />
Bu <span style="color: red;">Acı Dünya</span>'da <span style="color: red;">Bir Avuç Cennet</span> yaratmak bizim elimizde...Sonra elimizden kayıp gidenlere <span style="color: red;">Ah Nerede Vah Nerede</span> dememek lazım...<br />
<br />
ATATÜRKÇÜ VE HER ZAMAN AYDIN BİR İNSAN OLAN TARIK AKAN'I SAYGIYLA ANIYORUM.<br />
<br />
RESİM ALINTIDIR.Bambam Kemal ile Annesihttp://www.blogger.com/profile/01605528759780530984noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-1306987157298157582.post-69345451539277077292016-09-12T01:16:00.002+03:002016-09-12T01:16:30.135+03:00İstanbul Eziyeti 2:))<div style="text-align: center;">
<img alt="traffic jam clipart ile ilgili görsel sonucu" height="155" src="http://www.clipartkid.com/images/161/traffic-clipart-car-traffic-jam-QdSJkI-clipart.jpg" width="200" /></div>
Ertesi gün teyzemle saat 06.00'da kalktık ve 15 dk sonra evden çıktık ve teyzemin sevdiği bir fırına kahvaltı yapmaya gittik.Orada sohbet muhabbet ettik.Canım teyzem.Özlemişim konuşmayı onunla.Sonra sağolsun beni Anadolu Hisarı'na bıraktı.Ve vapuru beklemeye başladım.Beşiktaş'a gidip oradan yürüyecektim.Sanırım en çok vapura binip,deniz havası almayı özlemişim.Denizin o köpük köpük dalgaları,yanımızdan geçen gemiler,karşıdaki yalılar,hisarlar,ve tabii ki köprü...<br />
<br />
İndim.Ve başladım yürümeye.Zannettim ki kısa mesafe.Sırtımda çanta.Yukarı doğru yürü allah yürü bitmedi.Neyse etrafa bakına bakına gittim.Saat 08.30du üniversiteden giriş yaptım ve öğrenci işlerine gittim.Okul ne kadar güzeldi.Bir an formasyon anılarım geldi gözümün önüne.Hem işte çalışıp hem de derse yetişmeye çalışan 22 yaşındaki Zeynep!Şimdi 32 yaşında ve yine öğrenci işlerinin önünde.Sıkıysa yedir öğrenci olduğunu:)))Gittim,daha kadınlar çay demliyorlardı.<br />
"Buyrun?"<br />
"Transkriptimi alacağım."<br />
"O işlere bakan Filiz Hanım daha gelmedi."<br />
"Peki ben beklerim.Çünkü başka şehirden geliyorum."<br />
Kadın 10 dakika sonra geldi ve beni çağırdılar.Olayı anlattım ve nedenini sordum.Kadın bana ne desin?<br />
"Valla böyle bir şeyden haberimiz yok.Bununla gelen ilk ve tek kişi sensin.Yani o yıldaki formasyon kredisi o kadarmış.Bu sene farklıdır.Ama geçmiş yılın edinilmiş hakkı sorgulanamaz."<br />
"Evet ama ne yapacağım ben şimdi?Ders almam gerekirse nerde nasıl olcak?"<br />
"Eğer burada alacaksan artık eğitim fakültemiz Davutpaşa'ya taşındı oraya gideceksin."<br />
"Neyyy..."<br />
"Valla bak.Yazık sana ya."<br />
"Neyse ben transkripti alabilir miyim?"<br />
"Elbette."<br />
"Sizi de meşgul ediyorum ama."<br />
"Olur mu hiç öyle şey?Keşke herkes sizin gibi davransa.Ve işini son güne bırakmasa.Bak siz hemen gelmişsiniz ve bizimle düzgün konuşuyorsunuz.Ama iyi ki erken gelmişsiniz çünkü bu belgeyi imzalayacak olan müdürümüz öğleden sonra yıllık iznine çıkıyor ve yurtdışına gidecek ve ne zaman geleceğini bilmiyoruz."<br />
"Oo tamam o zaman şanssızlığım şansa mı dönüşecek acaba?"<br />
"Bilemem.Siz bekleyin isterseniz."<br />
Bi yarım saat bekledikten sonra kadın geldi ve transkriptimi alıp anneanneme gitmek üzere yola koyuldum.Başladım çıktığım yokuşu inmeye.İniş daha zevkliydi.Koyuverdim kendimi aşağıya doğru...Etrafıma bakındım ve o zamana dek orada olan ve görmediğim yerleri dükkanları gördüm.Mesela bi sokağın adı Dalbudak'mış.Öyle sokak ismi mi olur ya?Tövbe tövbe...<br />
<br />
Beşiktaş vapurlarına gittim ama o kadar yabancıyım ki İstanbul'a unutmuşum Kadıköy vapurları nereden kalkıyor.Simitçiye sordum ve "hemen şurası abla" dedi.Bindim ve dışarı oturdum.Ohhh mis denizin kokusu.İyotlu hava astımlı ciğerlerime de iyi geldi.Etrafı izledim,kuşlara baktım,müzik dinledim.Eskiden işe gidip gelirken ki anlarımı düşündüm.Aynısını yapıyordum.Kulaımda kulaklık,sevdiğim müziği dinlerken vapurda etrafımı izliyordum.<br />
<br />
Kadıköy'de indim ve Ümraniye otobüsüne bindim ama ben İstanbul'dayken o tarafla hiç ilgim olmadığı için o muhiti bilmiyordum.Ümraniye İski'de inip biraz yürüyecektim.Şoföre inmek istediğim yer gelince beni uyarmasını istediğimde ön tarafa oturmamı istedi ki beni görüp söylesin.<br />
Ben başladım müzik dinleyip yine etrafı izlemeye ama müziğin sesi kısık.Adam seslenirken duyabileyim.<br />
Adam,bana seslendi;<br />
"hey genç,kendine gel ve beni dinle."<br />
Tövbeler olsun.Bu kime sesleniyor dedim ve arkama baktım.Kimseye değil.Bana söylüyormuş ya adam.Bir genç dedi,iki kendine gel dedi,üç beni dinle dedi.Bir ben genç miyim?iki ben kendimde değil miyim de kendime geleyim.Sanırım müzikten duymayacağımı sandı.Üç sen nasıl bir şey söyleyeceksin ki seni dinelyeyim.Hani ölümsüzlüğün sırrını açıklayacakmış gibi seslendi ama dedi ki,<br />
"Ümraniye İski burası."<br />
"He tamam.Teşekkürler."İndim,yürümeye başladım.Tabii ki anneanneme eli boş gitmek olmazdı.En sevdiği şeylerden alıp yanına gittim.Bir sevindi beni görünce.Çok uzun süredir görüşemiyorduk.En son Kemal 8 aylıktı görüştüğümüzde.Ama ben anneannemi öyle gördüğüme pek sevinmemiştim.Çok kilo vermişti.Tabi eli kolu tutmayınca kendine yemek pişiremiyordu.Kulaklar iyice gitmiş,gözler de görmüyor pek...Yaşlılık 86 yaşında tabii,normal.Allah sağlıklı uzun ömürler versin ona ve tüm yaşlılarımıza.Anneannemle biraz sohbetten sonra arkadaşımla buluşmak için yine yola çıktım.Gittim Altunizade minibüsüne bindim.Metrobüse binecektim.Arkadaş ne uzakmış o yol.Yürü yürü bitmedi.Bir de dolgu topuk giymiştim.Offf o ayaklar bitti.Neyse bindim ve Mecidiyeköy'de inecektim ama son durak Zincirlikuyuymuş.Aktarma yaptım.Ordan da yürüdüm.Neyse indim.O benim yıllarımın geçtiği Mecidiyeköy nasıl da değişmiş.Ve metrobüsü daha uzağa yapsalarmış yani.Yine çok yürüdüm.Arkadaşıma AVM'ye gidebilmek için alt geçit yok mu dedim o da bana geç metrodan dedi.Bi baktım Trump altgeçidi var.Girdim.Girince arkadaşımdan bir mesaj."Trump'a girme ama."Haydaaa...Buradan çıkılmıyormuş.En iyisi yer üstünden gitmek.Geçtim karşıya ve yürüdüm.Buluştuk.Uzun süredir görüşememiştik.İyi oldu.Kuzenlerimle de haberleştim,akşam anneannemde toplanacaktık.Ve anneanneme geri döndüm.Aynı yolları yürüdüm tabii.Ve İstanbulkart'a dolum yapa yapa bi hal oldum.Ne pahalı be ulaşım.geldiğimden beri yollara 30tl para harcadım.1,5gün olmuştu daha yani.Neyse akşam kuzenler geldi ve tabii ki gırgır kıyamet...Yazık anneannem dayanamadı gitti yattı.Yattı ama nasıl öksürüyor.Kadının boğazları yırtılacak.Gittim yanına,<br />
"Anneanne,noldu ya?Su getireyim mi sana?"<br />
"Yok be kızım,ben hep böyleyim.Sizi rahatsız ettim dimi?"<br />
"Ya ne rahatsızlığı.Sen rahat uyu istiyorum ama.Napalım?"<br />
"Napıcaz?Bir şey yapamayacağız.ben hep böyleyim.5-6 aydır uyuyamıyorum ben.Gitmediğim doktor,kullanmadığım ilaç kalmadı."<br />
Aslında ilaç önermek pek huyum değildir ama nefes açıcımı önerdim anneanneme,nasılsa yan etkisi yok.<br />
"anneannecim,bak benim astım için nefes açıcım var.Bi bunu denesen.Yan etkisi yok.İlaçlı oksijen sadece.Akciğerlerdeki ağaççıkları açıyor ve öksürüğünü azaltıyor.İstersen tabii."<br />
"E ver bakalım.Yarar mı acaba?"<br />
Anneannem kendi bilmediği hiçbir ilacı istemezdi,şaşırdım.Demekki çok çaresizdi.Nasıl alınacağını gösterdim.<br />
İçti ve 5 dakika sonra horul horul uyudu.<br />
Kuzenle anneanneme baktık,acaba kadın öldü mü ya?Kuzen,"Belli mi olur lan,sen verdin ilacı dedi:))))"<br />
Ama rahatça uyumuştu,öksürmeden.Demekki anneannem de astımdı.Ki annem de ben de ona hep söyledik,astımın olabilir diye.Ama o,ona göre Muzmin Bronşitti.Ve ısrarla bizi dinlemiyordu.Sabah kalktı ve bana dedi ki,<br />
"Ayyy kızım ne dua ettim sana,5-6 aydır ilk defa uyudum böyle.Ciğerlerim,boğazlarım yırtılıyordu.Demekki astımmış bu nalet..."<br />
"Doğrudur,sen iyi ol da.BU ilaç sen de kalsın.İsmini de kaybetme.Gerçi ben yine söylerim.Pahalı bir ilaç o yüzden yazdırman gerekecek."<br />
"Olsun ne kadarsa veririm ben."<br />
Yazık ya.Allah kimseyi sağlıkla sınamasın.O öksürük o kadar kötü ki ben bilirim.Astımın tavan yaptığı zamanlarda ben de öksürmekten ne bişey yiyebiliyor ne içebiliyor hatta konuşamıyordum.Öksürüp kendimi kasmaktan sırtım tutulmuştu,artık kaslarıma hakim olamıyordum da.Zor,çok zor...<br />
Sonraki sabah,erkenden kalktım.Kuzenim gitmişti işe.Ve ben anneannemle kahvaltı yapmıştım.Ona veda edip arkadaşımla başka bir AVM'de buluşmak için yola çıktım.Bu seefr taksiyle gittim çünkü yakındı.Onunla da çay ve kahve içtik.Seslendirmeden tanıştığı bu değerli arkadaşımı gördüğüm için de çok sevindim.Sağolsun dönüşte beni metroya bıraktı.Ama yolu kaçırdık ve daha önce hiç bilmediğim bir semtten bindim.Ünalan'dan.Oradan Maltepe'ye gittim,kuzenlerimin ve eniştemin evine.Onlar da hazırlanıyorlardı ve Ören'e giderken beni de Bursa'ya bırakacaklardı.Çok güzel ve keyifli bir yolculuk geçirdik.Arada eniştem bizi köfte yemeğe de götürdü.Özlemişim onu da.Ne güzel oldu gördüm,sohbet ettik.<br />
Beni arabayı bıraktığım AVM'ye bıraktılar.Bu arada kuzenlerim 2 gün sonra bize geleceklerini söylediler.Eve geldim.Oğluma kavuştum.En güzel şeydi.Bir baktım 2 günde öpücük atmayı öğrenmiş.Eve gelip koltuğa oturunca geldi.Yanaklarımı sevdi,bir sarıldı...Off dünya yıkılsa umrum olmaz...<br />
<br />
Çocuk ne güzel şey...İnsana tüm acılarını,tüm sıkıntılarını bir hareketle unutturuyor.Dünyadaki kimse sarıldığında bu mutluluğu veremez insana.Ya da öptüğünde.Oğlumun sarılıp,öpmesi herşeye bedel...<br />
<br />
Varsın olsun diplomam sayılmasın,varsın olsun işim olmasın,varsın olsun param olmasın,varsın olsun o ve ailesi benimle uğraşsın...Vız gelir tırıs gider.Benim yanımda,hayatımda oğlum olduktan sonra en güçlü benim.Öğretmenlik yapamasam namusumla her işi yaparım,egom yok.Param mı yok,çalışır kazanırım.Benimle uğraşmak mı istiyorlar,uğraşsınlar.Gereken cevabı da alırlar.Hiç sorun değil.Allah beni oğlumla ve sağlığımızla sınamasın.<br />
<br />
Bu bayramda herkesin dilediği şeylerin yanında bunu da diliyorum.Allah bana her bayramı sağlıkla ve Kemal ile kutlamayı nasip etsin.Allah kimseyi çocuğundan ayırmasın...<br />
<br />
RESİM ALINTIDIR.Bambam Kemal ile Annesihttp://www.blogger.com/profile/01605528759780530984noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-1306987157298157582.post-61964793121075940482016-09-11T23:36:00.001+03:002016-09-11T23:36:24.559+03:00Zoraki İstanbul!<div style="text-align: center;">
<img alt="istanbul clipart ile ilgili görsel sonucu" height="200" src="http://comps.canstockphoto.com/can-stock-photo_csp15355815.jpg" width="191" /></div>
Ayyy ne kadar uzun süredir yazmamışım ben...<br />
<br />
Okul başladı filan derken yazamadım yahu...<br />
<br />
Özledim yazı yazmayı.İnanın sürekli aklımda ama eve geç geliyorum ve Kemal ile ilgileniyorum.Sonra da halim kalmıyor yazı yazmaya.Ama hergün aklımda.Ve çok ilginç yazmadığım için de vicdan azabı duyuyorum ya...Nasıl alıştıysam...<br />
<br />
Geçen gün İstanbul'daydım.Gezmeye filan değil,mecburi.Hayır akraba ziyareti de değil.Tahmin bile edemezsiniz.Kendi müdür yardımcım bile " Bu kadarı da pes yani..." dedi.Tüm arkadaşlarım telaşlandı.Herkes benden bi haber bekledi.<br />
<br />
Bakın neler oldu?<br />
Yine normal bir seminer günüydü ve biz toplantı yaptıktan sonra okulun Tören Komisyon grubu toplanacaktı.Bu grubun içinde ben de vardım.Müdür yardımcımız henüz MEB'den gelmemişti.Atamalar için gitmişti ve biz de çay,kahve içerek onu bekliyorduk.Nihayet geldi ve kısa bir süre toplandık.Bana dedi ki,<br />
"Zeynep herkesin ataması oldu ama sen ve birkaç öğretmeni atayamıyorum."<br />
"Aaa neden?"<br />
"Öğretmen olarak gözükmüyorsun?"<br />
"Nasıl yani?"<br />
"Şöyle;senin formasyonunda 31 kredilik ders var.Ama ohal'e göre en az 33 kredi olmalıymış.Bu yeni birşeymiş.Bana ders dökümünü getirmen gerek(transkript).Bakıcaz.Sen onu getirince MEB'e göndereceğiz ve olmazsa sana 2 kredilik ders aldıracağız."<br />
"Bu ne be?Şaka mı?E ben 10 yıldır öğretmen olarak atanıyorum da bu şimdi mi oldu?"<br />
"Valla herşey değişmiş durumda.Mesela beden eğitimi öğretmenimiz 2 yıllık yüksekokul bitirdi ve formasyonu yok ama onu hemen öğretmen olarak atadılar.Hani bulaşmamış böyle formasyon işine.Kendini riske atmamış diye sanırım."<br />
"Arkadaş formasyonum var ben öğretmen değilim,ama formasyonu olmayanlar öğretmen.Yanlış anlamayın hocam ama saçma yani."<br />
Herkesin ağzı bir karış açık kaldı tabii...<br />
"Sadece senin değil.Ölçme değerlendirme hocamız da öyle,rehberlik hocamız da."<br />
Ölçme değerlendirme dediğimiz hocamız da ,adam psikoloji ve sosyoloji bitirmiş ekstra ingilizce,muhasebe ve ölçme değerlendirme sertifikaları almış ve öğretmen olarak emekli olmuş bu devletten.40 yıllık öğretmen.Ama adama diyorlar ki "264 saat ders açığınız var".Rehberlikçimiz " 178 saat".Bu nedir ya?<br />
Tabii elim ayağım boşaldı.İşim elimden mi gidiyordu?Müdür yardımcımız dedi ki "Zeynep valla kafanda tuz mu çeviriyorsun,kurşun mu döktürüyorsun artık ne yaparsan yap ama pişmiş tavuğun başına gelmez senin başına gelenler."dedi.<br />
<br />
Yıldız Teknik'ten almıştım formasyonumu.Arıyorum arıyorum açmıyorlar.Aslında basit bir işlemdi o yüzden kuzenimi aradım ve benim için alıp alamayacağını sordum.Sağolsun hemen "Tamam Zeynep Ablacım alırım" dedi ama öğleden sonra gidebileceğini söyledi.Yapılacak bir şey yoktu.<br />
Sonra Kahraman'ımı aradım ve olayı anlattım.Bana,<br />
"Zeynep bak araya bayram giriyor.Bence kendin git hallet.Kuzenine vermeyebilirler,illa senin gitmen gerekebilir.İzin de alamazsın.Okullar başlıyor.Bence sen git."<br />
Doğruydu ve hemen eve gittim.Hazırlandım ve anneme durumu anlattıktan sonra sırt çantamı aldım ve terminale doğru yola koyuldum.Arabayı orada bir AVM'ye bıraktım.<br />
Ve gittim,otobüs şirketlerini araştırdım.Nedir ne değildir?Nasıl bir fiyat var artık?Yeni köprüden mi geçiş?O kadar olmuş ki gitmeyeli otobüsle bir yere.Neyse her zaman gittiğim otobüs şirketinin otobüsü 5 saat sonraydı,bekleyemeyeceğim için başka güvenilir bir şirketle gitmeye karar verdim.38tl ödedim ve Kavacık'a da servisi olup olmadığını sordum.Varmış.Tuvalete gidip,çıkışta kestane şekeri alarak otobüse bindim.Şanslıyım ki 15 dk sonra kalktı.Yanıma anneannem yaşında bir teyze oturdu.Ben de telefonda teyzemi aradım yola çıktığımı söylemek için.Daha sonra birimizden anneannem duymuş olmalı ki beni aradı.<br />
"anneannecim şimdi otobüs kalktı çok fazla konuşamıyorum.Ama durum ğek iyi değil.Mecburen geliyorum İstanbul'a.Bu darbecilerden dolayı benim eğitim aldığım yerde sıkıntı çıktı."<br />
"Hee...Aaa.Yoksa şu ...cular ile ilgili mi?"<br />
"He evet işte darbeciler."<br />
"Ayyy...tamam tamam hadi gel de konuşuruz."<br />
Telefonu kapattım ve yanımdaki teyze benim konuşmalarımdan çıkarttığı kadarıyla sıkıntıda olduğumu düşünmüş,<br />
"Kızım bak ben sana bi dua öğreticem.Çoğu kişi okumaz,yapmaz bunu ama yap herşey düzelir.Ben de şimdi okuyacağım seni."<br />
"Çok teşekkür ederim teyzecim."<br />
Bu arada da yeni köprüye varmak üzereydik.Kendi kendime dedim ki"Adam benim diplomamı saymıyor fakat güzel köprü yapmış.Daha doğrusu yapıyoruz.Parasını biz ödüyoruz.İyi ödüyoruz ama..."Ben video foto çekerken bi baktım yanımdaki teyze kafasını cama koymuş,ağzı da açık.Dedim o kadar mı şanssızım ya,yapma teyze ölme lütfen,benim yanımda değil en azından.Lan kadın beni okudu,öldüü.Offf...Şimdi yaklaşıcam,dokunucam ölmüşse eğer ben yaptım zannedecekler.Bir de otobüs duracak,telaş,ağlamalar filan.Ulan Zeynep,maaşallah dediğin 3 gün yaşamıyor he...dedim.Teyze uyandı ve okumaya devam etti.Bir ohhh çektim.Dedim yeter okuma okuma.Ölecen bak haberin yok.<br />
"Okudum kızım seni,bak şu duayı söyle...."<br />
"Tamam teyzecim çok teşekkürler,ağzına sağlık."<br />
Derken ben de hafiften uyuyakaldım ve geldiğimizi anlayınca da uyandım ve Dudullu'da indim.Teyze de indi.Kavacık otobüsü tam 1 saat sonra kalkacakmış ve ben de içeride beklemeye karar verdim.Bir baktım benim teyze de orada,muavinlerle konuşuyor.Belli ki bir sıkıntı olmuş.Gittim yanına,<br />
"Hayırdır teyzecim?Bir sorun mu var?"<br />
"Ah kızım ya yanlış valizi almışım.Şimdi torunum da gelecek.Nerede valiz acaba?"<br />
"Esenler'e gitti teyzeciimmm"dedi bir muavin.<br />
Diyecektim ki yahu benim yanıma oturdun ölmediğine dua et,valizin kaybolmuş çok mu?:)))<br />
"Gel teyzecim,hava soğuk biraz.İçeride bekleyelim.Nasılsa yapılacak bir şey yok,beklemekten başka."<br />
"Tamam kızım."dedi ve geçtik içeri.Bana dua kitabından birkaç dua gösterdi ve resimlerini çekmemi istedi.Torunu geldi ve onu aldı gitti.Ama telefonlarımızı aldık birbirimizin ve ara beni mutlaka ben senin için dua etmeye devam edeceğim dedi.<br />
<br />
Neyse Kavacık otobüsü geldi ve bindim.Kısa süre sonra indim.Taksiyle teyzemlerin oturduğu yere gittim.teyzem bana tost ve çay hazırlamış.Canım teyzem ya...Onu yerken teyzem,eniştem ve ben sohbet ettik ve ertesi günü planladık.<br />
<br />
Ben hemen halledeceğimi düşünüyordum ama kendim bile söylediğime inanmıyordum.Biliyordum yine başıma gelecekleri ama yine de hayaller hayaller...<br />
<br />
RESİM ALINTIDIR.Bambam Kemal ile Annesihttp://www.blogger.com/profile/01605528759780530984noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-1306987157298157582.post-44463024688626788342016-09-04T00:21:00.001+03:002016-09-04T00:21:42.913+03:00Son İkiyi De Ben Aldım:))<div style="text-align: center;">
<img alt="three women clipart ile ilgili görsel sonucu" height="200" src="http://comps.canstockphoto.com/can-stock-photo_csp19527234.jpg" width="196" /></div>
<br />
İnsanın ailesi büyük hazine.<br />
Ne aileler var.Ben şimdi diyorum ya,annem ve kardeşim benimle ve bana destekler diye.babam yok hani.Olmasına da gerek yok.benim baba gibi bir sürü babalarım var;anneannem,eniştem,teyzelerim...halam da vardı tabii...<br />
<br />
Ama teyzeler bir farklı ya...<br />
Anne yarısı derler ya.Yok değil.Yarı marı değil.Ben biliyorum ki eğer anneme bir şey olsaydı-Allah korusun-onlar bana tam anne gibi olurlardı.İki teyzem var çok sevdiğim.İkisi de çatlak.Benim genlerimi nereden aldığım belli:)))Her ne kadar görüşemesek te yüzyüze kalbim hep onlarla,onların da benimle biliyorum.Bu zor günlerimde hep benimle olmaya çalıştılar.Gelemediklerinde de hep telefon açtılar.Hiç bir zaman eksikliklerini hissetmedim.Hatta bu olaylar ilk olduğunda teyzemlere söyledim.<br />
<br />
İkisi de resim bölümünü bitirmiş,yetenekli ve modern insanlar.İkisi de hayvanları çok sever ve bizler gibi kedi hastalarıdır.Ortak noktaları çok aslında ama ayrı severim ikisini de.Bendeki yerleri hep ayrıdır.<br />
<br />
Büyük teyzem mesela.Onunla çok benzeriz biz.Fiziki değil ama yapısal olarak çok benzeriz.Hastalıklarımız bile benzer.O ciğerlerinden rahatsızlanmıştı bir keresinde.Çok büyük birşey atlattı.Ciğerleri su toplamıştı.Benim de neredeyse su topluyordu.O grip olmuştu arkasından ben.Dişlerinde problem olmuştu ardından benim.Teyzem ne zaman hasta olsa bana hep " Aman yavrum dikkat et.Ben hastayım bak." der bana geleceğini bildiği için sıranın:))<br />
<br />
Küçüklüğümden beri beni köşeye sıkıştırarak sever.Bayılırdım teyzemin o hareketine.Onların bize geleceğini duyduğum anda hemen içimi bir heyecan kaplardı.Hem kuzenlerim gelecek hem de teyzem diye.Teyzem gelecek te beni sıkıştıracak,ben kaçacağım o beni sevmek için kovalayacak.(Arkadaş kaçan kovalanırmış.Kadın bana öğretmeye çalışmış ta bende nerdeeee o kafa...Ben hep kovaladım len...:)))<br />
<br />
He arada bu teyzemle kavga da ederdik,tartışırdık ta.Teyzem beni hep vicdanımdan,hep duygusallığımdan vurmaya çalışırdı ve ben de bilirdim ki ne olmuş olursa olsun yanına gidip sarılıp " teyzeciiimm..." "teyzoşummm..." "Canım teyzemmm..." dedim mi erir hemen o güzel yüzünde bir "Ulan üzdün üzdün ama bak yine gönlümü aldın.aslında sana küsmek vardı ama neyse " gülümsemesi belirir...<br />
<br />
Bu teyzemin el becerisi sadece resimde değildir.Makyajı da çok güzel yapar.Değişik fikirleri vardır.Mesela;durduk yere " Hadi gel sana Kleopatra makyajı yapayım" der.Bide bana diyor.Ben ne hayır dicem,hemn.Ayaklarım popoma vura vura giderdim yanına.Ya da "Gel saçına başka bir şekil verelim" der ve saçımı değişik bir şekilde toplar.Aaaa bir de çok güzel valiz düzenler.Ben üniversiteye giderken ilk valizimi o toplamıştı.ben öyle yapıyorum olmuyor,böyle yapıyorum olmuyor.Hiçbir şeyi sığdıramazken o tık tık tık hemen geldi,düzenledi ve herşeyi sığdırmıştı.<br />
<br />
Eskiden,lisedeyken ona kalmaya giderdim.Ve bizim gönlümüzü hep hoş tutmaya çalışırdı.Sabah kalkar bize pankekler yapar,çay demler,patates kızartır,güzelce bir kahvaltı yaptırır.Sonra da evi temizletir:)))Şaka şaka...Biz yapılacak işi yapar-tamamen kendi isteğimizle,cebren ve hile ile değil.Her ergen eğlenme peşindeyken biz ev temzileme peşindeyiz emin olun:)))-bizi dışarı çıkartır ve güzel arabasıyla gezmeye götürür.Ve ben eminim ki teyzemin parası olsa,her ikisinin de,asla biriktiremezler.Öyle varyemez amcalardan olmazlar.Herkese dağıtırlar.Paraları yokken bile ellerinden geleni yaparlar.Gönülleri çok zengindir.İki gram benzini olsun " aa ben onu başka bir şey için kullanırım " demez,gezdirir.İki kuruş parası olsun "aaa ben bununla şunu alırım" demez yedirir.ALlah kime para vereceğini çok iyi biliyor.İyi ki zengin değiller he...:)))Gerçi ota boka harcamazlar,habire birilerine verirler.Gerçi bu teyzem ota boka da harcar.Mesela hiç anlamam pazara gidip te kendi ya da evdeki ahalinin bedenine uygun olmayan kıyafetleri almasını.Ya da kendine büyük geleceğini bildiği halde ona para vermesini.Sanırım başkalarına hediye olarak düşünüyor.Belki kızacak abana ama kabul edelim ki bir alış veriş çılgınlığı var.Ucuz olsun,çok olsun...Pardone teyzem...Seviyorum seni:)<br />
<br />
Gelelim Küçük Teyzeme...Küçük enişte gibi oldu(Tosun Paşa filmindeki).Bu etyzemle aramdaki bağ farklıdır.Çünkü 4 sene birlikte yaşadık.Onun gençliği benim çocukluğum.Annem yokken benimle hep o ilgilendi.Annem işe giderdi ben canım sıkılmasın diye teyzemle oynardım.O beni hep oyalayacak bir şey bulurdu.Ev temizliğini bile keyifle yapardık.Anneannemin bir plak çaları vardı.Koyardık Whitney Houston plağını,alırdık elimize bezleri ve başlardık evi temizlemeye.Arada teyzem beni alır dansederdik sonra devam ederdik temizliğe.Akşamları bazen bana masal okurdu.Ve bana masal okumasına bayılırdım çünkü ses tonunu tam karakterlere göre ayarlardı.Annemin okumasını da severdim de kadın çok yorulduğu için hiç masalı bitirdiğini hatırlamıyorum.Kırmızı başlıklı kız daha Bismillah evden çıkmadan annem horlamaya başlardı,ya da Hansel ve Gratel tam cadının evini görecekler annem uyur.Kitap olmadığında anneme "bana masal anlatır mısın " dediğimde bana hep Casper'ı anlatırdı.O yğzden teyzemin masal okumasını çok severdim.Karakterleri tam seslendirir ve şükürler olsun ki o masalı bitirirdi:)))<br />
<br />
Bazen odaya geçip resim yapmak isterdi.ben de yanına gitmek isterdim ama tabii rahat olmalıydı resim yaparken.Bilemiyorum belkş de üniversitedeydi ve dersi için yapıyordu.Tuval mahvolursa başka alamazdı.Ya da ne bileyim benimle ilgilenirken yapacağı şeyi unuturdu diye düşünüyordum.O resim yaparken ben de anneannemle ya sohbet ediyordum ya da oyun oynuyordum.Ama bir gün canım nasıl sıkıldıysa,teyzemin resim yaptığı odaya gidip ona salça olmak istedim.Çok uzun sürmüştü resim yapması ve sıkılmıştım.Ama kapı kilitliydi ve açmıyordu.Haydaaa....Daha çok merak ettim.Ama nasıl yalvarıyorum içeri alması için.Yazık anneannem de artık başa çıkamadı.Odanın kapısı da buzlu cam.İçeriden bakmaya çalışıyorum olmuyor,görünmüyor.Yüzümü yapıştırıyorum,cama hafifçe vuruyoru,ııhııı...Bir anda teyzem nasıl bıktıysa benden yaptığı resmi o buzlu cama yapıştırdı arkadan.Kocaman bir at resmi.Nasıl güzel.Ama ben tabii altıma s...tım korkudan.Harika olmuştu da ben onu görmedim ki,ben o odada neler olduğunu merak etmiştim.Acaba atı kesti de oraya mı yapıştırdı?O kadar canlıydı ki...<br />
Daha önceki bir yazımda da söylemiştim.Okul zamanımın bir kısmını da onunla birlikte geçirmiştim.Ben küçükken de üniversiteyi bitirdiğimde de evlerimiz birbirimize çok yakındı.Ve ne olrusa olsun hep yanımdaydı.Mesela bana ilk sigarayı denettiren oydu.O zamanlar Avm'lerde sigara içmek serbestti ve kuzenimle beni aldı ve sinemaya götürdü.Bize yemek yedirirken o da sigara içiyordu.Ben de " Off teyze ya nasıl içiyorsun şunu" demiştim.<br />
"Nerden biliyorsun pis olduğunu.Hiç denedin mi?"<br />
"Yoo."<br />
"Al dene."<br />
"Aa.Ben içemem ki.Annem kızar."<br />
"Yaw yok annen burda.Söylemem de.Bi dene bakalım."<br />
"Tamam napıcam şimdi?"<br />
"Alcaksın,içine çekip üfleyeceksin."<br />
"Tamam."<br />
Allahım içime bir çektim ki tüm dünyam dönmeye başladı.Zaten boğuluyordum.Bir baktım bana su getiriyorlar.Teyzem tabii ki içmeyeceğimi biliyordu.O yüzden rahatlıkla içirmişti.Benim sigara içmeyecek bir yapıda olduğumu önceden bildiği için rahattı yani.<br />
<br />
Bir gün de teyzemde kaldığım zamanlarda alış verişe çıkmıştık.Baya birşeyler almıştık ve ellerimiz doluydu ama ben teyzeme hiç bir şey taşıtmak istemiyordum.<br />
"teyze elindeki ağırdır.Ver ben taşırım."dediğim şey de 10 kg luk Vernel.<br />
"Yok kızım ben taşıyorum."<br />
"ver ver teyzem sen."<br />
"E iyi al bakalım."Israrlarıma dayanamayıp verdi.<br />
5 dakika sonra yokuş aşağı inerken,benim ayağım mı takıldı ne olduysa elimdekini taşıyamadım ve koskoca Vernel patlayıp aşağıya yuvarlandı.Yol mu?Yol pespembe...<br />
Nasıl üzüldüm nasıl üzüldüm.teyzemin parası gitti.Kadın vermek istemedi,ben zorla aldım.Hay kafama ediyim...<br />
Teyzemdeki tepki de şu;<br />
"Eyvahhh Zeynep,yol yumuşacık olcak şimdi:)))"<br />
<br />
Takmaz teyzem böyle şeyleri.Maddiyat hiç önemli olmadı onun için olmaz da.Elinde ne varsa verir.Nasıl faydalı olacaksa öyle olmaya çalışır.Canım teyzem,çok seviyorum seni...<br />
<br />
Ben o teyzemi hep gülerken gördüm.Herşeyi neşeyle karşılardı.Ama bir gün artık gülmemeye başladı.Meğerse hep içine atarmış,bir gün o içine attıkları dışarı geldi.Ve onu rahatsız etmeye başladı.Sağlık sorunları patlak verdi.Çok şükür şimdi iyi.<br />
<br />
Ama ben teyzelerime gülmeyi yakıştırıyorum.Ben gülmeyi onlardan öğrendim.Espri yapmayı,zorluklarla dalga geçmeyi,boşvermeyi hep onlardan gördüm...Tabii ki yaşadıkları şeyleri kimse bilemez.Her ikisi de ağır şeyler yaşadılar.Belki onların yerinde başkaları olsaydı çoktan pes etmişti.Ama onlar hala gülmeye çalışıyorlar,herşeyin inadına...<br />
<br />
Benim son zamanlarda yaşadığım olaylara bile öyle esprili bir yolla yaklaştılar ki ben yine güldüm sayelerinde.Teyzem eniştemle beraber kendi işleri güçleri,dertleri varken kalkıp yanıma geldiler.Ve bana her türlü destek oldular.Hala da olurlar.Büyük teyzem de sırf bizi görebilmek adına taa uzaklardan kalktı geldi,o kadar sorunu olmasına rağmen.Haklarını hiç ödeyemem.Onlar benim canlarım.<br />
<br />
Ve iyi ki benim teyzelerim.Başkasının teyzesi olsalarmış,kıskanırmışım valla:)<br />
<br />
Çok seviyorum onları...<br />
<br />
Çok mutluyum onlarla geçirdiğim zamanlarda...<br />
<br />
Çok gururluyum böyle teyzelerim olduğu için...<br />
<br />
Çok cesaretliyim bana arkamda oldukları için...<br />
<br />
Çok huzurluyum onların varlıklarını hissettiğim için...<br />
<br />
Canlarım,teyzelerim...<br />
<br />
Allah herkese böyle teyzeler versin...diyeceğim ama zor.Bunlardan sadece iki tane varmış onlar da benim olmuş.Yani son iki taneyi de ben aldım anlayacağınız:))))<br />
<br />
RESİM ALINTIDIR.<br />
<br />
<br />
<br />Bambam Kemal ile Annesihttp://www.blogger.com/profile/01605528759780530984noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-1306987157298157582.post-55837886145929657472016-09-03T23:15:00.001+03:002016-09-03T23:15:32.963+03:00Görmemişin Çocuğu Olmuş...<div style="text-align: center;">
<img alt="birthday clipart ile ilgili görsel sonucu" src="http://www.fg-a.com/birthday/5-balloons.gif" /></div>
<br />
Görmemişin çocuğu olmuş habire parti yapmış...<br />
<br />
Evet görmedim arkadaş.Bu daha ilk.Belki bir sonrakinde daha bir bıkmışlık olur ama yapıyorum yani.Parti yapıyorum.Doğmadan önce başladı partilerimiz.Önce hamile kaldığım için bir ufak parti yaptık.Sonra erkek olduğunu öğrenince.Sonra da Baby Shower partisi.HE sanki hep örf-ananelerimizde Baby Shower vardı değil mi?<br />
<br />
Yoookk...Ben yaptım ama.Kutladım.Herşeyini de kendim hazırladım zevkle.Tabii ki annem olmazsa olmazdı.Sonra mevlidinde.Sonra her ay ay dönümünde.Ve tabii ki yaş gününde.<br />
<br />
hediyeler,yemekler,süsler,resim çerçeveleri,balonlar(yok balonu kendimiz yapmadık,aldık:)),kurabiyeler,...Daha neler neler.Her şeyin de bir konsepti oldu.Ve partilerde oynanacak oyunlar.Kartlar,dilekler...<br />
<br />
Neye yarıyor?Hiçbir şeye diye düşünebilirsiniz ama çok şeye yarıyor.Bir kere size önem veren size zaman ayırıp ta gelen insanları görüyorsunuz.Evet çocuk belki hiçbir şey hatırlamıyor ama ileride resimlere bakınca anlayacak.<br />
"aaa anne,bana doğum günü mü yaptın?"<br />
"Anne, burada ne kadar küçükmüşüm."<br />
"Anneannem de hiç yalnız bırakmamış bizi anne ne güzel..."<br />
"Anne burada ne güzelsin..."gibi.<br />
<br />
Kendisine verilen değeri ve önemi görecek.Resimler ona anı olacak.Yazılanlar ona kalacak ve ileride belki de onun çocuğu bile okuyacak.Ne büyük bir şey düşünsenize.Sİzin hamile fotoğrafınızı torununuz bile görecek.Ya da babasına-annesine yazılan doğum günü yazılarını o da okuyacak.Süper bir şey...<br />
<br />
Evet bu sene de yapacağız.Yapacak parti bulamadığım için yapmadım ve açıkçası zamanım yoktu.Ama şimdiden 2.yaş gününe hazırlanıyoruz.Konsept belli...Yapılacak şeyler de belli.Sadece tüm doğum günlerinden farklı olsun istiyoruz.Hep hatırlansın...<br />
<br />
Ne kadar mı var doğum gününe?Daha aylar var.:)))Ama biz şimdiden hazırlanmaya başladık.Yer araştırmalarımız da devam ediyor.<br />
<br />
İşte görmemişin çocuğu olmuş tutmuş aylar öncesinden doğum günü hazırlıklarına başlamış:)))<br />
<br />
RESİM ALINTIDIR.Bambam Kemal ile Annesihttp://www.blogger.com/profile/01605528759780530984noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-1306987157298157582.post-44549950026307109862016-09-03T22:26:00.001+03:002016-09-03T22:26:48.271+03:00Ne Keyifli Bir Şey Seninle Uyanmak...<div style="text-align: center;">
<img alt="baby boy and mother clipart ile ilgili görsel sonucu" src="http://thumb7.shutterstock.com/photos/thumb_large/437/134721791.jpg" /></div>
<div>
<br /></div>
Çocukluk ne kadar önemli bir dönem.Kreş seçimi bile zor ki okulu düşünemiyorum.Bırakın kreşi bir şey yedirirken bile kılı 40 yarıyoruz.Nerde üretilmiş?organik mi?Taze mi?Alerji yapmasın aman...Giydirirken saf pamuk olsun,kaliteli olsun.Kaliteli derken pahalı değil.Pazarda da çok güzel ürünler var.Ensesini yemesin etiketi diye keseriz.Bir de yalarında olur.hem de birkaç sayfa.Bildiğin masal kitabı gibi kitapçık var orada.Onu da kesersin.gece uyurken de kaç kez kalkar bakarsın.Üstünü açmasın,yüzüstü yatmasın,boğulmasın.Terlemesin,altına yaptı mı acaba?Islak ıslak durmasın...<div>
<br /></div>
<div>
Amannn be ne zor dimi?Evet ama çok keyifli.Harika bir şey.Evet bir bebeği büyütmek hiç kolay değil ama çok güzel bir şey.İnsan o olunca hayatında,kendi kendine soruyor:"Ben ondan önce ne yapıyordum acaba?" diye.Uyusun diye gözünün içine bakıp uyuyunca da özler anneler...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Dışarı çıkınca 1 dakika bile yanından ayrılamıyorsun.1 kez bile oturamıyorsun.Çok yoruluyorsun ama sırf o eğlensin ,enerjisini atsın diye kendni feda ediyorsun.Akşam tabii pestilin çıkıyor ama olsun.Çocuğun keyifli ya gerisi boş.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Bazen sabahları onunla beraber taze ekmek ya da taze yumurta almaya gidiyoruz.Hem de ayakları açılıyor.Sabah güneşini alıyor.İki dakikalık yol aslında baktığınızda.Ama o iki dakikalık yerde bile 10 tane seven çıkıyor.Yürüyemediğimiz bile oluyor.O da insanlara karşı sevecen ve sıcak davranıyor.Öyle kaçmıyor.Kim olursa olsun sever benim oğlum.Hayvanları bile çok seviyor.Öyle hayvan görünce kaçan bir çocuk değil.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Bugün bana biri "görmeyeli ne kadar büyümüş"dedi."Öyle mi?" dedim.Bir baktım ki gerçekten büyümüş.Ve ben her dakikasını her saniyesini dün gibi hatırlıyorum.Bir günlüğümüz var.her anını yazdığım.Ne zaman ne demiş,ne yemiş ne yapmış.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Mutluyum onunla bu süreçleri geçirdiğim için.Hastalığını birlikte geçiriyoruz,mutluluğunu birlikte yaşıyoruz,yeni kelimesine birlikte seviniyoruz,yeni hareketini birlikte alkışlıyoruz.O kadar güzel ki...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Ama bir de kaçıranlar var tabii ki.Hiçbir şeyine şahit olamayanlar.Ne yediğini bilmez,ne yapmak istediğini bilmez.Huysuzlansa ne yapmak istediğini bilemez,ya da arabaya nasıl bineceğini bilmez.1,5 yaşındaki çocuğa " Hadi bin arabaya" der.Komik...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Ya da çocuğunun sağlıkla yaşadığına,mutlu mesut bir ortamda büyüdüğüne sevinmez de tutar başka şeylerle uğraşır.Düşünmez ki hiç o uğraştığı kişi onun bir parçası olan çocuğunu tüm fedakarlığıyla büyütüyor.Bu sadece ben değilim.Bunu okuyanlar hala onu düşündüğümü ya da hala etkisi altında olduğumu düşünebiliri.Değilim.Ama bir an önce de kurtulmak istiyorum ki oğlumla daha güzel bir hayatım olsun.hee şimdi mutlu değil miyiz?Çoook...Sağlıklıyız,birlikteyiz,işimiz gücümüz var.Neyimiz yok?Egomuz.Egomuz olmadığı için rahatız.Başkalarıyla uğraşacak kadar vaktim yok açıkçası.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Ama etrafımda çoğu kişi tek başına büyütüyor çocuklarını.Ve hepsi de aynı durumda.Yorgunlar ama mutlular.Ne güze bir şey gece yatağına yattığında "ohh be bugün de sağlıkla bitirdik,hala beraberiz,iyiyiz.vicdanımız da rahat." demek.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Sabah onun sesiyle uyanmak,gıdıklamalarıyla güne başlamak.Harika bir şey...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Bunu yaşayamamak ta vardı,Allah korusun...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Allah kimseyi çocuğundan ayırmasın.Özellikle anneleri...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Çok sevin çocukları,çok sevin anneleri...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Onlar herşey...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Onlar melek...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
RESİM ALINTIDIR.</div>
Bambam Kemal ile Annesihttp://www.blogger.com/profile/01605528759780530984noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1306987157298157582.post-83751042764619704402016-08-31T23:28:00.001+03:002016-08-31T23:28:52.807+03:00Hayat Güzeldir...<div style="text-align: center;">
<img alt="life is good clipart ile ilgili görsel sonucu" height="165" src="https://s-media-cache-ak0.pinimg.com/236x/0b/5d/46/0b5d46e89348defb5d74e11818d081f1.jpg" width="200" /></div>
<br />
Hayat güzel ya...<br />
<br />
Böyle size de olur mu bilmem ama böyle anlık bir sevinç gelir insana.Böyle bi tövbe estağfurullah bi hal geliyor...:)))İçinde bulunduğum duruma şükürler olsun...<br />
<br />
Bazen oturup düşünür insan başına gelenleri.Neler olduğunu hayatında.Nasıl zorluklarla karşılaştığını düşünür.Zanneder ki bunların hiçbir çaresi yok ya da bir tek onu buluyor bu tür zorluklar.Benim de düşündüğüm olmadı mı?<br />
<br />
Sordum defalarca kendime?Ben ne hata yaptım da bunlar beni buldu?diye.Ya da her kötü şey yaşandığında "Ben bunu da mı görecektim?" diye.Ama soru yanlış...Soru "Bunun arkasında acaba hangi güzellik var?"Çünkü gerçekten Allah her derdin arkasından bir güzellik te veriyor.<br />
<br />
Bilmiyorum valla neden bu histeyim,nasıl oluyor ama kendimi iyi hissediyorum.Evde oturup oğlumla oyun oynayınca mutlu oluyorum.Onu kucağıma alıp sarılıp öpünce mutlu oluyorum.Yemek yaparken mutlu oluyorum.Arkadaşlarımla dışarı çıkıp güzel muhabbet edebildiğimde ya da dışarıda arkadaşlarla bir iki çay,kahve içebildiğimde mutlu oluyorum.Gece yatağıma rahat yatabildiğimde,gün içerisinde yaptığım şeyleri düşününce mutlu oluyorum.<br />
<br />
Ne mal-mülk ne para ne maddi bir şey.Bunlardan hiçbiri mutlu edemez.Ama düşünüyorum,daha ne olsun ki hayatımda?Oğlum benimle ve sağlıklı.Ailem yanımda,ailem ve dostlarım bana destek.Hem de iyi günümde değil kötü günümde.Bana koşulsuz şartsız güvenen insanlar var etrafımda."Sen ne yaparsan yap biz arkandayız "diyen dostlar var.Bunu ailenden başkası söylemez dediğinde bir anda çıkan dostlar...<br />
<br />
Evet zengin değilim,evet bir evim ya da arabam yok.Ya da bankada bir sürü param...Ama çok şükür borcum da yok.Kimseye bir özür borcum da yok.Kiramı ödeyebildiğim her ev benimdir.yeter ki huzur olsun.<br />
<br />
Nice evler biliyorum...Şato gibiler...Havuzu,bahçesi,golf sahası,basket sahası,sinema odası,sayamadığım kadar çok odası ve banyosu,benim evimin toplam metre karesi kadar olan mutfaklar ve o mutfaklarda çalışan yardımcılar...Ne şaşalı bir hayat.Ama içi boş.Ne kadın adamla ne de çocuklar anne-babayla iletişim içindeler.Ne anladım öyle hayattan?<br />
<br />
Ben oğlumla dışarı çıkıp yürüyüp bir simit yiyip keyif yapamıyorsam,arkadaşlarımla oturup sohbet edemiyor ya da ailemle yemek yiyemiyorsam ne yapayım öyle hayatı?<br />
<br />
Bugün de o mutlu hissettiğim günlerden biri?ne oldu özel olarak?Hiçbir şey!İşten çıktım ve özel derse gittim.Daha sonra eve geldim.Bu arada öğrencilerimle sohbet ettim,arkadaşlarımla konuştum.İki espri yaptık,şakalaştık...BU...Eve geldim,oğlum yatmak üzereydi.Beni gördüğündeki sevinç ve heyecanı görünce mutlu oldum.yattı başını okşadım."hadi annecim,yatıyoruz bebeğim."dedim.Bana bakışı,arkasını dönüp yatışı beni mutlu etti.<br />
<br />
Nice çocuklar var yatağı olmayan,nice çocuklar var anneleri olmayan,nice insanlar var kirasını ödeyebilecek evleri yok,ya da etraflarında destek olacak insanları yok,giyecek giysileri yok,ya da o yok bu yok...<br />
<br />
İnsanlar hep daha fazlasını elde etmek için yaşıyor?Neden?Yetmiyor mu eldekiler?Yaşamanı sağlamıyor mu?Neden daha fazlası?İnsan para kazanacağım,mal-mülk edinceğim diye kendini paralıyor.Hayatı kaçırıyor,sosyal yaşamını yok edşyor.Çocuklarını birbir zamanla kaybediyor.Ve sonra keşkelerle boğuşuyor.Neden?Çocuklarına ev,araba,arsa bırakabilmek için mi?Bize kaldı mı ailemizden?Bana kalmadı açıkçası.Eee sürünüyor muyum?Hayır.Gayet de güzel hayatımı idame ettiriyorum.Çok şükür elim ayağım da yerinde.İşim gücüm de var.Akıl sağlığım da yerinde.Tamam kabul,biraz su kaçırıyor olabilir çatlaktan hafif...:)))<br />
<br />
Ama hayat güzel ya...Her gün aldığımız nefese şükürler olsun.Her gün yaşadığımız hayata,bize verilen emanetlerin sağlıklı olduğuna şükürler olsun,yalnız olmadığımız için şükürler olsun...<br />
<br />
Daha ne istenebilir ki hayattan?<br />
Ben bilemedim?<br />
Ya siz?<br />
<br />
RESİM ALINTIDIR.Bambam Kemal ile Annesihttp://www.blogger.com/profile/01605528759780530984noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1306987157298157582.post-3034428552489173202016-08-31T00:33:00.001+03:002016-08-31T00:33:48.143+03:00Ben Daha İyisine Layık Değil Miyim?<div style="text-align: center;">
<img alt="tv serie clipart ile ilgili görsel sonucu" height="156" src="http://worldartsme.com/images/people-watching-tv-clipart-1.jpg" width="200" /></div>
<div>
<br /></div>
Etrafımda kim varsa boşanıyor yahu...<div>
Neden mi?Bir sürü nedeni var.Ama birini dinlerken biri de bana telefon açıp "Zeynep biz boşanıyoruz..." diyor.Yeteeeerrr artık boşanma duymak istemiyorum.Bir kişi de gelip bana desin ki " ayy maaşallah ne güzel bir ilişkisi var şu çiftin."Ya da "Biz ikinci balayımızı yaşıyoruz." Ama yookkk...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Bunun nedenini sabaha kadar hatta günlerce gecelerce tartışabiliriz.Bence bu biraz eskiye dayanıyor.Artık kadının da çalışması,erkeğe muhtaç olmaması,hatta okuması...Okuyunca çocuklarını da eğitmesi ve eve erkek para getirmediğinde de sorun olmayıp onun zaten kazanıyor olması.Bu eskiden böyleydi,şimdi değil diyemeyeceğim.Bunu ben de yaşadığım için biliyorum.Bu 50ler,60lar değil yani...Günümüzde de böyle.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Ve izlediğimiz dizi ve filmler.Hiç farkettiniz mi?Hangi dizi de çirkin kadın veya çirkin erkek var?Ya da olsa da başrolde mi?İyi karakter mi?Ya da hangi dizide fakir bir karakter var?O fakir karakter hiç kazanır mı?Hiç haklı bir rolde olur mu?Ben hiç görmedim.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Zaten televizyonu açınca ya evlilik programları ya da saçma sapan yarışmalar.Hadi yemek programlarıyla birşeyler öğreniliyor diyelim.Ama gerisi boş...Diziler 1500kere yayınlanıyor.Zaten prime-time süresinde yayınlanan diziler en az 3 saat sürüyor.Bir de gece veya gündüz tekrarını veriyorlar ki iyice beynimize kazınsın.Sübliminal mesajlarla bizler daha sonra birbirimizi yiyelim.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Bizler Türk ailesiyiz ya.Bildiğin evlendikten sonra akşamları çay demlenir,çekirdek çitlenir.Ya da anne meyve soyar ev ahalisine yedirir.Öyle kimse bana akşam evde yemekte biftek yedik daha sonra eşimle şömine karşısında Tchaikovsky dinleyip şaraplarımızı yudumlarız demesin.En baba günde bile yemek menüsünde kuru pilav yerine kızartma,dolma filan olur.Akşamına çay değil karşılıklı kahve içilir.Hadi içki içeceksen de bizim Türk milleti ya rakı ya bira içer.Budur yani...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Ama bize empoze edilmek istenen farklı.Adam bir bakıyor,dizideki hatun ev hanımı.Ama giyim o biçin,saçlar başlar yapılı,sabah kalkınca kendi karısındaki gibi gözünde çapak yok ya da ağzı kokmadan kocasını öpüyor.Saçı başı tertemiz.Bakayımm..Vallaha makyajlı da...Sabah kalkıp günlük kıyafetlerini giyiyor.Kendi karısı gibi eşofmanlarla kalkıp onlara kahvaltı hazırlamıyor.Kahvaltı hazırladıktan sonra herkesi öperek uyandırıyor.Ya da kadın hiç kalkmıyor,evdeki hizmetliler hazırlıyor kahvaltıyı.E hizmetliler de güzel tabii...Kadın hamile kalıyor,gram kilo almıyor yahu.Sadece göbeği şişiyor.Kadın doğuma giriyor bir çıkıyor,sanki alış veriş yapmış ta çıkmış edası var hatunda.Makyajlı,saçlar süper...Hoopp eski kilosuna geri dönmüş.Kendi karısındaki gibi çatlakları yok.Bunu da nereden görüyoruz?Kadın doğum yaptığı hafta evinin önünde bulunan havuza bikinisini giyip giriyor.E adam bir de dönüp kendi karısına bakıyor...Hatun hiç makyaj yapmıyor,40 yılda bir.E 2 çocuk var.Hiçbir doğumdan bu kadar bakımlı çıkmadı.Hep eşofman giyiyor.kiloları hala duruyor.E çatlak,selülit almış başını gidiyor.E ben insan değil miyim?Ben daha iyisini haketmiyor muyum diye düşünüyor...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Ya kadın?Görüyor kaslı erkekleri...Bakıyor hepsi çok yakışıklı.Hepsi Kenan İmirzalıoğlu ya da Kıvanç Tatlıtuğ gibi...Uzun boylu,kaşlar,gözler süper...Kıza nasıl aşık.Her dediğini yapıyor.İşten gelirken eve hep bir hediyeyle geliyor.Bir gün çiçekle bir gün çikolatayla.Hatta çiçeklerin cinsi sürekli değişiyor.Bir de işten her geldiğinde onu karşılayan karısını öpüyor.Arada eşine yemek pişiriyor.Öyle kendi kocası gibi işten yorgun argın gelip perişan bir şekilde çantasını kenara atıp,"Bugün yemekte ne var?" diye sormuyor.Yemekten sonra kadına " Ne yapmak istersin hayatım?Film izleyelim mi?" diye soruyor.Film izlerken kadına sarılıyor bir de.Kendi kocası gibi maç izlerken bağdaş kurup çekirdek çitlemiyor ya da " Hanım çekilsene önümden" demiyor.Kendi kocası kadar kıllı da değil,aaa bir de saçı da var be!Kadın bir kocasına bakıyor bir de ona...Daha iyisini haketmeyecek kadar kötü ve değersiz mi o?Hayır değil diyor.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Ve her iki taraf ta daha iyisini hakettiğini düşünerek yuvalarını dağıtıyor.Buluyorlar mı?Bilmem.Ama bu zihniyetle gidenlerin mutlu olduğundan şüpheliyim.Evet tabii ki bakımlı olmak çok güzel.Ama adam aslında o kiloların ya da selülitlerin aslında bir zamanlar olmadığını,bunu çocuklarını hayata getirdiği ve onları hakkıyla beslemek için edindiğini ve kendi bedenini feda etmenin ne kadar kutsal olduğunu bilse ya da kadın adamın aslında saçlarının olmayışını işte veya ailesini nasıl geçindireceğini,daha iyi nasıl yaşayabileceklerini düşünürken stresten kaybettiğini bilse hala aynısını düşünür mü?</div>
<div>
<br /></div>
<div>
İlişkiler bu kadar basit mi ya?İnsanlar kendini Benjamin Button mu zannediyor acaba?Güzelliğin göreceli ve geçici olduğunu mu bilmiyorlar.Yaşlanıyoruz canım kardeşim.Ben yaşlanırken sen gençleşmiyorsun.Ben yer çekimine yenik düşeceksem sen havalanmayacaksın.Ya da benim saçlarım dökülürken senin saçların çıkmayacak.Benim kazayaklarım olurken senin derin gerilmeyecek.Yıllar sadece bana geçmiyor.Sana da geçiyor.Ve en güzel dediğin insan bile bir gün buruş buruş oluyor.Bir bakmışsın boyu çekmiş,buruş buruş olmu,takma dişleri ve bir sürü hastalığıyla,anane ya da ded yeleklerini giymiş öylece salonda oturuyor.Bu da en iyi yaşlanma hali.Binbir yzü var hayatın.Ne getireceğini ne götüreceğini bilemezsin.İnsanları dış görünüşüyle yargılayıp arkadaşlığını kesmek,evliliğini bitirmek ya da ona bir şekilde zarar vermek ne kadar basit ve komik bir düşünce.Tamam arkadaşım git,yolun açık olsun.Böyle düşünen biriyle işim olmaz diyorsunuz.Ama bir de bir bakıyorsunuz aslında etrafınızdaki hemen hemen herkes öyle.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Kaşın gözün güzel değilse,kiloluysan sana bakmazlar;ama zayıf ve zarifsen bu sefer de işin b...u çıkarırlar.Hele ki boşanmışsan...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Nedir bu doyumsuzluk?yediklerimizde içtiklerimizde mi var bişeyler?Hayır Çernobil'in bile bu kadar etkisi olmamıştır.İnsanlar gittikçe her konuda doyumsuzlaşıyor.Ve bu da onları artık iyice hayvani dürtülerle yaşamaya mahkum bırakıyor.Eee sonuç?İnsanlıktan çıkma,hayvanlaşma...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Bir dizi bir film bir reklam ne kadar etkileyebilir ki hayatımızı demeyin?Çok etkileyebilir.İnsan beyni o kadar farklı ki.O ne isterse ne düşünürse sizi ona göre yönetir.Hiç mi yetiştirmede hata yok?Olmaz mı?Anne baba da aynı düşüncedeyse zaten çocuklarından farklı bir şey beklememek gerekir.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Baba eve hemen hemen hiç gelmiyor,sadece misafir geldiğinde "dostlar bizi keyifte bilsin" mantığıyla rol yapılıyor,anne evde tek başına birşeyleri idare etmeye çalışıyor ve bu zavallı hayatı kabullenip gururuna yediriyorsa çocuklarından da birer Don Juan çıkmasını beklemek aptallık olur.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
O aptallığı bir kez yaptım,Allah bir daha yaptırmasın...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Anne babanın birbirinden bir beklentisi yoksa sadece birbirine maddi açıdan muhtaçlarsa zaten orada evlilik yoktur.Aldatmalar çoktan başlamıştır ki bu illa cinsel olarak olmak zorunda değildir.Düşüncesi bile aldatma demek için yeter bence.Mallar birbirlerinin üstüneyse ve ayrıldıklarında eğer para kaybına uğrayacaklarını bilerek devam ediliyorsa çok mekanik bir evlilik var demektir.Ve çocuklarından da duygusal ve gerçek anlamda evlilik yapmalarını beklemek çok salaklık olur.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
O salaklığı bir kez yaptım.Allah bir daha yaptırmasın...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Halbuki bilseler mal,mülk,para bunlar hep boş.Geçenlerde nerede okuduğumu bilmiyorumama bir sosyal medyada bir arkadaşım paylaşmıştı.</div>
<div>
"Adam ölür ve Tanrı'nın huzuruna gider.tanrı elinde bir şey tutuyordur ama ona göstermiyordur.Ve adama der ki " Bu elimde tuttuğum sadece sana ait olandır."Adam sorar:</div>
<div>
"Tanrım o elinde tuttuğun benim bedenim mi?"</div>
<div>
"Hayır,o sadece bana aitti.Gitti."</div>
<div>
"Dünyada edindiğim varlıklar mı?"</div>
<div>
"Hayır onlar da benimdi ve sen öldün.Onları geri aldım."</div>
<div>
"Peki ruhum mu?"</div>
<div>
"Hayır o da bana aitti."</div>
<div>
"Peki günahlarım ya da sevaplarım mı?"</div>
<div>
"Hayır onlar da bana aitti ve hesaplandı."</div>
<div>
Adam merakla sorar:</div>
<div>
"Peki nedir o bana ait olan?"</div>
<div>
"Anıların.Sana ait olan ve sana kalan sadece iyi ya da kötü anıların."</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Çok güzel değil mi?Çok doğru.Kiminle ne iyi ne kötü anın var onlarla gitmek...Ne para ne mal ne mülk...Beden,ruh,eşyalar senin değil.Sen öyle zayıf kalmaya iyi görünmeye çalılırsın ya da göğüzlerine silikon yaptırırsın ya da 1 kilo makyaj yaparsın ama onların hepsi dünyada bir karış toprağın altında kalır.Senin topladığın anılar dolayısıyla sevap ve günahların seni güzelleştirir ya da çirkinleştirir.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Sanırım bunu düşünebilmek için de insan olmak lazım sadece.</div>
<div>
Ben iyi ya da doğru bir insan değilim.Birçok yanlış yapıyorum.Bir sürü de günahım vardır.Ama kimseyi bu yüzden kıracak kadar da vicdansız değilim.Hele ki evliliğimi dağıtıp,çocuğuma bu travmayı yaşatıp daha sonra onunla hiç ilgilenmeyecek hatta karşı tarafa bir sürü şey çektirecek kadar vicdansız hiç değilim.Ama çektirenler daha sonradan ne çekeceklerini tahmin edemiyorlar heralde diye düşünüyorum.Sadece hıııılamakla yetiniyorlar.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Yazık,üzülüyorum.İnsanlar bu nedenlerle kaybedilmemeli.Evlilikler haklı bir neden olmadıkça dağılmamalı.Tamam belki belirli bir fiziki şiddet yok ama manevi şiddetin Allah'ı var burada.Bir insan başka bir insanı nasıl olur da kendinden aşağıda görebilir?Aklım ermiyor.Yani Allah onları bizden üstün yaratmış ta biz mi eziğiz anlamadım?Tövbe tövbe...Vallaha çarpılacaz.Gerçi daha ne kadar çarpılabiliriz ki değil mi?Ayyy yok bir daha böyle demeyeceğime söz vermiştim.Çünkü bir aralar ben ne zaman " Allah'ım daha başka ne olabilir ki?" dediğim de " Bak göstereyim " der gibi bir yenisini bir öncekinden katlayarak gösterdi sağolsun.Olsun başa gelen çekilir değil mi?Her zaman dediğim gibi Allah çaresiz dert vermesin,kimseyi çocuklarıyla sınamasın.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Amacım bir kişi ve ya kişileri eleştirmek değil.Yanlış anlaşılmasın.Amacım artık insanların gerçekten "bir insandan "ibaret olduğunu tekrar hatırlamaları.Bunu hatırladığımız an eminim "Aaa gözünün üstünde kaş var" demekten kurtulup " Aaa senin gözlerin ne kadar güzelmiş" diyeceğiz.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
RESİM ALINTIDIR.</div>
Bambam Kemal ile Annesihttp://www.blogger.com/profile/01605528759780530984noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-1306987157298157582.post-55075021405900632272016-08-30T16:54:00.002+03:002016-08-30T16:54:16.695+03:00Geveze Miyim Ne?<div style="text-align: center;">
<img alt="talkative woman clipart ile ilgili görsel sonucu" height="200" src="http://comps.canstockphoto.com/can-stock-photo_csp20020552.jpg" width="137" /></div>
<br />
Ya şöyle bir düşünüyorum da ne gevezeyim ya...Eve gelince diyorum ki,<br />
<div>
"Ya çok yoruldum konuşmaktan.Derse girdim çıktım o kadar.Tamam sus artık.Yat dinlen."Hooop bir telefon,bir arkadaş...</div>
<div>
"Aaa naber napıyorsun?</div>
<div>
"iyidir senden?."</div>
<div>
"Ya bugun noldu bak..."la başlayan sohbet en az 20 dk sürüyor.Çok sararsa o yorgunum diyen beden gerekirse o arkadaşla buluşup dedikoduya devam ediyor.Bu nasıl bir bünyedir ya?</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Gerçi öğretmenlerim hep benim çenemin düşüklüğünden şikayetçi olurlardı.Annem her veli toplantısında notlar veya davranıştan bir sorun olmadığını ama çok konuştuğumu,başkalarının da dikkatini dağıttığımdan şikayetçi olduklarını söylerlerdi.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Belki şimdi dikkat dağıtmıyorum ama çok konuşarak ama hala çok konuşuyorum yahu...</div>
<div>
Güzel insanlarla birlikte güzel sohbetler olunca tutamıyorum şu ağzımı ya.Şöyle bir hanımefendi ol değil mi?Çok konuşma len...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Ne gelirse zaten başıma şu dilimden geliyor.Samimi görüp herkesi herşeyi tüm içtenliğimle anlatıyorum ya,işte beni bitiriyor.Çok uyarı aldım.</div>
<div>
"Ya bak anlatma heryerde..."</div>
<div>
"Kızım bak valla başına bir şey gelecek bu dilinden."</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Evet öğrenmeye çalışıyorum bunu.Kendimi dizginlemeye çalışıyorum ama bu da benim karakterim,değişemiyorum ki elbette kimsenin sırrını ya da özelini ya da kendimin söylemeyi istemediğim özelimi söylemiyorum kimseye ama yaşanan olayları dahi anlatınca olan biten herşeyiyle yetiyor zarar görmeme.Derler ya sen bir söylersin bir de bakmışsın bin olmuş...O hesap...<br />
<br />
Bir ortamda da mesela bir bakıyorum hep en çok konuşanlardan biriyim.E tabii arkadaşlarım da pek sakin kişilerden oluşmuyor.Çünkü öyle sakin ve konuşmayan biri benle arkadaşlık edemez.Bıkar,sıkılır benden.Ben de haliyle tabii ki ondan.Ya da sürekli oturan biri de olmaz.Benim tüm arkadaşlarım hep hareketlidir.<br />
"Hadi kalk,şuraya gidelim"dediğimde hemen kalkarlar.<br />
<br />
İstekler çok çılgın da olabilir.Yani öyle değil...Düşündüğünüz cinsten değil...Bir kez Kybele ile konuşuyorduk ve hayatımızın çok rutin olduğuna karar verdik.ahh ya o zamanlar ne kadar da rutinmiş hakikaten.Lise zamanlarımızdı.Ve " Haydi kalk yarın sabah kahvaltı yapalım ama değişik bir yerde."<br />
"Olur dedim."Planımızı yaptık hazırlandık ve ertesi sabah 05.00 gibi uyanıp doğğğru Taksim'e gittik.Daha kargalar uyanmamış,sadece bir kaç tane dükkan yeni yeni açılıyor.Tramway çalışmıyor.Gittik İstiklal Caddesi'nde yolun ortasına oturduk ve yanımızda getiridğimiz ekmek arası peynir ve domtesi ve meyve sularımızı açtık içtik.Oturduk sırt sırta ve geleni geçeni ziledik.O kadar güzeldi ki...Bunu bizim kafadan olmayan kimse yapamaz.Gerçi o da İkizler burcu.Manyaklığımız ordan tutuyor yani:))<br />
<br />
İkizler zaten girdiği ortamda belli ediyor kendini.Sivriliverir hemen.Dengesiz davranışları da belli eder onu.Bir arkadaş anlatmıştı ne gülmüştüm.Yolda giderken ikizler burcu ola bir kişi yolu tarif ediyormuş.<br />
"ilerden sağa,yok yok sola gidicez.Sol sol.Sağ mıydı.Neyse sen dön bakalım sorarız olmazsa."<br />
"ya bir dakika ya.Yeter artık.Sen ikizler misin nesin."<br />
"Aaa nerden anladın?"<br />
Cevaba gerek var mı?:)))<br />
<br />
Ben kararsız değilim ama maymun iştahlıyımdır.Özellikle el işlerinde.Bir örgü olsun iki sıra örer bırakırım.Ya da bir hafta canım çok yemek yapmak ister yaparım,ondan sonraki 1 ay hiç elimi sürmem:))Gerçi her zaman severim yemek yapmayı ama öyle her zaman özenmem.Bazen fırında tavuklar,firik pilavları,kaşarlı mantar dolmaları bazen de bildiğin kahvaltı sofrası...<br />
<br />
Bazen ağlarken bir anda gülebilirim de.Valla bak...Ya da tam tersi.Beni gülerken görenler bir anda ağlarken de görebilir.Sinirim de öyledir.Bir anda yakarım yıkarım ortalığı,ortamdakilerin içine ederim,sonra bir şey olmamış gibi takılırım.<br />
<br />
Ney?Psikopat mı??Bana mı dediniz?cık cık cık...Hiç yakıştıramadım!:)))<br />
<br />
Ama her türlü gevezeyim arkadaş.Sus derlerse de 2 dakika belki.Yahu mübarek bir sus.Tamam şunu anlatayım sonra valla susucam:)))<br />
<br />
Evde de bazen milleti canından bezdirirdim.Annem bana bazen "Nolur kızım.Bak valla kafam kaldırmıyor."derdi.Ama ben dinlemez anlatırdım.Kadın bazen beni dinleye dinleye uyurdu.Ninni gibi geliyordu heralde.<br />
<br />
Yukarıda resimdeki gibi konuşurken tükürük saçmasam da evet,çok konuştuğum doğrudur.:)))<br />
<br />
E adam bana çok bile dayanmış dimi?Bu kadar geveze hatunu kim sever be?Adam artık demiş ki "Yeter be kadın yeter bi sus.Yoksa giderim."<br />
"dur birşey daha anlatayım,öyle git:)))"<br />
"Lannn...Bi git..."<br />
"allasen,nolur bi fıkra anlatıcam len."<br />
"Yav de get..."<br />
"Bir gün bir adam...":))))<br />
<br />
Neyse ya ben böyle mutluyum.Konuşmayı seviyorum arkadaş.Napayım yani.Allah ta beni böyle yaratmış.Mesleğim de buna uygun.Gerçi ben çok konuşmam derste,genellikle öğrencileri konuşturmaya çalışırım ama konuyu anlatınca da incik cıncık herşeyi anlatırım.Uyuyanı gebertirim:))<br />
<br />
Aslında avukat olsaydım diyeceğim ama onlar da bir şey yapmıyor ki.Bu zamana dek mahkemede gördüğüm ve çevremde olan avukatlar lal olmuşlar,hiç konuşmamışlardı.Zaten dilekçede var ben niye söyleyeyim.Arkadaş bi hakkını savunsana,söyleyeceklerini söylesene dimi?Ama işte hakkıyla yapan da çok az var.Neyseki bu sefer avukat konusunda çok şanslıyım:)<br />
<br />
Hatta bazen avukatım bile benden bıkıyor,çok konuşuyorum diye.Beni azarlamışlığı bile vardır."Zeynepcim kısa keselim olmaz mı?Yani sonuçta ne yapmak istiyoruz?"<br />
"Tamam şunu anlatayım bakın,önemli.Sonra birlikte karar verelim."<br />
Allaaahhhhh....<br />
<br />
Noldu?Sıkıldınız mı?Tamam bitiricem ama size anlatmam gerekn bir şey var onu da anlatayım yazımı bitireceğim,söz:)))<br />
<br />
Yok yok şaka şaka bitti.Hadi gidin,bi elinize yüzünüze su çarpın:)Normal hayatınıza geri dönün.:)))<br />
<br />
RESİM ALINTIDIR.<br />
<br /></div>
<div>
<br /></div>
Bambam Kemal ile Annesihttp://www.blogger.com/profile/01605528759780530984noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-1306987157298157582.post-65686440153518466922016-08-30T16:14:00.001+03:002016-08-30T16:14:13.994+03:00Kurşun Adres Sormaz Ki:))<div style="text-align: center;">
<img alt="nazar clip art ile ilgili görsel sonucu" height="200" src="https://www.pasabahcemagazalari.com/ca/images/large/49672.jpg" width="150" /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Ya vallahi artık inanacağım kurşun dökme işine...</div>
<div>
Hurafe derdim,olmaz ya yalan bunlar derdim de meğerse bilimsel bir açıklaması varmış.Vücuttaki kötü enerjiyi alırmış.Kurşun elementi negatif elektrik atomlarını dağıttığı için pozitif atomların yayılmasını sağlarmış...Yani belki buna biraz inanabilirim.Her zaman diyorum insan inançlı olup dua edip ibadetini yerine getirdiğinde iç huzuru olur,herşey yoluna girer.Ben buna inanıyorum.Ama açıkçası sön dönemlerde yaşanan olaylara bakıldığında kurşun döktürmenin de bu bilimsel açıklaması beni cezbediyor...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Bunu neden düşündüm ben?</div>
<div>
Zaten yaşananları biliyorsunuz...Boşanma süreci,okul davası,tehditler,avukatlar,jandarmalar...</div>
<div>
Tatilden dönüşte bize vurup kaçanlar ki henüz bunu bilmiyorsunuz.O olay zaten tam film gibi.Onu da detaylarıyla anlatacağım ama şu süreç bir bitsin ondan sonra.Çünkü olay kamu davasına döndü.Arkadaş hiç mahkemeden çıkmıyorum ki.Yani üstümden kuş geçse hakikaten "hıııhh,ben senin üstünden geçmek istemiyorum.Orda durma" diye dava açacak be...Yani varsa benle bir sorunu olan buyursun gelsin,ben zaten hep mahkemelerdeyim dermişimmm...Bence bu olaylar bittikten sonra bilirkişilik yapabilirim.Her süreci biliyorum.Bir adım sonrasını tahmin edebiliyorum.Karşı taraf ne yapacak ne edecek hepsi...Parası olan geiyor dava açıyor arkadaş...Neyse belki de yıllarca dua edip elde edemediğim paraları davaların bitiminde alarak zengin olacağım:)))))))Amannn batsın paraları da kendileri de...Sıfatlarından ne hayır görük ki paralarından görelim...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Ben bunları yaşadıktan sonra okulumuz başladı ve hem bölüm başkanımız olan hem de benim okuldaki annem gibi olan canım öğretmenimin arabasını yolda gördüm.Yanında da diğer bir meslektaşım vardı.Sabah okula beraber geleceklerdi.Okula gidilebililecek en açık yol orası olduğundan herkes o yolu kullanıyordu ve birbirimizle karşılaşmıştık.Ben arabaları bozuldu zannetmiştim.Meğerse bir kamyon onları yolsa sıkıştırmış,arabanın yanına sürtmüş ve kaçmış gitmiş.Araba zaten eski bir araba.Ama maaşallah'ı var.40 yıllık,otomatik bir maviş:)Öğretmenimin kendine ait özel bir arabası vardı ama o da bir kolej mağduru olunca -tamamen duygusal nedenlerden-satmak zorunda kaldı ve bu güzel arabayı kullanmak mecburiyetindeydi.Çünkü henüz okul servisleri başlamamıştı.Ben yanlarına gittiğimde polisi çağırdıklarını söyledi.Polisi beraber beklemeye başladık.O bize her ne kadar "Okula gidin siz" dese de biz onu yalnız bırakmak istemedik.Daha sonra polis geldi ve arkasından zümremizin diğer üyesi olan meslektaşımız da kendi rabasıyla geçerken bizi görmüş ve hemen gelmişti.İfade verilecekti,kamyonun plakası alınmıştı ve sahibine bakılacaktı,aranacaktı...Yani zart zurt çok iş...Zorla bizi okula gönderdi ve kendi de 1 saat sonra okula geldi.Tabii ki cana gelmemişti bir zarar ama öteki niye olsun değil mi?Hadi çarptın kaçma bari...Bunun da stresini yaşadık...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Daha sonraki gün işlerimizi halletmeye çalışıyorduk.Okulda gayet mutluyduk.Herkes kendi işine gücüne bakıyordu ve insanlar birbiriyle kaynaşıyordu.Öğle yemeğine indik ve konuşurken birden bire aynı öğretmenimizin aniden midesi bulandı ve gitti bir anda istifra etti.Hepimiz şaşırdık,şok olduk.Daha sonra yemeği bitirince kalkıp gidelim dedik ve tam merdivenleri çıkarken birden bire ayakkabısının topuğu çıkıverdi.Allah korusun valla,iyi tutunmasaydı düşebilirdi.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Dedik ki "Allah bizi sınıyor heralde."aynı hafta içerisinde bir sürü olay.Millete anlatsan inanmaz.Hatta birine anlatmıştım ve bana "Yok hocam,o filmlerde olur ya "filan diyip inanmamıştı.:))</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Şu olayla bir çözümlensin daha neler anlatacağım.Ama inanmamazlık yok!Şimdiden uyarayım da."Zeynep sallama..." demeyin:)))</div>
<div>
<br /></div>
<div>
RESİM ALINTIDIR.</div>
Bambam Kemal ile Annesihttp://www.blogger.com/profile/01605528759780530984noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1306987157298157582.post-19230390805937027662016-08-29T01:02:00.004+03:002016-08-29T01:02:47.633+03:00Aradığınız Kişiye Şu Anda Ulaşılamıyor...<div style="text-align: center;">
<img alt="telephone talking clipart ile ilgili görsel sonucu" height="200" src="https://clipartion.com/wp-content/uploads/2016/03/image-talking-on-the-telephone.gif" width="164" /></div>
Şu telefon konuşmaları ne kadar garip aslında.Ne mimik ne de beden dili...Görünmüyor,sadece ses tonundan anlarsan anlarsın...Belki de bir çok ilişki bu yüzden bitmiştir,ya da bir çok kavga böyle çıkmıştır.<br />
"Ya valla aslında şu an sana şaka yapıyorum,anlamadın sen.Bak hayır,öyle diil..."Kapadı...<br />
"Ne diyon lan sen?"<br />
"Yahu sana demedim,öteki adama dedim."<br />
"Demin küfrettin."<br />
"İşte sana değil ,ona."<br />
"O zaman ona dedim diye açıkla..."Haydaa...<br />
<br />
Bizde de çok gaf olurdu.Mesela annemin bir gün taksiciye söylediği cümle gibi...<br />
<br />
Birgün dışarı çıkmaya karar verdik ve taksi çağırdık.Annem çevirdi taksinin numarasını ve dedi ki;<br />
"İyi günler,Gelincik blok kat 7 daire 33 e bir taksi lütfen.Apartmanın önüne yok yok arkasında kalıyor.Yok yanında.Tamam neyse önüne."<br />
Yok istersen sen hiç koltuktan kalkma taksi evin salonuna gelsin seni alsın...<br />
Taksici ne dedi bilemem ama biz gülmekten çatladık.Taksici geldi anneme dedi ki;<br />
"Abla telefondaki siz miydiniz?" ohooo koptuk gittik resmen.<br />
<br />
Bir kez de misafirler gelecek annem bakkala inemiyor,ocakta bir şeyler var.Telefon açtı.Ben de o sırada televizyon izliyorum.Annemin aynen konuşmasını aktarıyorum,<br />
"Bize 6 yumurta,bir paket un bir kutu da süt.He he...evet.Para üstü de getirin olur mu...Tamaaammm tamam oldu hadi öptüm bye."<br />
"Öptüm mü dedin anne adama?"<br />
"Hee ben niye öptüm ki şimdi?"<br />
Ve annem 10 gün kadar bakkalın önünden bile geçmedi.<br />
<br />
Bizim apartmandakiler de bir alemdi ama Afrodit'imin annesi de bitaneydi.Ve bu telefon konuşmalarında 1 numaraydı aramızda.Mesela;Bakkala telefon açıp tam aklında geçenleri söyleyecekken aklı karışıp ta,<br />
"Bize 2 kilo pispispis" diyip utancından telefonnu kapatan kişi candır ya...Hadi bu garip ama bakkalın bunu kim söylediğini anlayıp ta onlara iki kilo patates göndermesi daha garip:)))Sanırım günde konuşulan "bakkalın pattisler" lafı ona ulaşmış olsa gerek.Yoksa pispispis 'in patates olduğunu nereden anlayacak?:))))<br />
<br />
Ama hep mi gaf olacak canım...Bazen de hayat kurtaran şeyler de olurdu yani.mesela babamın beni ısrarla arayıp benimle konuşmak istemesi artık canımı sıkmıştı.Açarsam benden laf almaya çalışacak ben hııı lıycam.Kenar köşeninkinden farklı bi hııı lama ama.Anladınız siz onu:)))Açmasam daha sonra neden açmadım diye bir sürü tantana...Onun yerine bir deneyeyim dedim.Hani şu telefon kapalı olduğunda "Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor..." cümlesinin ingilizcesi.Açtım telefonu ve söyleyiverdim." The person You have called cannot be reached at the moment.Please DON'T try again later." Babam da ;"telefonunu kapatmış..." dedi.Ve sonuna dek te dinledi yani.AMa yedi mi?Yedi:))))Süperdi demekki insanları kandırabiliyordum.<br />
<br />
Akşam anneme anlatınca nasıl güldük anlatamam ve teyzemleri işletmeye başladım.Küçük teyzemi aradı,şöyle bir duraksadı ve sonra dedi ki" Biri işletiyor heralde..."Sonra "teyze benim ben..."dedimAma asıl en komiği büyük teyzemdi.Şimdi kızmasın bana ama o akşam onu da aradım ve aynısını söyledim.O da hemen dedi ki;<br />
"Oğlum al bakiim,ingilizce bişiler diyorlar.Bankadan mı arıyorlar?"<br />
Ne gülmüştük ya...Sonradan teyzem "Zeyneppp?Sen miydin o?Ayyy ne güzeldi ya...Bir daha söyle bakiim demişti:))"<br />
<br />
Bir daha söyle...Seviyorum...Bir daha...Seviyorum...Şırrakkkk!Yalan söylüyorsunn:)))<br />
<br />
Ya da istemediğin biriyle konuşurken ya da konuşmayı uzattığında bir poşetle "ne anlamadım?Ne diyorsun?telefonda bi ses var...Ne ?Anne?Anne?":)))Bir de suçu başkasına atma var tabii."Sanırım çekmeyen bir yerdesin..."ya da " Senin telefonun mu bozuk?":))))<br />
<br />
Neyse daha yazacak çok şey var bunun üstüne.Daha neler var neler.<br />
Bi dakika...Sanki net gidip geliyor..Ayy arada çızırtılar var...Nee?Anlamadım?<br />
<br />
RESİM ALINTIDIR.<br />
<br />
<br />
<br />Bambam Kemal ile Annesihttp://www.blogger.com/profile/01605528759780530984noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-1306987157298157582.post-64310917764129904802016-08-28T23:53:00.001+03:002016-08-28T23:53:58.701+03:00Aaa Orası Çok Deniz...<div style="text-align: center;">
<img alt="grocer clipart ile ilgili görsel sonucu" height="200" src="http://tse3.mm.bing.net/th?id=OIP.Mc039881f8afd96d1f898a928cca1089co0" width="138" /></div>
Bir insanın bir bakkalla ne kadar anısı olabilir ki?<div>
<br /></div>
<div>
Sadece benim değil.Kardeşim ve benim.O kadar komik bakkallarımız vardı ki İstanbul'da otururken...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
İstanbul'da otururken apartmanımızın hemen altında bulunan bir site bakkalı vardı.Sahibi çok iyi bir insandı.Gerçekten çok saf ve iyi biriydi.Eşini ve çocuklarını da tüm site tanırdı.Ve çok sevilirdi.Acil olarak birşeye ihtiyacın olsun ve paran yoksa "Sorun değil ablacım" derdi.Bu şu an çoook uzak olduğumuz bir cümle.Aslında insanlık bu yani.Normal olanı bu ama işte...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Bu bakkal bizim anne ve babamızın ayrı olduğunu biliyordu.Annemler birlikteyken de vardı bakkalımız ve babamla da iyi anlaşırdı ama babam sürekli onun yanına gidip oturup muhabbet edince adamın işleri aksamaya başlardı.Uğursuz ya,kendi işsizliği yetmiyormuş gibi milleti de işinden ederdi:)))</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Babam siteye bizi kötülediğinde,annemin yaptığı işi merak edip te bize tavır alan siteden eser kalmayınca,bakkalımız bize iyi davranmaya başladı.Kin tutmadık.Kimseye kin tutmayız zaten.ormal alış verişimizi yaptık.Ama her gittiğimizde bize bi garip bakıyordu.</div>
<div>
"abi ben bir ekmek,süt ve yumurta alıcam."</div>
<div>
"Tamam canım,şundan da ister misin?Var mı sizde.Yoksa verebilirim.Sorun değil."</div>
<div>
"Yooo var.Teşekkürler yine de sorduğun için."</div>
<div>
Allah allah bayram değil seyran değil eniştem beni neden öptü şimdi?Bir anlam veremmiştim.Kardeşim bakkala gidince ne alırsa alsın mutlaka yanında bir çikolata veya şeker olurdu.Annem nasıl kızardı.</div>
<div>
"Oğlum almayacaksın bir daha."</div>
<div>
"Ya anne napayım elime sıkıştırıyor,olmadı poşete koyuyor."</div>
<div>
Annem sonunda gidip onunla böyle yapmamasını söyleyen bir konuşma yaptı.O da bizi zavallı zannediyormuş meğerse.Hani bunların babası yok,anaları da koşuşturuyor 3 kuruş kazanmak için.Ben de yardımcı olayım bari.Bir bilse biz annemin kazanımlarıyla neredeyse bir dönem hiç otobüse binmeye tenezzül etmedik.Valla bir ara annem o kadar güzel kazanıyordu ki,durmumuz çok iyiydi.Ne zaman ki işin içine Çin girdi,tüm piyasalar alt üst oldu.Olsun o zaman da aç kalmamıştık.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Ama bu bakkalın lafları da çok komikti.Mesela ben üniversiteden geldiğimde bir dönem annem beni bakkala yolladı.</div>
<div>
"Abi ben şunu şunu alıcam."</div>
<div>
"Aaa Zeynep hoşgeldin canım.Nassınn?İyi misin Kardeşim?"</div>
<div>
"İyiyim abicim,sen nasılsın?"</div>
<div>
"Ben de iyiyim hamdolsun.Biz aynıyız.Haberler sende.Sen hangi üniversitedeydin ya?"</div>
<div>
"Yakın Doğu Üniversitesi."</div>
<div>
"Nerdeydi o?"</div>
<div>
"Kıbrıs."</div>
<div>
"Aaa orası çok deniz..."</div>
<div>
Bu nasıl cümle len?Aaa orası denizlerle kaplı bi yer.Aaa orası ada...filan anlarım.aaa orası çok deniz nedir allahaşkına.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Ama bakkalımız komikti de ondan bahsederken de biz de komiktik.Annemlerin apartman günü vardı.Neredeyse 40 dairelik apartmandan 20 daire birinde toplanırdı.Biz de Afrodit ve Kybele ile oturur masanın başında hemn yemek yer hem de konuşmaları dinleyip dinleyip gülerdik.Bir gün şu konuşmalara şahit olduk...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
"Kızz geçen bakkaldan bi yumurta aldım valla süperdi."</div>
<div>
"Öteki apartmanın altındaki markette de güzel ama.."</div>
<div>
"Valla ben bilmem Bakkal'ın yumurtaları çok güzel..."</div>
<div>
Bakkal'ın yumurtaları mı?Biz koptuk zaten masada...Kendi aramızda konuşuyoruz."Nerden görmüş acaba?"kıkır kıkır kıkır...</div>
<div>
"Aaa bak Bakkal'ın pattisleri de harika...Bir de bir sucuk getirtiyor..."</div>
<div>
Ya yok artık...Puhahahahaha...Ama biz geberiyoruz gülmekten.Anlam veremediler bize.</div>
<div>
"Bunlar niye gülüyorlar bu kadar be" dedi Kybele'min annesi.</div>
<div>
Ya zavallılar gayet masum konuşuyorlar ama farkında değiller ki söylediklerinin.Çocuklarının içi fesat.Biz hemen tabii çekiyoruz başka yere.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Daha sonra bu bakkal taşınınca karşı apartmanın altına bir bakkal açıldı.Gelen gideni aratır derler.BU bakkalın sahibi de gerçekten çok iyi niyetliydi ama biraz tipi Recep İverdik'i anımsatıyordu.Mesela ben adamı hiç t-shirtle görmedim.Hep beyaz vücuda yapışan ya da çok giymekten askıları kendini salmış taaa göğsüne dek açılmış bir vaziyette gördüm.Çıraklarına sürekli bağırırdı,totolarına o harika lacivert tuvalet terliği ile hafif tekme atardı."Hadi len işinin başına" derdi.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Tabii malum olay onun da kulağına gitmişti ve bize her zaman bir tık daha farklı davranırdı.Mesela kardeşim ona gittiğinde sürekli ona şu soruyu sorardı,</div>
<div>
"Babanı özlüyor musun lan?"</div>
<div>
"Yoo..."</div>
<div>
"Hee,çok mu kötüydü lan baban?"</div>
<div>
"Evet abi.Ben hemen alıp gitsem?"</div>
<div>
"Hiç mi aramıyor lan baban?"</div>
<div>
"Hayır abi,aramıyor."</div>
<div>
"Şerrrefsiz,afedersin."</div>
<div>
"Olsun,önemli değil."</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Ben gidince de ,</div>
<div>
"Al canım ya bir dondurma al.Kardeşinle oturur yersiiz."</div>
<div>
"Teşekkür ederim,almayayım."</div>
<div>
"Ya al.Benden kardeşim."</div>
<div>
"Yok biz sevmiyoruz dondurma zaten."</div>
<div>
"Ya dondurma sevilmez mi?"</div>
<div>
"Gerçekten,böyle şeylere gerek yok abi ya."</div>
<div>
"Bak darılırım..."</div>
<div>
Hayda,arkadaş almayacaaammm...Annem tabii gidip bir konuşma daha yaptı.Ondan sonra düzeldi.Herşey yolunda giderken birden bire bir olay patlak verdi.Ben okula annem işe gidiyordu.Kardeşim de okula gidiyor ama hepimizden daha önce eve geliyordu.Hepimizin anahtarı vardı.E tabii annem evde olmayınca,dışarıda çalışınca çok fazla yemek olmuyordu ve kardeşim dışarıdan besleniyordu.Nasıl mı?</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Biz de merak ediyorduk ama bu bakkal bir gün annem ekmek almaya gittiğinde sorduğu soruyla anladık.</div>
<div>
"abla bu 300 tl borcu ne zaman kapatırsınız?"</div>
<div>
"Ne 300 tl si.Karıştırdınız heralde."</div>
<div>
"Yooo,sizin ufaklığın borcu."</div>
<div>
"Nee...nasıl yani?"</div>
<div>
"E hergün gelip salam,kaşar,ekmek ve kola aldı benden.Deftere yazdırdı.Baya da zaman geçti."</div>
<div>
"Ahhh...Ben onu...Neyse tamam...Siz bir daha asla ona istediklerini vermiyorsunuz.Benden habersiz asla bir şey almayacak ya da siz vermeyeceksiniz.Çünkü bu borçtan beim haberim yoktu.Şu an üstümde param yok en kısa zamnda size ödeyeceğim...."</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Heeehh...İşte en sevdiğim kısım başlıyor...Gerçi evde kırılacak kapı da kalmamıştı ama olsun anem bulurdu bişiler...</div>
<div>
Annemin eve bir girişi vardı.Bir bakışı vardı ki,hani düşünmek ve kaçmak için sadece ayakkabılarımı çıkarana dek süren var gibi.Kardeşim " Anne hoşgeldin diye kapıya gidince."</div>
<div>
"Sen geç bakayım bi içeriye..." diyince anladı zaar.Korkudan bembeyaz bir şekilde geçti koyunumuz içeriye,artık kesim sırasını bekliyordu.Annem hemen geldi...</div>
<div>
"Oğlum sen bana ceza mısın?"</div>
<div>
"Noldu anne?"Sanki bilmiyor pislik:)))</div>
<div>
"Bakkala gittim alış veriş yapayım diye,bana 300 tl lik borç çıkarttı."</div>
<div>
"Neee?"Gittikçe batıyor.</div>
<div>
"Yaa..."</div>
<div>
"Ama tamam ben ordan aldım bişiler de o kadar olmaması lazım."Sıvıyor iyice,ohhh...</div>
<div>
"Ben akşamlara dek 5 kuruş daha fazla kazanayım diye çalışayım siz gidin bok gibi para harcayın.Eve gel evde ye yemeğini.Malzeme var,kendin yap ekmek arası bişiler."Arkadaş neden ona kızınca ben de işin içine giriyorum?Neden sen değil de siz?Hep arada diğer kardeşler de kaynıyor he...</div>
<div>
"Tamam bundan sonra öyle yaparım."</div>
<div>
"Bundan sonra zate asla almıyorsun oradan bir şey.Valla açlıktan ölsen eve geleceksin.Kimseye de gitmeyeceksin.Valla öldürürüm çocuk seni."</div>
<div>
"Tamam anne,özür dilerim."</div>
<div>
"Dilemem özür mözür.Yapma bir daha..."</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Valla o günden beri kardeşim hiç alışveriş yapmadı,ikinci bir emir çıkana dek.Sonra gitti oraya.Yıllar sonra bir arkadaşıyla o bakkala gidince adam tutup,</div>
<div>
"Al al şurdan bişiler."</div>
<div>
<br /></div>
<div>
İnsan bir uzun süre sonra görülmenin ardından merhaba nasılsın,hadi nasılsın olmasın nassın demesini bekliyor.Adamın söylediği şeye bak...Al al şurdan bişiler.Hani uzun süre sonra bi jest yapacak bişiler ikram edecek ama aştan 0 yani adam...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Şimdi marketler var.Onlarda öyle şeyler oluyor mu?Ben rastlamadım.o yüzden ben yerli esnafı severim.İçten,samimidir.Komik şeyler olur gittiğinde.Malzeme çıkar.Gülersin,her zaman hatırlarsın.Umarım bir gün yine o bakkalları görme şansımız olur...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
RESİM ALINTIDIR.</div>
Bambam Kemal ile Annesihttp://www.blogger.com/profile/01605528759780530984noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-1306987157298157582.post-62558209211828490362016-08-28T01:56:00.000+03:002016-08-28T01:56:37.278+03:00Bizdeki de Şans!<div style="text-align: center;">
<img alt="beach clipart ile ilgili görsel sonucu" height="160" src="http://images.clipartpanda.com/beach-20clip-20art-beach-clip-art-1.jpg" width="200" /></div>
<div>
<br /></div>
Tatili kim sevmez ki?Her sene de şu 3 aylık dönem çok çabuk geçer.Ama 9 ay hiç bitmez.Sürekli pazartesidir gün.Ama hiç cuma olmaz.Cumartesi oldu mu da hemencecik geçer,gider...<div>
<br /></div>
<div>
Tatili tatil gibi yapana tabii her zaman güzel gelir.İster 3 ay ister 2 gün...Tam yapacaksın tatilini.</div>
<div>
Benim tatillerimin hepsinde mutlaka bir olay çıkar.Ya bir kavga ya bir kaza ya bir hırsızlık olayı...</div>
<div>
Tatile çıkmaya korkar olduk arkadaş ya...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Küçükken hep halamın yazlığına giderdik,Bozcaada'ya.Neredeyse 5 sene boyunca hep oraya gittik.Çok güzel geçerdi ama her tatilde bir olay olurdu.Ya halamı karpuz tarlasında akrep sokardı,ya birinin başına güneş geçer kendinden geçerdi ya da biri yürüyüşe çıkar gelmezdi ve tüm ahali onu aramaya çıkardı.Bir kez halam ve kuzeni kadın başlarına gece vakti yazlık yer olduğuna güvenerek yürüyüşe çıkmışlardı.Telefon şebekeleri o zaman çok iyi olmadığından Bozcaada'yı tanımıyordu ve çekmiyordu.1 saat sonra geleceklerini biliyorduk,öyle söylemişlerdi.Ama 2-3 saat oldu gelmediler.Herkes telaşlandı ve polisler aramaya başladılar.BUnlar almışlar başlarını gitmişler.peşlerinden de birinin kolu yok diğeri de topal iki adam bunları izlemiş korkmuşlariyolu karıştırmışlar.Polis onları buldu ve halamlar şikayetçi oldular adamlardan.Zaten pis tiplermiş yani...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Bir kez de kardeşimi tarlaya götürelim demiştik.O zamanlar da halamın oğlu küçüktü ve ona yemek yedirmeye çalışıyordu.Terliğinin üzerindeki akrebi farketmemiş ve birden çığlık atmaya başlamıştı.Nasıl canı yanmışsa...HEmen hastaneye gittik.Pansumanı yaptılar,ilaç verdiler filan...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Yok arkadaş ekşınsız hayat yok...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Bir gün Seyfi Baba'nın yerine denize gitmiştik.Benim mayomu almayı unutunca ben halamın bikinisini giymiştim.tabii o zamanlar ben 10 yaşında filanım.Denize bir girdim...Bir daha çıkamadım...Çünkü bikinimin üstü yoktu.Benden bağımsız çekmişşş gitmiş uzaklara...E arkadaş suda bir tek ben varım.Uzağa da gidemiyorum.Ama biliyorum ki pahalı bir bikini.Vallaha ölmek pahasına gittim,yüzdüm ve aldım bikiniyi.Çıkarken de giydim öyle çıktım.Ne o yüzdüm ben:)))</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Yine aynı sene bu sefer Ayazma adlı bir plaja gittik ve kardeşimle kumda oyuyorduk.Annem de şezlongtan bizi izliyordu.Benim üzerimde en sevdiğim lacivert mayom vardı.Ama kızgın kumlarda o kadar çok oturmuşum ki mayo oturduğum yerlerden erimiş ve açılmış.Ben de otururken her zamankinden farklı hissediyordum zemini zaten ama çok sıcak heralde ondan diyordum.Ben tam kardeşime denizden su getirmek için ayağa kalktım annem arkamdan ;</div>
<div>
"Zeynneeepppp,otuurrr..."</div>
<div>
"Hee?Ne???"</div>
<div>
"Popon..."</div>
<div>
"Nee?Popom mu?"</div>
<div>
"Abya popn açık:)))"</div>
<div>
"Laannnn..."</div>
<div>
hemen olduğum yere çöktüm.Allah'ım ya...Bu nasıl bir şanstır.Yazık annem hemen havluyla geldi ve beni sardı,öyle yürüdüm.O gün utançtan hiç denize girmedim.Ve çoook uzun bir süre sonra Ayazma plajına tekrar gittik.aslında gitmeyecektik te annemlerin zoruyla gittim yine.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Bir zamanlar da Altınoluk'a çok giderdik.Altınoluk'ta yaşayan çok sevdiğimiz bir komşumuz vardı.Önceden altlı üstlü oturuyorduk fakat sonra onlar oraya taşındılar.Komşu diyorum ama komşudan öteydi.Anneme kardeştiler neredeyse.Bana da teyze ile amca.Sonra çok sevdiğimiz,muzip mi muzip,zeki mi zeki amcamız kardeşimin değimiyle Enkan Amcamız vefat etti.Allah rahmet eylesin,çok severdik,çok sevilirdi.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Biz onların yazlığına gittiğimizde hep denizdeydik.Zaten evleri direkt denizin önündeydi.Evin dışına çıkınca ayağınız kuma basıyordu.Öyle yakın.1 aya yakın filan orada kalıyorduk.Ben neredeyse simsiyah oluştum.Gece çekilen resimlerde eğer gülüyorsam sadece dişlerim gözüküyordu,o derece.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Bir gün orada tanıştığım arkadaşlarla deniz bisikletine binmeye karar verdik.Annemden izin almak istedim vermedi,ben de babama sordum,izin verdi.Bak nasıl kurnaz ya?Hangisi izin verirse...Aldım kardeşimi bindik bisiklete.Kardeşim yüzme bilmediği için onun hem kollukları hem de simidi vardı. </div>
<div>
Ben bisikleti sürüyordum o da benim dibimde duruyordu.Ama sorun şuydu biz 5 kişilik deniz bisikletine 2.bir araca para vermemek için 11 kişi binmiştik ve açığa gittikçe bisiklet sallanıyordu.En sonunda denize şöyle ir atlayıp tekrar bisiklete çıkmaya karar verdik.Ben atladım,çıktım ve bir baktım ki ana şaka yapmak için hemen geri dönüp gitmeye çalışıyorlar.ama bisikleti çevirmek için acele edince deniz bisikleti öyle bir sallanıyor ki üstündekiler düşecek gibi oluyor.Ben denizdeyim,kardeşim araçta.</div>
<div>
"Sıkı tutun,eğer düşeceğinizi anlarsanız sen hemen suya atla.Ben seni tutacağım ablacım.Korkma."</div>
<div>
"Geri gelin ya.Böyle şaka mı olur.Çok açıktayız.Nasıl yüzeceğim ben?"</div>
<div>
"Sen kal Zeynepcim orda.hahahaha..."</div>
<div>
"Bana bak kardeşim orda.Bari onu da atın bana doğru."</div>
<div>
Boğulursak birlikte boğulalım misali.Neyse ki durdular ve ben yüzerek bisiklete çıktım.Ama nasıl yorgundum anlatamam.Zaten köpekbalığı korkum da var.Çok açıktayız yani.Biz biraz daha gezelim derken,hava bozmaya başladı ve aniden bir fırtına çıktı.Anlayamadık ne olduğunu.Annem tabii sahilde bizi bulamayınca delirmiş.Babama sormuş.O da " ne bileyim ya,bisiklete bindiler." diyince annem tabii paniklemiş ve sahili ayağa kaldırmış.Bizi bisikletin üstünde gördü ve hiç ıslık çalamayan kadın sesini bize duyurabilmek amacıyla bir ıslık çaldı ki eminim yunan adalarından bile duyulmuştur.Ben mi?Ben tabii yusuf yusuf.Acaba fırtınada ölmek anne azarından ve muhtemelen dayağından daha mı iyiydi ki diye düşünmüştüm.Annem çabuk gelin gibi bir şey söyleyerek gel işareti yapıyor.Yapıyor da dalgalarda ilerleyemiyoruz ki.Çok korkmuştuk.O demin dalga geçenlerin hiçbirinin cool hali yoktu o anda.herkes tir tir titriyordu.Bisikletin başında ben ve bir arkadaşım vardı.Nihayet sahile varmıştık.Annem beline dek suya girdi.Kardeşimi aldı ve ben de indim.</div>
<div>
"Şimdi hemen eve geçiyorsunuz."</div>
<div>
"Anne özür dilerim..."</div>
<div>
"Kes sesini..."</div>
<div>
"Babam izin verdi diye..."</div>
<div>
"başlarım babana da danana da...Sorucam ben size..."</div>
<div>
Neyse ki dayak yemedik ama dayaktan beter azar işittik.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Aynı yıl arkadaşlarla kumda voleybol oynarken bir anda hava kapandı.Güneş te var ama hava kapkara oldu.Ve inanılmaz bir gürültü.Sanki böyle trafo sesi gibi.Bazıları korkup kaçarken bazıları da nasıl sevinç çığlıkları attı.Neymiş biliyor musunuz?Helikopter böcekleri...Yılın belirli bir zamanında gelirler tüm sivrisinekleri yerler ve giderlermiş.Oranın halkı da sivrisineklerden bir müddet kurtulacakları için çok sevinirmiş.Ama milyonlarca vardı.Havayı karartıp bizim güneşimizi engelleyecek kadar,düşünün.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Bir tatilimizde de İzmir'in Gümüldür beldesine gitmiştik.Orada bir villa vardı kaldığımız.Orada annem,kardeşim ve ben kalmıyorduk.Babam yok gibiydi.O istanbul'da gününü gün ediyordu.Bize de işim var gelemem diye yalan söylüyordu.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Bir gün villanın önünde bulunan parkta kardeşimle oynuyorduk.Onu salıncağa bindirdim ve sıkı tutunmasını söyledim.</div>
<div>
"Abla daha hızlı salla."</div>
<div>
"Sıkı tutun ama bak.Düşersen sakın ayağa kalkma.Salıncak geri gelir kafana çarparsa valla ölürsün."</div>
<div>
"Tamam.wuuuuu....yuppii..."</div>
<div>
derken annem çıktı bahçeye,</div>
<div>
"Zeynep hadi yemeğe gelin."</div>
<div>
"Ne dedin anne?"</div>
<div>
"Yemeğe gelin.."</div>
<div>
"Tamam 5dk.ya geliyoruz."</div>
<div>
Dedim salıncağa bir baktım ki boş:))))Kardeşim yok!Meğerse düşmüş,hızlı salladığım için de önümüzdeki palmiye ağacına çarpmış yere düşmüş kalkma dediğim için de sürünerek eve gitmeye çalışmış ama yönde hata yapınca yola doğru çıkmaya başladığında farkettim ve onu aldım.Yazık,üzerinde otlar ağaç parçaları vardı.Toz toprak olmuş heryeri...:)))İyi ki arabalar geçmedi yani:)))</div>
<div>
<br /></div>
<div>
O yaz bende öyle bir yanöıştım ki vücudumu alerji kaplamıştı.Heryerim ölesiye kaşınıyordu,kaşındıkça kabarıyordu.Annem de sonunda tüm vücuduma batikon sürmüştü,hani şu yakan kırmızı ilaç:(((Ve halamın eşinin kardeşi de orada tatil yapıyordu.Yakındı villalar ve ona gitmiştik.Adam beni görünce ağzı açık kalmıştı...</div>
<div>
"zeyneeppp,noldu sana böyle...?"</div>
<div>
"Yok yok batikon sürdük biz."</div>
<div>
"hee,aman kızım ya,yengeç gibi yandın zannettim..."</div>
<div>
Neyseki onun verdiği ilaçla geçmişti alerjim.Ama ne denize ne havuza girebilmiştim bir müddet.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Sonra villanın önündeki havuza bir kız sabah erken saatte yüzmek istemiş ve yanlışlıkla çocuk bölümünden atlamış,çakılmıştı.beyin kanamasından vefat etmişti.Havuzu da 1 hafta kapalı tuttular.Öteki havuzun sahipleri de sapıktı ve sürekli bana asılıyorlardı.Böyle söyleyice de garip oldu he...Beni tanımayanlar da diyordur.Lan bu kadın afet heralde diye.Yok lennn...Bildiğin sıradan Türk Hatunu...Kaşım gözüm sağlam olsa da ahım şahım güzelliğim yok.Sapık heryerde her zaman sapık.Güzelliğe bakmıyor.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Bir kez de Bozcaada'ya eski model bir arabayla gidiyorduk.Eceabat'tan feribot sırası beklerken biraz geç kalmıştık ve tam feribota bindecekken arabamız istopetmişti.Arabanın yarısı feribotta,yarısı karadaydı ve feribotun kalkmasına birkaç dakika vardı.Resmen inip arabadan feribota ittik.Bizdeki şans işte...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Bu tatilden dönüşte de tam "oh be kazasız belasız geldik " derken Bursa'ya 40 km kala arkamızdan bize çarpıp kaçtılar.Allah'tan çoluk çocuk hiçbir şeyimiz yoktu.Çocuklar biraz korkmuştu ama hepimiz sağlamdık.Arabada da bişi yoktu.Şükür ki herşey halloldu...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Ama bakar mısınız yani.İnsan tatili ne için yapar?Dinlenmek,kafa dinlemek için dimi?Bizde daha çok hayat iş-ev ,ev-iş olunca rutine girip ekşınlar azalıyor.tatile çıkmaya korkar olduk be...:)))</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Neyse bakalım daha neler göreceğiz?allah çaresiz dert tasa vermesin.herşeyin üstesinden gelinir...</div>
<div>
Yanarım yanarım,o sevdiğim mayomun eridiğine.Hala onun yasının tutarım...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
RESİM ALINTIDIR.</div>
Bambam Kemal ile Annesihttp://www.blogger.com/profile/01605528759780530984noreply@blogger.com3